Belediye başkanlarımız lacivert takımlarını, siyahları çekiyorlar. Basının huzuruna çıkarak ‘aday adayı oldum’ diyerek başlayan cümleler ile kendilerinin aday adaylığını ilan ediyorlar.
Elbette siyaset yaptıkları için ne kadar taraf ve etrafında insanlar var ise onu da toplayarak kendilerinin destekçilerini görücüye çıkarıyorlar.
Aday adayı oldukları için de elleri ceplerine gitmediğinden ‘sosyal medya ile yetinip’ bu aday tanıtım toplantılarını kendi sosyal medyalarından yine kendilerinin görüştüğü kişilere açıklıyorlar.
Yani geniş halk kitlelerine ulaşamıyorlar.
Tabi ki bu onların sorunu.
Ne zaman ki adaylık başlıyor, sonra da elleri titreyerek medya ve tanıtım konusunda ortaya çıkıp harcama yapmaya başlıyorlar.
Böyle bir talihsiz dönemden geçiyoruz.
Dikkat ediyorum, aday adayı olan isimler son 30 yıldır söylemlerini bir türlü geliştirmediler.
Projelerimi hayata geçirmek için,
Bu halka hizmet edebilmek için,
Halka hizmet hakka hizmet düsturuna inandığım için,
Size hizmet ibadetlerin en güzelidir gibi ifadelerle yani klişe ifadelerle ‘yürüyelim arkadaşlar’ edasıyla hamasi nutuklar ile adaylıklarını açıklıyorlar.
Değişen bir şey yok aslında 30 yıldır.
Verin oyları, seçin beni. Sonra da ne yaptığımı oturup izleyin. 5 yıl sonrasında görüşürüz…
İşin özü bu aslında…
Yeni dönem siyaset yapanların alışkanlıklarına bakıldığında kimsenin ‘ben bu aday adaylığını hak ediyor muyum?’ sorusunu kendilerine sordukları yok.
Genel merkezler de ‘ne kadar fazla aday demek o kadar başarı demektir’ şeklinde algılıyor siyaseti…
Son bir haftadır Ak Parti başta olmak üzere diğer siyasi partilerden de aday adaylığını açıklayanları dikkatle takip ediyorum.
Vallahi bana yetki versinler en az yüzde 50’sinin aday adaylığı açıklamasına izin vermem.
Hepsinin siyaset mazilerinde yanlışlıklar var, çark etmeler var. Yanlış isimler ile yol yürüme ve arızalar var. Görevden alınmalar var. Sonra yeniden göreve verilmeler var. Birbirlerine mermi sıkacak kadar kanlı bıçaklı olanların yan yana gelmeleri var.
Bütün bunları görünce biraz olsun içimden ‘politikaya yazık ediyorlar’ demem geliyor.
Gelelim asıl konumuza,
Hamasi nutuklar ile ilçe binasında basın toplayarak ‘vatan, millet, Sakarya’ edebiyatı yapanları görünce politikadan biraz daha uzaklaşıyoruz.
Halka hizmet hakka hizmettir!
Biraz da kendimize hizmet edelim ya!
Durum bu bir adet…
Siz boş laflara kanmayın. Gereğini yapın lütfen…
Cebinde adaylık süresinde harcayacak parası olmayanların başkalarının komşu soluğu ile siyaset yapmaya çalıştığı bir Adana’da politikayı izliyor, takip ediyoruz.
Buna da üzülüyoruz. İşte üzüntümden de diyoruz ki ‘yıllarca birilerinin babaları bizim babamızı, birileri de biz yönetti. O birilerinin evlatlarının bizim evlatlarımızı yönetmelerine asla izin vermeyin’…