Yarın cumhuriyetimizin yüzüncü yıldönümü..
Bugün ise, Ulu ve Ebedi Önder Mustafa Kamal Atatürk’ün cumhuriyet ilan edileceği gün..
Ulu Önder, tam yüz yıl önce bugün, Çankaya’da akşam yemeğinde, cumhuriyetin kurulacağını “Yarın Cumhriyet’i ilan edeceğiz” sözüyle Cumhuriyet’in ilan edileceğini İsmet (İnönü) Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit (Karsıalan) Paşa, Kemalettin Sami Bey’in aralarında bulunduğu yakın çevresindekilere ilan etmişti.
Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Çankaya Köşkü’nde arkadaşları için Latife Hanım'a bir sofra hazırlattı.
İsmet (İnönü) Paşa, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami (Gökçen) Bey’in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta şöyle anlatıyordu:
"Gece olmuştu... Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa’lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara’dan hareket ederken bunların Ankara’ya geldiklerini o günkü gazetede ‘Bir Uğurlama ve Bir Karşılama’ başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet (İnönü) Paşa ile Kazım (Karabekir) Paşa’ya ve Fethi (Okyar) Bey’e de Çankaya’ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat (Bulca), Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey’lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum.
Yemek sırasında: ‘Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz.
Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara’da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet'in ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar.”
Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı.
“Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir.” hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM’de yapılan konuşmalardan sonra saat 20.30’da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla Cumhuriyet’in ilanı kabul edildi. Cumhuriyet’in ilanı “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlarla karşılandı.
Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyet’in ilanı ile “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu.
Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmasını, “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır” sözü ile bitirdi.
Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verildi ve devlet başkanlığı konusu çözüme kavuştu. Hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi.
Buna göre, cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, Meclis Hükümeti Sistemi yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu.
1925'TEN BU YANA "MİLLİ BAYRAM" OLARAK KUTLANMAYA BAŞLANDI
İlk hükümeti kurmakla İsmet İnönü görevlendirilirken, Fethi Okyar da TBMM Başkanlığı’na seçildi.Türk ulusu, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü Cumhuriyet’in ilanını kutladı. 26 Ekim 1924’te yayımlanan kararname ile Cumhuriyet’in ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi.
Karar doğrultusunda 29 Ekim 1924’teki etkinlikler, kutlamaların başlangıcı oldu.
Hariciye Vekaleti (Dışişleri Bakanlığı), 2 Şubat 1925’te bir kanun teklifiyle 29 Ekim’in bayram olmasını önerdi. Teklif, Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan’da karara bağlandı.
TBMM’de teklifin 19 Nisan’da kabul edilmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından bu yana “Milli Bayram” olarak kutlanmaya başlandı.
KAFASINDA HEP CUMHURİYET VARDI
Milli Mücadele başladığı yıllarda da Atatürk’ün kafasında hep cumhuriyet vardı.
Harp Okulu öğrencisiyken, “Dava yıkılmak üzere olan bir imparatorluktan önce bir Türk devleti çıkarmaktır” diyordu. Erzurum Kongresi günlerinde hiçbir şey belli değilken Mazhar Müfit Kansu’ya “Zaferden sonra hükümet şekli cumhuriyet olacaktır” diye not ettiriyordu.
Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Kuvayı Milliye’nin stratejisini Nutuk’ta açıkladığı durum değerlendirmesinde; “Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milli egemenliğe dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak” demişti..
1921 Anayasası yetersiz kalıyordu. Yeni bir anayasa tasarısı hazırlığına başlanmıştı. Mustafa Kemal, 27 Eylül 1923 tarihinde Neu Freie Presse gazetesi yazarına yaptığı açıklamada, “Yeni Türkiye anayasasının ilk maddelerini size tekrar edeceğim: ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin biricik ve gerçek temsilcisi olan Meclis’te belirmiş ve toplanmıştır.’ Bu iki cümleyi bir kelimede özetlemek olanaklıdır: Cumhuriyet!”
28 Ekim 2023’deki akşam yemeği malumun ilanı, 29 Ekim yıllardır Atatürk’ün kafasında biçimlenen Cumhjuriyet’in ilan edidiği gün olmuştur.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl vesilesiye ulu ve ebedi Önderimiz Atatürk’e ve yol arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum..