Hani hep söyleyip dururlar ya, ‘bardağın boş tarafını değil, dolu tarafını gör’ diye…
Bardağın dolu ya da boş tarafını görmek için bardağı dolduran sürahinin dolu olması gerekiyor. Eğer sürahi dolu değil ise bardağı doldurmak pek mümkün olmuyor!
Gazetecilikte yeri gelince bardağın dolu tarafını, yeri geldiğinde de boş tarafını görenlerdenim. Bana göre öyle de olması gerekiyor.
Meslek gereği elbette…
Memlekette herkes işini doğru dürüst yapsa bizim bardağın boş tarafını görmemize gerek de kalmaz doğrusu.
Geriye dönük son 30 yıllık gazetelerin arşivlerini çıkarıp baktığımda kentimizdeki bardağın dolu ve boş tarafını görme adına ortaya koyduğumuz gayretlerin bir şeceresini tuttuğumda genelde aynı konular üzerinde yoğunlaştığımızı görüyorum.
‘Sahipsiz Adana, bu kentin milletvekillerinin kente faydaları yok. Kentin akil insanları birbirleriyle kavgalı durumda. Belediye başkanları beceriksiz’ gibi konuları ihtiva eden haberler ile konuyu sürekli gündeme taşıyıp bardağın boş tarafını görmüşüz.
Bardağı doldurmaya çalışmışız. Sürahinin de zaman zaman boş olduğunu bilerek hareket etmişiz.
Peki, biz bunları yapar iken siyasi irade neler yapmış?
Siyasi irade bir adet ‘siyaset’ yapmış. Gelene ağam, gidene paşam denilmiş.
Hak etmeyenlerin hak etmemelerine karşı siyasi erki elinde tuttuğu şehirde ağaçların altında ot dahi bitirmeyecek nitelikteki siyasetleri ile bu kentin yalnızlaşması sağlanmış.
Şükürler olsun ki yeni yeni ortam biraz daha durağanlaşmış ve sürahi her daim dolu tutulmaya çalışılmış. Siyasi parti ayrımı yapmaksızın yan yana gelmeler başlamış, omuz omuza olmalar bir adet gerçekleşme yoluna girmiştir.
İşte bu nedenledir ki 31 Mart 2019 seçimleri Adana adına kader seçimleridir. Eski alışkanlıkların sona ermesi adına Vatan, Millet, Sakarya edebiyatına son verip topyekûn kalkınma adına her kesimin iş birliği yaparak görev alma, sorumluluk üstlenme dönemi gelmiştir. Bu dönemi de iyi değerlendirmek gerekmektedir.
Gözleri Dolar ve Euro ya çevrili olanların da ‘ellerini ovuşturarak’ beklediklerini bilerek hareket etmek gerekiyor. Hak etmediklerine inanılanların artık saf dışı bırakılma zamanı gelmiştir.
Feodal ilişkilerden koparak kayırmacılık ve yandaşlık pozisyonunun sona ermesinin tam da zamanıdır 31 Mart tarihi.
Sürahinin içindeki suyun kalitesi ve niteliği de önemlidir elbette. Sağlımızı bozmadan sağlıklı suyu içmenin de zamanı gelmiştir.
Bu sebepledir ki yerel seçimler şansını Adana iyi değerlendirmeli, kentin sorunlarına çözüm bulacak olan siyasi iradeye sahip çıkarak yerelden kalkınmanın hamlesi başlatılmalıdır.
Temennimizi dile getirmiş olalım ve bekleyişe geçtiğimizi de bu kentin hassasiyetlerini bilen gazeteciler olarak vurgulamış olalım…