Dert çok ama derman yok…
Yıllardır yaşanan asıl sıkıntı bu Adana adına. Sorunları bilenler ne yazık ki yeterince sorunların altından kalkamadılar ve artan yükün sonrasında da bir kenara çekilip seyretmek zorunda kaldılar.
İki gün sonra yerel seçimlere gidiyoruz. Bu kenti yönetecek belediye başkanlarını seçeceğiz.
Şehrin kaderini tayin edeceğiz aslında…
Bu şehrin gündemi nedir? Diye sorsanız herkes kendine göre sorunları sıralayıp bunlara çare bulunmadığından dem vurup kendilerince yorumlarını sıralarlar.
Kimine göre işsizlik, kimine göre trafik, kimisine göre hava kirliliğidir kentin sorunu.
Sorunu bilmek yetmiyor, önemli olan sorunu çözmek, çözüm üretmektir. Adana’nın dertlerini biliyoruz cümlesini kuran siyasilere çözüm yollarını soruyoruz ve aldığımız yanıtlar aslında gelip en nihayetinde maddiyata dayanıyor.
Yani paraya dayanıyor.
İyi planlamaya, parayı tasarruflu kullanmaya dayanıyor. Az imkânlar ile büyük işler becermeye bakıyor gözler. Bu kentin ne yazık ki kaderinde bunlar da var.
Dün Seyhan Belediye Başkanlığı dönemindeki 5 yıllık hizmetlerin ardından Büyükşehir Belediyesi’ne talip olan Zeydan Karalar’ın basın ile sohbet toplantısına katıldım.
Orada Karalar’ın vurgusu çok önemliydi ona dikkat ettim. ‘Adana’nın dertlerini biliyoruz, yol haritamız ve projelerimiz hazır’…
Projesi olmayan belediye başkanları da var elbette. ‘Düşün peşime’ diyerek yol haritasını kendileri çizen belediye başkanlarımız da var…
Veya projelerini ortaya koyarak görevde kaldıkları dönem içinde projeleri maketlerde kalanlarda var bu kentte.
Sizin anlayacağınız proje adamı olmak kadar projeyi hayata geçirmek daha önemli bence…
Bunu başaran başarılı oluyor. Halk, sizin yaptıklarınıza bakıyor. Yapacaklarınızın vaadine değil. Bütçelerin dahi gerçekleşme oranları o bütçenin sağlıklı olup olmadıklarını ortaya koyar.
Zeydan Karalar’ın Büyükşehir Belediyesi’ni yüzde 60 oy oranı kazanacaklarına ait öngörü ve iddiasını dinledikten sonra aklımdan geçirdiğim ilk cümle ‘kolay değil’ oldu.
Neden bu cümleyi aklımdan geçirdim? Bu seçmene olan güvenimin olmaması bu cümleyi aklımdan geçirmeme neden oldu. Elbette ben seçmenin eğiliminin ne olacağını güvenden hareketle tahmin edemeyebilirim. Deneyimli siyasetçi olduğunu söyleyen Zeydan Bey, yüzde 60 oy oranını ortaya koyarak seçimleri kazanacağını iddia etti.
Yapacaklarını sıraladı. Kurtuluş reçetesi hazırladığını, bunu da hayata geçirmek için Adanalı insanların desteğini arkasında gördüğünü, insanları iyi okuyan, siyaseti iyi okuyan birisi olarak da tahminlerinde hiç yanılmadığını ifade etti.
Sizin anlayacağınız bir ekip görevlendirip kent adına hizmet yapabileceği ana hatları belirleyerek yola çıktığını anlattı. Aslında kamuoyu önünde çok tartışılması gereken bu projeleri daha öncesinden ortaya koyarak biraz daha zaman tanımış olsaydı biraz daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Sonuç itibariyle Pazar günü yapılacak olan seçimlerde Zeydan Karalar ile Hüseyin Sözlü arasında çetin bir yarış geçecek. Seçmen iki isimden birisine ‘DEVAM’ diyecek. Diğerine ise ‘eline sağlık’ diyecek.
Zeydan Karalar’ın projeleri ile Hüseyin Sözlü’nün projelerini kıyaslayarak hangisinin ayaklarının yere bastığını tahlil edecek durumda değilim. Buna karar verecek olan Adanalı seçmendir.
Nitekim asıl anket milletin anketidir. Asıl karar veren millettir.
Yüzdesini bilmem ama bu millet anketi öyle bir yapar ki, kimseye hak geçirmeden adil bir anketle seçim sonuçlarını sandıkta belirleyip siyasilere mesaj verirler.
Geçmişte bunun örnekleri yaşandı…
Zeydan Karalar’ın iddialı cümleleri ve heyecanını gördüğüm kadarıyla Pazar gününe kadar sürdürüp beklentisi olan yüzde 60 oy oranını alıp Büyükşehir Belediye Başkanı olmak yolunda efor sarf edeceğini biliyorum, inanıyorum.
Keza, Hüseyin Sözlü Beyin de Zeydan Beyden geri kalan hiçbir yanı yok. O da bu seçimlere iddialı hazırlanıyor.
Hep söylediğim gibi bir kez daha söylemekte yarar var. İnşallah Adana kazanır. Adanalı kazanır…
Pazar günü yapılacak olan seçim vatana, millete, Adana’ya ve Adanalılar’a hayırlı ve uğurlu olsun.