Siyasetçi her zaman haklı çıkmayı, kendisinin verdiği kararların doğru olduğuna inanılmasını, yanlış da yapmış olsa eleştirilmemeyi ister. Yani her dönem ‘Kral’ olmaktır istediği!
Eleştirirseniz, yanlışlarını yüzüne vurursanız ya sizi tersler. Ya da azarlar!
Çünkü etrafında her daim ‘Padişahım çok yaşa’ diyen etten bir duvar vardır. Bu duvarı aşamadığı için eleştiri tahammülünü geniş tutamaz.
Yerel seçimler yaklaştıkça adayların tansiyonlarının yükseldiğini, haklarında yapılan eleştirilerden dolayı rahatsızlık duyduklarını görür gibiyim. Hoşgörü özelliklerini kaybetmeye, duydukları rahatsızlığın faturasını da en fazla basın kuruluşlarına çıkarmaya başladıklarına tanıklık etmeye başladık.
Basın kuruluşlarının da siyasetçileri memnun etme gibi bir davranışları olamaz. Olmamalıdır da. Görüneni kamuoyuna yansıtmayı görev sayan basın kuruluşlarını ‘biat’ eder noktada görmek isteyen siyasetçi, ‘suyu ısınmış’ siyasetçidir benim nazarımda.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeydan Karalar’ın son günlerde sıkıntılı bir dönemi yaşadığını tahmin ediyorum. Hüseyin Sözlü ile girdiği seçim dönemindeki atmosferden uzak 31 Mart yerel seçimleri sürecine giren Sayın Karalar, o dönem destek aldığı İYİ Parti ve DEM Parti’nin desteğini alamayınca, Hüseyin Sözlü’ye olan tepki oylarını da hanesine bu dönem yazdıramayacağı için ciddi anlamda sıkıntılı Sayın Karalar.
Sağdan topluyor olmuyor. Soldan topluyor olmuyor! Yetmiyor rakamlar kendisine…
Hesap üstüne hesap içinde…
Bu dönemde de kendisine yönelik basının destek vermesini istiyor. Eleştirilere de bu anlamda tahammül edemiyor.
Nereden biliyorum bu tahammülsüzlüğü?
Yerel basına olan yaklaşımından, yaygın basın kuruluşlarına olan yaklaşımlarından tahmin ediyorum.
“Fişek gibi bir bey yıl daha” talebinde bulunan Zeydan Karalar’a yerel basın olarak çıkıp ‘5 yılınız fişek gibi mi geçti ki bugün bir 5 yıl daha istiyorsunuz?’ sorusunu yazarsanız alınganlık gösterir elbette…
Mal beyanında bulunmasını isterseniz alınganlık gösterir elbette…
Seçime sayılı günler kaldı. Sadece Zeydan Karalar Bey mi alınganlık gösteriyor? Hayır…
Alınganlık gösterenlerin sayısı o kadar fazla ki, tahammülsüzlük ortamında 31 Mart gününe doğru ilerliyoruz.
Siyasetçiyi memnun edemeyeceğimizi biliyoruz. Böyle bir derdimizde yok işin özünde. Ne siyasetçiyi memnun etme gayretindeyiz. Ne de siyasetçinin basın kuruluşlarını memnun etmesini bekliyoruz. Herkes görevini yapacak.
Siyasetçi siyasetini yapacak. Gazeteci de gazeteciliğini…