Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın Türkçülük ile ilgili sözleri, bazı siyatçiler için prim yapma fırsatına dönüştürülmek isteniyor..
Türkçüler, her platforma zaten gereken yanıtı verdiler..
Türkçülüğü savunmak için gündelik siyasetin ve siyasetçilerin desteğine ihtiyaçları yok.. Ama, buna karşın, bazı siyasetçiler, o talihsiz açıklamalara "mal bulmuş mağribi" gibi saldırdılar..
Gündeme gelmek için açıklama üstüne açıklamalar yapıyorlar.. Bazılarının Türkçülüğe bir şekilde bağlantıları olmuş; onları anlabiliyoruz..
Ama, bazılarının Türkçülük ile uzaktan yakından ilgisi yok.. DP Genel Başkanı Gültekin Uysal gibi.. Adı sanı belli olmayan yeni partinin kurucusu Meral Akşener gibi..
DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, Meral Akşener'in yol arkadaşları Koray Aydın ve Ümit Özdağ açıklama yapınca, geç kalma telaşıyla bir açıklama da sosyal medya üzerinden Meral Hanımdan geldi.. Türkçülerin, ne Uysal'ın ne de Akşener'in desteğine ihtiyaçları yok..
Uysal'ın başında bulunduğu parti, Türkiye'de siyasal islamı besleyip palazlandıran bir parti..
Öyle bir partinin Türkçülüğe sahip çıkmaya çalışması Türkçüler için bir zuldür.. Meral Hanım içinde aynı durum geçerli.. Daha dün, İstanbul'da yaptığı açıklamada, Türkçü değil mozaikçi bir siyaset izleyeceğini deklare etmiş bir siyasetçinin son tartışmalardan medet umarak, Türkçülük üzerine ahkam kesmesinin hiç bir kıymet-i harbiyesi yoktur.. Koray Aydın ve Ümit Özdağ'dan gelen açıklamaları anlayışla karşıyabiliriz..
Zira, Koray Aydın da Ümit Özdağ da geçmişte tamamen Türkçü diye tanımlayamasak da Türk Milliyetçiliği mücadelesinde aktif yer almış kişiler.. Özellikle, Ümit Özdağ, Türkçülük mücadelesinin cefası çekmiş babası Muzaffer Özdağ büyüğümüz nedeniyle küçük yaşlardan beri Türkçülük mücadelesinin içinde bulunmuş, Türkçülük fikirleriyle yoğrulmuş bir kişi..
Aydın ve Özdağ'ın Türkçülük konusundaki tepkileri bizler için anlaşılabilir ve kabul edilebilir açıklamalardır.. O nedenle, Koray Aydın ve Ümit Özdağ'ın açıklamalarının başımızın üstünde yeri var..
Merkez sağ denen siyaset bataklığında yetişmiş, mozaik siyasetçiliğine soyunmuş, siyasal islamı besleyip büyütmüş siyasi yapılar ve ve bu yapıların mensupları Türkçülükten uzak dursunlar..
Türkçülük ile ilgili tartışmaları, gündeme gelmek için kullanmasınlar.. Çünkü, onların yapacağı açıklamaların bizim nazarımızda en küçük bir değeri yoktur!…
***
Toplantıları halktan saklıyorlar
Siyasi geleceklerini Meral Akşener'e bağlayanlar, bugünlerde sık sık Adana'da dahil yer yerde toplantılar yapıyorlar..
Otel lobilerinde, salonlarında bir araya gelip, birbirlerine Meral Akşener propafandası yapıyorlar.. Bu tür toplantıları düzenleyenlerin tamamı, Meral Akşener'in partisinde il başkanı olma hayalleri kuran kişiler oluyor.. Toplantılarına da sınırlı sayında kişileri çağırıyorlar..
Özellikle kamuoyunun bilgisinden kaçırıyorlar.. Amaç, toplantıya çağırdıkları kişilere, Meral Akşener'i çok sevdiklerini, onun yanında önemli yerleri olduğunu, hatta kendisine "Başkanım, temsilcim sensin" dediğini söyleyerek, hem güç gösterisi yapmış oluyorlar, hem de yanlarına insan çekerek, il ya da ilçe başkanlığı için kulis yaparken arkasında güç olduğunu kanıtlamış oluyorlar..
Meral Hanımı bilmem ama, Akşener'in yanındaki Koray Aydın, Ümit Özdağ, Müsavvat Dervişoğlu gibi siyasetin en alt kademesinden başlayıp adeta tırnaklarıyla kazıya kazıya, ateş çemberlerinden geçerek bugünlere gelen kurt politikacılar, bu tür ucuz gösterileri yemezler..
***
Vize krizi şova dönüşüyor
İhlas Haber Ajansı Adana bürosundaki arkadaşlarımızın dün servis ettiği bir haber, ABD ile yaşanan vize krizinin şov aracı olduğunu gösteriyor..
ABD'de doğan iki çocuğu doğal olarak ABD vatandaşı, daha doğrusu çifte vatandaşlık hakkı olan bir kişi, vize krizini gerekçe gösterip, iki çocuğunun ABD pasaportlarını yakmış..
Yakmakla yetinmemiş, çocuklarının ABD vatandaşlığından çıkarılması için devletten yardım istenmiş..
İşte bu noktada, yapılan eylemin samimi olup olmadığını sorgulamaya neden oluyor..
Dünyanın her tarafından vatandaşlıktan çıkmak bir dilekçenin başında.. Verirsiniz dilekçeyi, "Ben bu ülke vatandaşı olmak istemiyorum" diye, o devletin İçişleri Bakanlığı da gereğini yerine getirir… Sizi vatandaşlıktan çıkarır, kayıtlarından düşürür..
Bu kadar basit yani.. O vatandaş da, devletten yardım isteyene kadar, ABD Adana Konsolosluğuna gider, veli olarak iki çocuğunun vatandaşlıktan çıkarılmasını talep eder.. Bir kaç sonra da isteğine kavuşur..
Bu kadar basit bir yol varken, devletten ABD vatandaşlığından çıkmak için yardım istemek, vatandaşlıktan ayrılmak istemediğinin göstergesi gibi duruyor..
İHA'lı dostlarımızın, malum kişinin eğer isteğinde samisiyse, ABD Adana Konsolosluğuna gitmesini ve iki çocuğunun ABD vatandaşlığından çıkarılması talebini içeren dilekçesini vermesini takip etmelerini özellikle bekliyorum..