Türkiye, 24 Haziran’da seçime gidiyor. Sandık kurulacak ve siyasetçilerin birbirlerini er meydanına davet etmeleri de artık sonlanmış olacak!
Er meydanına çıkacak olan siyasetçiler, halkın terazisi ile tartılıp sonrasında da boylarının ölçüsünü alacaklar.
Halk, kime itibar ediyor ise onu iktidar yapacak. Cumhur, kendisine yakın gördüğü, yöneteceğine inandığı Cumhurbaşkanını da seçerek yeni dönemde ‘Devlet Başkanı’ olarak onu iktidarda tutacak.
Seçime hazır mıyız?
Öncelikle sorulması gereken en önemli soru bu olsa gerekir.
Şahsım adına ben bazı siyasi partilerin seçime hazır olmadıklarını düşünüyorum. Öğretmen sınıfa girip aniden tüm sınıfa ‘kâğıt, kalem çıkarın. Yazılı yapacağım’ diyerek söylediğinde öğrencilerin bazılarının derslerine çalışmamalarından ötürü ‘abandone’ olduklarını düşünüyorum.
Tıpkı bu örnekte olduğu üzere sözde ‘seçime hazırız’ diyerek açıklama yapan bazı partilerin ‘hazırlıksız’ yakalandıklarını görüyorum.
Elbette bu o siyasi partilerin sorunu diyeceksiniz. Lakin sonuç itibariyle ortaya çıkan görüntü de ülkeyi etkiliyor.
Örneğin CHP seçime ne kadar hazır?
Ak Parti ve MHP, ittifak yapmanın ve aylardır seçim tarihi başta olmak üzere bazı konuları dillendirmeden, el altından seçim hazırlığı yaparak milletin önüne çıkmanın hesaplarını yapar iken muhalefetin ne kadar seçime hazır olduğunu da çıkaracakları Cumhurbaşkanı adayları ile aslında bir şekilde test edeceğiz.
Bu seçim aslında Cumhurbaşkanlığı ve yasamanın seçimi. Yani sadece Cumhurbaşkanı seçilmeyecek. Aynı zamanda milletin vekilleri de seçilecek. Görünen odur ki, bu seçim sadece Cumhurbaşkanı seçimi gibi bir hava içerisine girdi.
Seçimi bu şekliyle halkın önüne getirip dayatır iseniz, çıkacak sonuçlar da Cumhurbaşkanlığı sandığına atılan oyların oranında bir dağılımla ortaya çıkar!
Asıl tehlike burada olsa gerekir.
İki ayrı sandıktan çıkacak sonuç iki ayrı sonuç olmaktan daha çok tek bir sonuç gibi ortaya çıkar ise Türkiye’nin kaderi de önümüzdeki yıllar adına bu şekilde şekillenir.
Böylesi bir seçim ortamında halk seçime hazır mı?
Etrafımızdaki siyasetçilerle, halkın içindeki kişilerle konuştuğumuzda siyasi partilere gönül verenlerin ifadeleri ‘liderimizin izindeyiz’ cinsinden oluyor ve yaklaşım da bu şekilde şekilleniyor.
Siyasi partilerle pek alakası olmayanlar da yüzer gezer oyları temsil ediyor.
Bu seçimlerde bir de unutulmaması gereken bir diğer konu 1 milyon 500 bin civarında ilk kez oy kullanacak olan gençlerin durumu var ortada konuşulması gereken.
Bu genç ve ilk defa oy kullanacak olan seçmen ne yapacak?
Sanırım bu seçimlerin kaderini bu gençler belirleyecek…
Seçime hazır mıyız?
Sorunun yanıtı: Pek de hazır değiliz!
Erken yakalandık vessalam…