Adana’da Kamu Sen’e bağlı Türk Eğitim Sen 2 Nolu Başkanlığında seçim yapılmasına yönelik alınması gereken kararlar ve gelinen nokta üzerine bana ulaşan bilgiler ışığında bazı gelişmelerin yaşanmış olmasından dolayı bu bilgileri siz kıymetli okuyucularımla paylaşmak istedim.
2 Nolu Başkanlığa Nihat Temelli aday olur. Nihat Temelli mevcut yönetimde yer alan bir isimdir. Üzerinde baskı kurularak adaylıktan çekilmesi sağlanır. Evrak kayıt defteri kaybedilmiştir. Bütün bunlar iddia elbette ama böylesine önemli bir sendikada bunların yaşanıyor olması dahi bizlere üzüntü veriyor.
Koltuğu bırakmamak adına yaşanan bu gelişmeleri doğru olarak nitelendirmek mümkün değil. Kaldı ki tepki koyacak isimlerin de kendi isimlerini gizli tutup, gizli tutulmasını isteyerek konuya yaklaşmaları da olayların bu noktaya gelmesinin birinci sebebi olsa gerekir!
Yıllarca Kamu Sen Genel Başkanlığı yapan İsmail Koncuk bu konuları ihtiva eden bir açıklama yaparak olayı Türkiye gündemine taşıdı aslında.
Öncelikle İsmail Koncuk’a bir kulak verelim isterseniz. Bakınız neler söylüyor.
“Yakın zamanda sendikaların şube genel kurulları başlayacak ancak Türk Eğitim Sen’den gelen haberler rahatsız edici niteliktedir.
Şöyle ki, bazı şube başkanlarına, sendika dışı güçlerden, bu kongrede başkanlığa aday olmayacaksınız baskısı gelmekteymiş. Kimin başkan adayı olacağına, sendika dışı güçler karar verecekmiş. Başkan adaylarını onlar tespit edecek ve tek adayla seçimlere girilecek, 2. bir aday, sendika dışı güçlerden izin almadan çıkamayacakmış.
Hatta Kütahya şubesinin bir takım kişiler tarafından, güpegündüz basıldığı ve mevcut yönetime aday olmayacaksınız, denildiği, yönetimin polis çağırdığı, polisin yanında dahi, açıkça tehdit edildikleri bilgileri gelmektedir.
Bazı illerimizde Türkiye Kamu Sen’in açık düşmanı olan, yandaş, malum sendika yanlısı kişi ya da kişilerin dahi, olaya müdahil olduğu da vakidir. Türkiye Kamu Sen’in hayrına bir iş yapmayacaklarına göre, bu yandaşlardan medet ummak ne demektir?
Ben ömrünün 26 yılını bu teşkilata vermiş, en alttan en üst noktaya kadar, her kademesinde görev yapmış, bir kişi olarak gelen bu bilgilerden büyük rahatsızlık duydum. Ben şu gerçeği çok iyi biliyorum ki, Türkiye Kamu Sen, Türk Eğitim Sen ve bağlı tüm sendikaların Başkan ve yönetim kurulu üyeleri sendikacı olmanın yanında, gerçek bir Türk milliyetçisi ve dava adamıdırlar. Türkiye Kamu Sen sendikal birikimi ve bugüne kadar ortaya koyduğu mücadele ile herkesin gıptayla baktığı büyük bir demokratik kitle örgütüdür.
Türk milliyetçisiyim diyen herkesin, siyasi parti ayrımına girmeksizin, geçmişi mücadeleler ile dolu, bu güçlü ve şerefli yapıyı daha da güçlü kılmak gibi bir görevi vardır.
Bırakınız bu sendikalarımız seçimlerini kendi hür iradeleri ile yapsınlar. Sendikal alanda ne yapılıp ne yapılmayacağına kendi hür iradeleri ile karar versinler.
Bu yazıyı siyasetçi kimliğim ile değil, ömrünün 26 yılını bu teşkilatları yüceltmek için mücadele etmiş, büyük emek vermiş, tüm Türkiye’de sendikamızı gururla anlatmış, bir kişi olarak yazıyorum.
Şayet, önümüzdeki süreçte şube kongrelerine bir dış baskı gelir ve bu durum 420 bin üyeye intikal ederse büyük sıkıntılar yaşanacağı açıktır.
Böyle bir baskı, tabidir ki, güçlü kırılmalara sebep olabilecek sonuçlar doğurabilir. Böyle bir kırılmanın Türk milliyetçilerine hiç bir yarar sağlamayacağını, her aklı başında dava arkadaşımız bilmeli ve ona göre davranmalıdır.
Bu işlere karar veren “üst aklı” aklıselime davet ediyor, yol yakınken yanlışlardan dönülmesini bekliyor, gelişmeleri yakından takip ediyorum.”
Kamu Sen’in acilen bu yanlışlıkları düzeltmesi gerekiyor. Yoksa bunca emeğe yazık edecekler…
Bizden uyarması diyelim.