Siyasetle yatıp siyasetle kalkar olduk. Maşallah siyasetin bulaşmadığı bir yer bırakmadık. Önce tepki gösterip eleştirilen yerlere sonrasında bilerek ve isteyerek siyaseti bulaştırıp çekilip bir kenara izler olduk.
Siyasetin arka bahçeleri konumuna gelen sendikalar, STK’lar, meslek örgütleri ve odalar, borsalar tam anlamıyla siyasetin arka bahçesi konumuna geldiler. Seçimleri öncesinde bu kurumların yöneticileri yeniden seçilebilmek için ilk ziyaret ettikleri yerler siyasi partiler haline getirdikleri anlayışla seçim kazanınca da kendilerini sorumlu tuttukları partilerin arka bahçesi olarak temsil ettikleri kurumları götürüp adeta partilere teslim eder oldular.
Siyasilerin parmak gösterdikleri, zılgıt çektikleri yerler olan bu arka bahçe konumundaki kuruluşlardan sonrasında da hayır beklemeye çalışıyoruz!
Arkalarına aldıkları partileri yanlış uygulamalarından dolayı tenkit etmelerini istiyoruz! Öneri getirip eleştirilerini bu istikamette yapmalarını istiyoruz!
İşin garip yanı, temsil ettikleri bu kurumları götürüp partilere sunmalarından daha önemlisi, üyelerinden aldıkları çeşitli ad altındaki paraları da siyasetin kanalına akıtmalarına da tanıklık ediyoruz. En vahim olanı bu olsa gerekir…
Sağcısı, solcusu, radikali, dincisi, milliyetçisi hiç fark etmiyor bu arka bahçe meselesinde. Hatta daha ileriye gideyim. Hemşerilik bile ekleniyor bu tip arka bahçe meselesinde.
Türkiye siyasetine göre kendilerini şekillendirip kurumlarını da bu siyasete adeta peşkeş çekiyorlar. Ben kendi adıma bu tür yaklaşımı hiç ama hiç tasvip etmiyorum. Eleştirdiğimde bana ‘haklısın’ ama diye başlayarak karşı cenahı örnek gösterip ‘düzelmez’ diyerek de yorum yapan yöneticiler oluyor.
İşin farkındalar ve bilerek, isteyerek sendikaları, STK’ları, meslek örgütleri ve odaları, borsaları siyasetin kucağına atanların da belirli bir süre kullanma süreleri var! Son kullanım tarihleri geçtiklerinde onlar da biliyorlar ki kenara koyulup ‘eline sağlık, buraya kadar’ denileceğini.
Buna rağmen ‘bir günlüğün beyliği de beylik’ misali arka bahçe konumuna düşmekten hiç ama hiç geri kalmıyorlar.
Yakın zamanda oda ve borsa seçimleri yapıldı. Bakın araştırın benim arka bahçe tamlaması ile eleştirdiğim konuma düşmüşler mi? Yoksa düşmemişler mi?
Memleketin hali bir adet bu duruma düşünce bu tür kurumların da varlık sebepleri ortadan kalkmış oluyor. Bizlere de ‘üye iseniz sorumluluğunuzu yerine getirin’ dayatması düşüyor!
Bu dayatmaya karşı çıkmış olsanız işiniz yürümüyor. Çünkü musluğun başındakilerin yönettiği kurumlardan işiniz bitmiyor! Sorun çıkarılıp önünüze engeller getiriliyor. Kuzu kuzu dediklerini yapmak zorunda kalıyorsunuz.
Vatana ve millete nasıl hayırlı olacak ise olsun bakalım yeni yönetim anlayışları…
Biz yine bildiğimiz yolda ilerleyelim ve yanlışlara ‘yanlış’ demeyi sürdürelim. Ümit ederim ki yeni dönemde arka bahçeler üyelerin olur, siyasetin değil…
Eline sağlık.