8 Ekim Pazar günü Ankara'da önemli bir toplantı var.. "Kerkük Sevdalıları" iki gün sonra saat 12.900'da Ankara Spor Salonu'nda buluşacaklar.. "Kerkük Türktür, Türk Kalacaktır" diye daha güçlü haykıracaklar..
İşte bu toplantıyı, Adana'dan birileri, gelecek seçimleri garantileme için fırsata çevirmeye çalışacakmış.. Başarısız bir belediye başkanı, önceleri "bir daha aday olmayacağım" derken, günler azalmaya başlayınca "yeniden nasıl adaylığı garantilerim.
Ankara'nın gözüne nasıl girerim" diye hesap kitap yapmaya başlamış..
Yılanlardan bile medet ummaya başlamış..
İşte böyle bir döneminde, Ankara'da yapılacak toplantıyı, başkanlık yolunda fırsata çevirmek için harekete geçmiş.. İlçesinin mahalllelerinden AKP'li, CHP'li DP'li bilumum dostlarından; yine bu kesimlerden kimini gerçek çalışan, kimini bankamatikçi olarak işe aldıklarından kalabalık bir grupla Ankara'ya gitmek için kolları sıvamış..
Tabii, Ankara'ya gidişin amacı Kerkük sevdası değil..
Toplantı saatinden önceki bir saate ya da güne partisinin Ankara'daki en tepe yöneticisinden randevu almaya çalışıyormuş.. Eğer, o randevu alınabilirse, AKP, CHP ve DP'lilerden, onların çocuklarından, o çevrelerden iş verdiklerinden oluşturduğu kalabalığı, en tepedeki kişiye, "İşte, ilçemizi partimize kazandıran kahramanların küçük bir bölümü" diye tanıştırıp, gücünü Ankara'ya göstermek istiyormuş..
Eğer, o randevu alınamazsa, dostlar alışverişte görsün hesabı, sadece "ben de burdaydım" diye masaj verme babından küçük bir grupla Ankara yoluna düşecekmiş…
Bir şeyi gerçekten merak ediyorum.. Çam ormanında yapılan hesap Ankara'da tutacak mı?…
Günümüzün Makyevel'i bakalım amacına ulaşacak mı?..
Nasılsa, Ankara'dan fotoğraflar düşer.. Olur da, en tepedeki kişiye partiye seçim kazandıran kişiler olarak tanıştırılanlar olursa, biz de, o fotoğraflar üzerinden kimin kime çalıştığını Ankara'daki en tepe yöneticiye tek tek açıklarız!…..
***
Basın danışmanlarında metal yorgunluğu
Adana'da bazı kurumlardaki basın danışmanlarında metal yorgunluğu görülüyor.. Yorgunluk o noktaya varmış ki, kurumlarının yeni çalışmalarını haber yapacak takatları bile kalmamış..
Bilgisayara ya da flash belleklerine depoladıkları haber ve görüntüleri periyodik aralıklarla servis edip duruyorlar.. Birini bir kaç gün önce buradan yazmıştık..
Sonrasında, diğer kurumların basın danışmanlarında da aynı yorgunluğun, aynı kolaycılığın olduğunu anladım… Onca haber bolluğunda, farz-u muhal; 22 Haziran, 14 Eylül, 4 Ekim gibi değişik tarihlerde aynı fotoğrafları aynı konulu haberlerle servis etme kolaylığına kaçan basın danışmanları, basın danışmanlarındaki metal yorgunluğunun ne kadar vahim boyuta ulaştığın gösteriyor..
Doğrusu, danışmanları bilmem ama ben, hem kurumları, hem de gazetecilik adına çok büyük bir endişe kapıldım…
***
Bir fotoğrafın anattıkları
MHP'li Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin bir açılışı ile ilgili törende çekilen bir fotoğraf, bize siyasal olarak çok şey anlatıyor.. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin katılımıyla gerçekleşen törende, "aile fotoğrafı" diyebileceğimiz bir fotoğraf, bence Adana'daki bazı söylentilere nokta koyan bir enstantane..
Bilindiği üzere, Adana'da birileri ısrarla, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'nün arasının açık olduğunu iddia ediyorlar.. Sözlü'nün Ankara ziyaretleri bile bu iddiaları azaltmadı.. Ama, aile fotoğrafı, Ankara ile Adana arasında herhangi bir bozukluk, kırgınlık, küslük olmadığını net biçimde ortaya koyuyor..
Sözlü, Adana'ya döndüğünde bu fotoğrafı iyi kullanmalı.. eften püften fotoğrafları servis eden görevlilerine, bu fotoğrafı bütün özellikleriyle kamuoyuna iletmeleri yolunda talimat vermeli..
Hatta talimatla kalmamalı, talimatın yerine en kısa sürede getirilip getirilmediğini de takip etmeli….