MHP Adana eski Milletvekili Yılmaz Tankut'u 12 Eylül öncesinden tanırım..
O karanlık yıllarda Ülkü Ocakları bünyesinde Ülkücü Hareket'e hizmet etmişti..
Sonrasında, o günlerde beraber yürüdüğü Recai Yıldırım ve diğer arkadaşlarıyla birlikte MHP'de aktif siyaset yaptı..
Üstlendiği her görevi layıkıyla yerine getirmeyi başardı..
Milletvekilliği dönemi de Adana için iyi hizmetler yaptığı dönemdi..
Yılmaz Tankut'un davasına bağlılığına, ahde vefasına 7 Haziran seçimleriyle başlayan, 1 Kasım seçimleriyle doruğa çıkan MHP'yi bölge kampanyası döneminde bir kez daha gördük..
Dün, Devlet Bahçeli tarafından altlarına koltuk verilenler, görevlerini yerine getiremeyip koltuklarından olunca hepsi sıkı bir Devlet Bahçeli düşmanı kesilmişlerdi..
Gözlerini bürüyen intikam, koltuklara yeniden kavuşma hırsı ile 1 Kasım seçimlerinde başka partilere çalışanlarını da, balığa gidenleri de, tatile çıkanları da ibretle izledik..
Ülkücü sandıklarımızın koltuk hırsı ile mensubu olduklarını zannettiğimiz MHP'yi yıpratmak için yaptıklarını görünce gözlerimize inanamamıştık..
MHP'de ihtilal yapmak için tarlalara koşanların, Bahçeli ve MHP düşmanlığında sınır tanımaz hale geldikleri bir dönemde birisi vardı ki, sonuna kadar partisine ve liderine bağlı kaldı..
İşte o kişi, MHP Adana eski Milletvekili Yılmaz Tankut idi..
Tankut, yeniden milletvekili adayı gösterilmemesine karşılık, diğerleri gibi koltuk hırsına kapılmadı..
MHP'ye ve onun genel başkanına isyan bayrağı açmadı..
Sonuna kadar MHP'ye Bançeli'ye bağlı kaldı..
Başkalarının kurultay kurultay diye tarlalara koştuğu dönemde, Yılmaz Tankut; il il, köy köy, mahalle mahalle MHP ve Bahçeli'nin ülkenin bekası için yaptıklarını anlatıyordu..
Sanki, milletvekili gibi vatandaşların sorunlarını dinliyor, onlara çare bulmaya çalışıyordu..
Koltuğunu kaybedenlerin, hırslarına yenilip MHP ve Bahçeli düşmanlığı yapma yarışına girdiği, Amerika'dan uzatılan ipe sarılmak için birbirine çiğnedikleri, eşlerini dostlarını koltuk ve ünvan dağıtma yarışına girdikleri günümüzde, Yılmaz Tankut gibi ilkeli ve dürüst siyasetçilerin farkını daha iyi anlıyoruz..
MHP'nin ve Türkiye'nin, uzatılan her ipe sarılan ve ölene o kadar o koltuğkta oturmak için ilkelerini ülkülerini çiğneyen, başka oluşumlara koşan siyasetçilere değil, Yılmaz Tankut gibi değerlere ihtiyacı var..
***
ATO'ya memur başkan yakışmaz
Odalar ve Borsaların ertelenen seçimleri Nisan ayı içerisinde yapılacak..
Nisan'da seçime gidecek kurumlardan birise de haliyle Adana Ticaret Odası..
Adana Ticaret Odası'nın şimdiki başkanı Atilla Menevşe'nin, kendisini Ticaret Odası başkanlığına taşıyan ticari kuruluşlardaki ortaklık payını devrettiğini, daha önce Çukurava Barış Gazetesi yayınlamıştı..
Yani, bir süredir Atilla menevşe, tüccar kimliğini yitirmiş bir kişi..
Hisselerini devrettiğine göre, artık ona tüccar diyemeyiz..
Eğer, o hisselerini devrettiği şirketlerde genel müdürlük gibi ünvanlarla maaşlı çalışmaya devam ediyorsa, bu durumda da zaten tüccar sayılmaz..
Ticaret erbabının kuruluşu olan Adana Ticaret Odası'na başkan ya da yönetici, hatta üye olması için bir gerekçesi bulunmamaktadır..
Tüccar olmayan birinin Ticaret Odası'nı yönetmesi ise asla düşünülemez..
Hele, bir de bir kuruluşta genel gmüdür ya da başka bir ünvan altında maamşı memur veya işçi olarak çalışıyorsa, Adana Ticaret Odası başkanlığına şimdi bile yürütmesi eşyanın tabiatına aykırı bir durum..
1894 yılında kurulmuş, bugünlere gelmiş tam 124 yaşındaki Türkiye'nin en eski kurumlarından olan Adana Ticaret Odası'nın tacir olmayan biri tarafından yönetilemez..
Bir memur tarafından asla yönetilemez..
Atilla Menevşe'nin Nisan ayındaki seçimlerde yeniden adaylığı düşünmesi abesle iştigal olur..
Ayrıca, doğru olan, şirketlerdeki hisselerini devreden Atilla Menevşe'nin Nisan'daki seçimi beklemeden şişdiden, "Ben artık tacir değilim. Dolayısıyla Ticaret Odası üyelik vasfını yitirdiğimden başkanlık görevini bıraktım" demesiydi..
Vakit geçmiş değil..
Örneğin, bugün eski bir tacir olarak Ticaret Odası başkanlığını görevinin ayrılıp koltuğunu gerçek bir tacire bırakma fırsatı hala mevcut…