Dünyanın en kolay işidir yalan satıp para kazananlar. İnsanların saf duyguları ile oynayarak, kandırarak insanların üzerinden para kazananlar.
Aldatanlar, insanların iyi niyetinden prim yapanlar her dönem vardır. Bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da var olacaktır.
Türkiye’de yapılan anketlerde en fazla güven duyulmayan kimlerdir? Diye sorduklarında aldıkları yanıt birinci sırada ‘politikacılar’ gelir. Tüm anketlerde çıkan sonuç budur.
Vaat ederek insanlara güven vermeye çalışırlar. Seçimler öncesinde ‘bol keseden’ atarlar. Ancak makam ve mevki sahibi olduklarında ‘önce ben’ diyerek kendilerine, etrafındaki birinci derecede akrabalarına ‘para’ kazandırırlar.
Mevki verirler. Koltuk sahibi olmalarına sebep olanları değil de etrafındaki bir avuç insanın mutluluğu için çalışırlar.
Kendi içlerinde dahi ‘sen az götürdün, ben çok götürdüm’ kavgasını yaşarlar, yaşatırlar.
Adana’da yalan satarak para kazanan o kadar çok siyasetçi tipi var ki, bunların her birinden değişik yalan satma tekniklerini gördük.
Pişmanlıklarına hiç tanıklık etmedik ama!
Önceki gün Yüreğir’de ikamet eden hayatı boyunca da siyasetin köşesinden bucağından alakadar olmayan bir insan ile yalan satanlar üzerine bir görüşmemiz oldu. Seçimlerden önce kendisine vaat edilenleri dinleyerek ‘oğlum, bunları bana söyleme ne olur. Ben senin söylediklerini yıllar öncesinde başkalarından duydum. Senin de bir şey yapacağına inanmıyorum. Ben kendi adıma, yakın akrabalarım adına senden bir şey istemiyorum. Sadece ilçen adına hizmet et. Geresini bir kenara bırak’ diyerek uyarıda bulunduğunu da bu pazarlamacı siyasetçiye söylediğini belirtip konuşmasına devam etti.
Sordum kendisine, ‘Yüreğir’de beklentileriniz gerçekleşiyor mu?’ diye…
Aldığım yanıt ‘maalesef’ dedi.
Sebebini de her dönem olduğu üzere ehliyetsiz, daha önceleri deneyimi olmayan, bilgisinden çok siyaseti ön planda olan insanların ekip haline gelerek ‘öncesinden farklı olacağız’ söylemine uymayan davranışlar içinde olunduğunu örnekleriyle anlatmaya başladı.
O vakit işte yalandan para kazananlar ifadesi aklıma geldi.
Nasıl para kazandıklarını da konu derinleştikçe öğrenmeye başladım.
Bir idareci olarak para kazanmaya başlayanlara müsaade eder iseniz o vakit ipin ucunu kaçırırsınız. Sizde yanlış olmayabilir ama etrafınızın yanlışı size gelip yapışır. Üzerinize elbise gibi uymaya başlayınca o zaman sorun var demektir.
Büyük ümitlerle insanlar ‘eskisi gibi olmasın’ diyerek size güvenmiştir, inanmıştır. Mührü size teslim etmiştir. Siz de o mühre sahip çıkarak her yere önünüze geldiği şekilde basmamaya gayret edeceksiniz.
Yüreğir adına yalandan para kazanmaya başlayanları bu dürüst insanlardan dinleyince biraz daha temkinli olmaya başlamak gerektiğine kanaat getirip sohbetimizi başka bir zaman devam etmek üzere yarıda kestik.
Adana’da politikada bir yere gelmek çok ama çok kolay olmaya başladı. Sanırım bunun da sıkıntısını halk olarak bizler çekeceğiz…
Olayları da dışarıdan izleyerek yorumlamaya da devam edeceğiz.
Yüreğir kadrolaşmasının da ‘S.O.S’ verir noktaya gelmesinden kimler ne kadar üzüntü duyması gerekiyor ise onlara da iletmiş olalım. Üzüntü duymaya başlayın lütfen…