Dün yayınlanan yazımda Adana’daki sağlık teşkilatının içinde bulunduğu durumu ortaya koymaya çalışıp ‘Sağlıkta her şey yolunda mı?’ sorusuna yanıt aramaya çalıştım. Bu yanıtı da buradan bakınca kendi penceremden gördüklerimi dilimin döndüğünce dile getirmek istedim.
Siyasetin merkezinde yer alan sağlık teşkilatının öncelikle siyasetin vesayetinin altından kurtulması gerektiğinin tespitinde bulundum. Bu sözümün hala da arkasındayım.
Adana sağlık teşkilatında MENZİL yapılanmasının izlerinin kaldırılamadığını ve yıllardır oluşan belirli yapılanmalarında bugün hala izlerinin sürdüğünden örnekler vererek dilimin döndüğünce sağlıkta gelinen noktayı izah etmeye çalıştım.
Ayrı ayrı baktığımızda hastanelerin genel durumu, ihtiyaçlarının karşılanması, sağlık hizmetlerinin yanında otelcilik hizmetlerinin geldiği noktayı irdelediğimizde önemli mesafelerin kat edildiği Adana’da müdürlük bünyesindeki dirsek teması aralığında oluşan kişisel yapılanmaların hala daha kırılamadığını da maalesef görmeye devam ediyoruz.
Bu şehrin sağlık teşkilatında ebe, hemşire amir konumunda iken bünyesinde hekimlerin görev yaptığı dönemleri yaşadık, şahit olduk.
İhalelerin kimleri nasıl verildiğini günlerce yazarak devletin nasıl zarara uğratıldığını anlatmaya çalıştık. İhaleyi alamayan veya alamayacağını sanan firmaların sağlık teşkilatındaki insanları nasıl yıllarca tehdit ettiklerini geçmiş yıllarda gördük, yaşadık.
Her şeye kılıf bulmakta maharetli olan geçmiş dönem il sağlık müdürlerinin tutum ve davranışları yüzünden çalışanların huzurlarının nasıl kaçtıklarına tanıklık ettik. Sağlıkta özellikle sendikaların müdürlük bünyesinde nasıl etkin olmaya çalıştıklarını, bu kuruluşlara nasıl izin verildiğini ve kimlerin bu yöntemleri kullanarak nasıl bir rahatlık içinde olduklarını gördük.
Üzüldük, kızdık, yurttaş olarak düzelmesi adına gerekli hamleleri yaptık. Yapmaya çalıştık Adanalılar olarak…
Dün yine bahsettim bugün yine de bahis etmekte yarar görüyorum. Dr. Halil Nacar’ın elini güçlendirip rahat çalışmasına imkân tanımadığınız sürece sıkıntıları çözmeniz mümkün olmaz sağlık teşkilatında.
Bakanlığın Adana’ya verdiği destek nedir ne değildir bilemem ama buradan giden siyasiler sayesinde Ankara’nın da her şeye göz yumar noktaya geldiğini bizatihi yaşayan gazeteciyim. Bu nedenle sorunların kökten çözülmesini beklemiyorum.
Adana İl Sağlık Müdürlüğü personellerinin kaldığı lojmanın nasıl satışa çıkarıldığını, lojmanla ilgili yasal olmayan yolları kullanarak kimlerin nasıl yıllarca ikamet ettiklerini, lojmanda oturmadıkları halde lojmanların satışının yapılacağını bilerek yıllarca işgal ettikleri lojmanları düşük fiyatlarla içerisinde kendileri oturdukları için satın alanların bugün nasıl o lojmanların fiyatının satın aldıklarının 3 katı olduklarını göğüslerini gere gere anlattıklarını gördük, yaşadık.
Kimse kusura bakmasın ama Ankara’yı da kendilerine benzeten yönetim anlayışı ile sağlık teşkilatını alt üst ettiler yıllarca!
Bütün bunlar geride kaldı diyebilmek isterdim. İnşallah öyle olur. Lakin son dönemde kanunların da arkasına sığınarak bazı eylemleri gerçekleştirmek isteyenlerin iştahlarının kabardıklarını maalesef duymaya, görmeye başladık.
Eskisinden bir tık daha insanların kendine çeki düzen verdikleri kurum bünyesinde her şeyin düzelebilmesi adına “Ha gayret” diyelim ve eğer sağlık teşkilatı sağlıksız olursa o kentte her şey sağlıksız olur ilkesine inanarak bir süre beklemede kalalım istiyorum.
Temennimiz odur ki, bizlerde oluşan olumsuz kanaatlerin tamamen silinmesi, bunların silindiğine dair de emarelerin ortaya çıkmasıdır.