Yerel seçimlerde ‘koltuk hesabı’ yapanların bugünlerdeki tek kaygıları reklamlarını yapma uğraşı olarak karşımıza çıkınca ‘bu ön kesme yarışı erken başladı’ diyerek yorum yapmak durumunda kaldık.
Ne gariptir ki, ilçelerde politika yapanlar hedef büyüterek Büyükşehir’e talip olunca, ön kesme yarışı da erken başlamış oluyor.
İlçe belediye başkanı, Büyükşehir Belediyesi’ni düşününce kendi ilçesini yönetmeyi rutine bağlayıp Bütünşehir Yasası kapsamına giren tüm ilçelerde politika yapıyor. Diğer ilçelerde ekiplerini kuruyor, tanıtım amaçlı gayretler içine giriyor. Kendi belediyesinin imkanlarını da diğer ilçelere yönlendirerek ‘hizmet adamı’ imajını da böylelikle yaratmaya çalışıyor.
Yaptığı hizmetleri de halka gösterebilmek, tanıtmak amacıyla her fırsatı değerlendirip bilbordları, reklam panolarını, hatta boş bulduğu her alanı kendi reklamı ile donatıyor.
Ortaya bu kez ‘sınır ve yetki tartışması’ çıkıp rakipler de gereğini yapıyor. Reklam panolarını indiriyorlar, bilbordların gereğini yapıyorlar.
Merkez ilçelerde bu savaş daha da kendisini belirgin bir vaziyette göstermeye başladı.
Bu ön kesme yarışında kime sorsanız herkes kendine göre haklı. Haksız olan kim biliyor musunuz?
Halk…
Yani, kendisinin ilçe belediyesine nüfus itibariyle gelen devlet parasının reklam yapan belediye başkanı tarafından kullanılmasına izin veren halk haksız olan!
Çünkü sesini çıkarmıyor…
Çünkü rıza gösteriyor. Benim ilçemin parası ile sen başka ilçelere para harcıyorsun, reklam yapıyorsun demiyor.
Halk sesini çıkarmayınca da yerel politika yapanlar bildiklerini okuyorlar!
Belediye başkanlıklarında ilçelerinin sınırlarını aşacak kadar başarılı olduklarını ve Büyükşehir Belediyesi’nin makam koltuğunun kendilerin hakkı olduklarını düşünen belediye başkanlarının bu tutumu ileriki günlerde daha farklı sonuçların ortaya çıkmasına neden olacak.
Bu bir adet gelecek günlerin ön habercisi gibi aslında.
Sizin anlayacağınız bu dönem yerel seçimler önceki seçimlerden biraz daha farklı ve hareketli geçecek.
Genel merkez politikalarına bakarak nelerin yaşanacağını az ya da çok tahmin etmek mümkün.
İşin özünde belediye başkanı olma hırsı var insanların böyle davranmasında. Parayı da kendi ceplerinden değil de belediye ödeneklerinden bir formülünü bularak yapınca ortaya bu görüntüler çıkıyor.
Her fırsatı değerlendiren yerel yöneticiler, şehir merkezini adet afiş cennetine çevirdiler.
O diğerinin afişlerini kesiyor, diğeri de kesenin afişlerini kesiyor.
Olan afişler için parası harcanan halka oluyor.
Halk da böyle kuzu gibi olunca, bizlere de sadece yazmak düşüyor.
Bu kentin böyle yönetilmesinin de ‘kader’ olmadığını düşünenlerdenim…
Kaderin de bu kadarı fazla…
Tepkisini göstermeyen seçmen profili ve arkasından çıkan sonuç…
Allah sonumuzu hayırlı etsin. Bu gidişat hiç de iyiye gidin bir gidişat değil…