Adana’da AK Parti kaybetti! Hem de az bir oy ile değil, açık ara kaybetti…
Büyükşehir Belediyesi’nde kaybetti, Yüreğir’deki açık fark kapanarak kaybetti…
İlçelerde almış olduğu sonuçlara bakılacak olunursa bir adet ‘beklentilerin altında alınan oy oranı yüzünden’ kaybetti.
Siyaseti okuyanlar AK Parti’nin bu kadar kayba uğrayacağını ifade etmiyorlardı. Özellikle küçük ilçelerde alınan oyların sonucu etkilemeyeceğini bilen AK Parti kurmayları, Seyhan, Çukurova, Sarıçam, Yüreğir gibi metropol ilçelerde önemli oy almayı hedefleyerek belediye başkan adaylarını bu temel üzerinden belirlemişlerdi!
Belediye meclis üyeleri listelerini de bu hareket noktasına göre dizayn etmişlerdi!
Bana göre AK Parti’de ‘evdeki hesap çarşıya uymadı’ cinsinden bir hesaptı. Uymadı, uymaması için sanki ne gerekiyor ise yapıldı.
AK Parti’nin parti yöneticiliğini yapmış, yıllarca parti içerisinde aktif olarak maddi ve manevi imkanlarını seferber etmiş insanlar ile görüştüğümde AK Parti’ye neden oy vermediklerinin gerekçelerini peşinen anlatıp ardından da kime oy verdiklerini söylemeye cesaret eder duruma gelmişler.
Evet, cesaret eder duruma gelmişler diyorum. Daha önce AK Partili olup başkaca adaya ve partiye oy verdiğini söyleyen siyasetçi profiline rastlamazdım. Bu kez rastlar oldum! Bu da çok garip aslında…
AK Parti’nin neden seçim kaybettiklerine yönelik hazırlayacakları raporları inanın ben çok merak ediyorum. Bu merakımın nedeni, bizim bildiğimiz nedenler ile onların hazırladığı nedenlerin ortak noktalarının çıkıp çıkmayacağını test etmek istememdir.
Raporu hazırlayanların ne kadar objektif olduklarına bakmamız gerekiyor. Partiye ihanet edenler var mı? Belediye meclis listesine giremeyenlerin, belediye başkan aday adayı iken partisinin MHP adayı ile seçime girmesi yüzünden rota değiştirenlerin olup olmadığını, sandık görevlilerinin yerinde hizmete hazır hale getirilip getirilmedikleri, mahalle bazında örgütlenmelerin düzenli yapılıp yapılmadığı, gençlik kollarının ve kadın kollarının üzerlerine düşen görevi yapıp yapmadıkları gibi birçok ana konunun bu rapor içerisinde yer alıp almadığını inanın çok merak ediyorum.
İyi hoş, raporu kim hazırlayacak onu da bilmiyorum. AK Parti eğer yerel gazetecileri bir gün boyunca bir kampa alarak onlarla AK Parti üzerine sohbetle neden ve sonuç ilişkileriyle değerlendirmiş olsa bence hazırlanacak olan rapordan daha kıymetli verilere ulaşırlar!
Çünkü bu şehirde biz yaşıyoruz. Olup bitenleri görüyoruz.
Benim halisane içimden gelen bir teklifim olsun AK Parti’nin üst düzey yöneticilerine. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konuyu aslında dikkate almasında yarar var diyorum.
‘Belediye başkan adayları, belediye meclis üyeleri, il ve ilçe başkanları ile yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesini partinin kayıtlı tüm üyeleri üzerinden TEMAYÜL yoklaması yaparak, partinin tabanının sesini dikkate alarak ve çıkan sonuçları da kamuoyuna açıklayıp Ankara’ya torba içerisinde götürmeden, o ilin oy kullananlarının gözünün önünde belirleyerek yöneticileri belirleyin’
İnanın bu şekilde çıkacak olan sonuç, bugünkü yöntemden çok daha başarılı olur.
İnsanların önüne ‘bu yemeği yemek zorundasın’ diyerek getirip bir yemeği koyar iseniz o yemeği yiyen olur, yemeyen olur. Nitekim seçim sonuçları da böyle bir şey işte.
AK Parti’nin Adana’da ciddi anlamda oy kaybını yaşadığını düşünüyorum. Bu düşüşün nedeni aranıp bulunup eğer diyet ödemesi gerekenler var ise bunlara da ödetilmez ise bundan sonra da değişik platformlarda başarısızlığın ortaya çıkması kaçınılmaz olur…
Seyhan’da AK Parti ciddi bir düşüş yaşamıştır. Sarıçam’da oyların konsolide edecek duruma gelmiş, Yüreğir’de ise her seçimde aşağıya doğru inen bir ivme ile seçim kazanma ortamı söz konusudur.
AK Parti’nin Adana için söyleyeceğim en isabetli kararı ‘revizyonların acilen’ hem de vakit kaybedilmeden yapılması konusunda alacağı radikal kararları olmalıdır. Eğer bunu yapmaz iseler sonraki yıllarda ortaya çıkacak beklenilen sonları yaşamak durumunda oluruz.
Bu aşağıya doğru hızla iniş sürecinin önüne geçilmez ise sonuç olumsuz çıkacağı için ve bunun da bilinmesi için kahin olmaya gerek olmadığı için, sorumluların kişi bazında, teşkilat bazında, milletvekili ve genel merkez yöneticisi bazında tespit edilerek faturanın az ya da çok ödetilmesinin gerekliliğine inanırım.
Netice itibariyle halk ‘ismi var diye’ kimseye oy vermiyor. İsmi olanların da o isimlerinin altını doldurması gerekiyor. Türkçesi Adana’daki tek sorun bu…
‘İSMİ’ olanların yedek kulübesine alınıp maçı kurtarma adına yedeklerin sahaya sürülmesi gerekiyor. Nefesi tükenen, olumsuzluklardan beslenenlerin acilen partiden refüze edilmeleri gerekiyor. Ben bunu bilir bunu söylerim.
Fazla yorum, partinin iç içleyişine müdahale anlamına geleceği için fazlaca ileri gitmeden oturup bekleyelim ve genel merkezin Adana ile ilgili alacağı kararları da yakından takip edelim.