Altılı mı yoksa yedili mi bilmemem ama halen altılı masa diyerek isimlendirilen Millet İttifakı’nın ortaklarının aralarında bazı çatlak sesler yükselse de şimdilik kopmanın olmaması gözlerden kaçmıyor. Haliyle bu birliktelikte yerel anlamda tam bir kenetlenme söz konusu mu? Sorusuna yanıt aramak istedim ve yaşananları şöyle bir gözden geçirme ihtiyacı duydum.
Gözden geçirmeye başlayınca Adana’daki belediyelerin (Millet İttifakına mensup) başkanlarının altılı masadaki tüm partilerin ihtiyaçlarına yanıt verebilip veremediklerini kendi penceremden değerlendirmek istedim.
Sayın Zeydan Karalar’ın Millet İttifakının paydaşlarından sadece ve sadece İYİ Parti ile görünürde kucaklaştığını söyleyebilirim. HDP ile olan dirsek temasının da varlığından belirli dönemlerdeki uygulamaları ile bilgi sahibi olabiliyoruz ama bu temas HDP’yi memnun eder seviyede değil.
Haricinde Sayın Karalar’ın ittifakın diğer partileriyle tamamen uzak bir duruş içinde olduğunu söyleyebilirim. İYİ Parti ile olan diyaloğu ise il başkanı üzerinden bireysel olarak ilerliyor.
Bu bir avantaj mıdır Sayın Karalar için?
Bence değil. Aksine dezavantaj…
Çukurova Belediyesi’de Millet İttifakı’nın belediyesi sayılır. Her ne kadar Soner Çetin’in şahsı ile ön planda olan bir belediye olsa da Sayın Çetin, İYİ Parti ile tam bir mutabakat içinde ilerleyen yönetim sergiliyor. Diğer Millet İttifakına mensup partilerle Büyükşehir Belediyesine göre daha aktif bir siyasi duruş içinde. Bu anlamda Çukurova’da sıkıntı görmüyorum.
Seyhan’da ise Sayın Akif Akay’ın İYİ Parti ve HDP ile yakın mesai içinde olduğunu tespit edebilecek kadar yakın duruşlarını görüyorum. Diğer Millet İttifakının paydaşlarıyla fazlaca irtibatlarının olmadığını değerlendiriyorum.
Sayın Zeydan Karalar’ın belediye başkanlığı yarışını kazandığı ortamın bugünlerde hâsıl olmayacak kadar değişken olduğunu da göz önüne alacak olursak, Millet İttifakının paydaşlarıyla daha yakın ilişki içinde olması gerekir diye bir yorumda bulunmuş olsam haksızlık mı etmiş olurum?
Meclisteki bütçe oylaması sırasında Başkan Zeydan Karalar bir ifadede bulundu. Karalar, ‘Belediyenin önü açılmıştır’ dedi. Belediyenin önünün açılması mali anlamda açılımdır. Siyasi anlamda belediyenin önünün açıldığını hiç düşünmüyorum. Aksine Sayın Karalar’ın siyaseten belediye başkanlığından kaynaklı önünün her geçen gün kapandığını düşünüyorum.
İsteklere yanıt vermeyen, ben merkezli davranışlarıyla özellikle kendi partilisi başta olmak üzere geçen dönem ‘Hüseyin Sözlü gitsin’ diyerek kendisine oy verenler de dahil olmak üzere siyaseten Zeydan Beyin önünün kapanmaya başladığını görüyorum.
Her ne kadar Sayın Karalar bunu kabul etmese de durum maalesef böyle…
Biz dışarıdan tahlil yaparak gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı kaleme alıyoruz. Sayın Karalar’ın bunu çok dikkate almadığını da biliyoruz. Kaldı ki almasını da beklemiyoruz. Siyaset yapan, siyasetten beklenti içinde olan kendisidir.
‘Benden 20 yıl daha kurtulamazsınız’ esprisini yapan Sayın Zeydan Karalar’ın kendisini bile isteye Adanalılardan kurtartmak istemesini de ‘işletme körlüğü’ olarak nitelendirmiş olayım.
Netice itibariyle, Sayın Karalar altılı masanın belediye başkanı olarak ihtiyaçlarına yanıt veren bir yapıda değil.
Bunu vurgu yapmak istedim.
Nokta…