Mutlu olmak, huzurlu olmak en başta istediğimiz ve beklentimiz olan temel isteğimizdir. Maddi anlamda rahat bir hayat sürmek de beraberinde istenilir. Olursa mutlu olunur, olmaz ise de dünyanın sonu olmadığı için yaşam devam eder.
Bunlar insanlar için geçerli olan beklentilerdir.
Bir de şehirler adına beklentiler vardır. Her konuda kalkınmış, sorunsuz, insanlarının mutlu olduğu bir şehir yaratmak ve bu şehirde yaşamaktır güzel günler görmek.
Güzel günleri kim gösterecek diye soracak olur iseniz, beş yıl boyunca bizleri yönetmesi adına kendilerine ‘şehrin en emin insanları’ diyerek yetki verdiğimiz belediye başkanları derim. Ardından başkanların çalışmalarına direk etki eden belediye meclis üyeleri, muhtarlar diyerek yanıt vermiş olurum.
Biz halk olarak yetkiyi verdik ve onlar bu yetkiyi kullanıp yönetim şekilleriyle kente hizmet edecekler.
Güzel günler görmek dileğimizdir dedik.
Aksini savunan elbette çıkmaz.
Sevabı ile günahı ile Hüseyin Sözlü Bey 5 yıl boyunca bu şehirde belediye başkanlığı yaptı. Elbette insan olarak, birey olarak insanların mutlu olması adına çaba sarf eden bir kişi olması itibariyle de atılgandı, heyecanlıydı.
En büyük kusuru ‘Ceyhan’dan geldiği için Adana’ya bir beden uyumsuzluk sağlayan ekibini kurumayarak bocalamasıydı’ desem sanırım yanlış bir ifadede bulunmamış olurum.
Kırsala yapılan hizmeti kimse inkâr edemez. Hoş, kırsaldan gelen oylar da Hüseyin Sözlü’nün hakkını teslim eder cinsten. Lakin şehir merkezlerinde Sözlü beklediği oyu alamadı.
Hakkında hayırlısı olsun diyelim. Ben her zaman söylerim. Hiçbir belediye başkanına ‘ne hizmet yaptı?’ demek haksızlık olur. Kendince, imkânlarınca, aklıyla iyi ya da kötü her belediye başkanı şehrine hizmet yapmıştır. Hizmetleriyle halkının desteğini göremeyecek noktaya gelenlerde ‘elveda’ diyerek bugün evlerine çekilmişlerdir. Bu sebeple Sözlü’yü de hiç hizmet yapmadı olarak nitelendirmek haksızlık olur.
Daha iyisini yapabilir miydi? Evet…
Hem de çok hizmet yapabilirdi…
Etrafındaki insanların kurbanı oldu diyelim ve gelelim Zeydan Karalar’ın yapacaklarına, yapması gerekenlere.
Zeydan Karalar’ın mali disiplin açısından katı bir yönetim anlayışına Adana Büyükşehir Belediyesi bir kez hazır olsun. Kuruşun hesabını yapar iken de insanlara kök söktüren bir yöneticilik ile parayı iyi yönetir. Herkes her kuruşun hesabının sorulacağını bilerek harcayacak ve attığı imzanın da bu şehre fayda getirmesi adına araya gitmemesini temin edecek.
Belediye içerisinde veya dışında hak etmedikleri halde, hatır ve gönül ilişkisi ile evlerinden, iş yerlerinden belediyeye bakıp, olup bitenleri hem işlerine, hem güçlerine bakarak seyreden sözde belediye çalışanlarının öncelikle tespit edileceğini düşünüyorum.
Belediyenin araç kiralama yöntemindeki yanlışlıkları ve araçların kimlere tahsis edilerek nasıl kullandıklarının kayıt altına alınacağını tahmin ediyorum.
ASKİ başta olmak üzere diğer belediye şirketlerinin iyi bir denetimden geçirileceğini düşünüyorum.
Yani Zeydan Karalar’ın belediye hesaplarını, iş ve işlemleri rayına oturtup kendine has yönetim anlayışı ile düzenleyebilmesi adına önemli bir sürecin geçeceğini düşünüyorum.
Ve en önemlisi de bu dönemde kırmadan, dökmeden, incitmeden, kibarlıkla bu işlerin becerilmesinin gerektiğini söylüyorum ve Karalar yönetiminden de bunu bekliyorum.
Ve belediyenin de iş ve işlemlerinin nasıl oluşacağına dair gelişmeleri yakından takip ederek okuyucularımıza bildireceğimizi belirtip bir soluklanalım ve yarına ait gelişmeleri bugünden takip ederek yarın görüşmek dileğiyle diyelim.