Adana sahipsiz diyerek söze başlarız ve ardından kendimizce gerekçelerimizi sayarız.
Adana’ya sahip çıkması gerekenleri dışarıda ararız!
Oysaki bu kentte yaşayan yurttaşlar olarak kurala uymayız. İnsanların haklarına tecavüz
ederiz. Sonra da ‘kurtarıcı’ ararız.
Kentin en işlek caddelerinde yaya kaldırımları işgal altında.
Kaldırımları işgal edenler kimler?
Yine bu kente sahip çıkılsın diyerek feryat edenler!
Engelli yurttaşların yaya yollarına araç park edenler kimler?
İşlerine geldiği gibi konuşan bu kenttin insanları!
Başkaca söze gerek yok aslında. Kim ne söyler bilmem ama bu kente en büyük kötülüğü
yine bu kentte yaşayan insanlar yapıyorlar.
Başkaca şehirden ihraç ettiğimiz insanlar değil.
Bir okuyucumuz dün bir fotoğraf çekerek bana gönderdi. Araçların rezalet bir şekilde
insanların haklarına tecavüz edercesine işgal ettiği kaldırımlarda, yaya yollarındaki
vaziyetini görmemi istedi.
Ben de bu arkadaşıma ‘bildiğim, gördüğüm şeyler’ dedim ve bir kez daha belki birilerinin
kulaklarına kar suyu kaçırırız diyerek konuyu gündeme taşıyayım istedim.
Motosikletler, pikaplar, ağır tonajlı malzeme indiren araçlar, servis yapan iş yerlerinin
araçları…
Bu kenti bu hale getiren ve olaylar karşısında kayıtsız kalanlar.
Sözümüz size olsun. Gelin bu kötü görüntülere bir bakın. Eğer kalbiniz rahat ise diyecek
sözümüz yok.
Eğer rahat değil ise gereğini yapın.
Şehrin trafiğinden rahatsız olan insanları bir de bu kötü görüntülerle yollarda yürümeyecek
duruma getirmeyin.
Şehrin trafiğinden sorumlu olanlara da bir çağrımız olsun.
Ne olur artık kulaklarınızı tıkamaya bir son verin. Kolaycılığa kaçmadan görevinizi
hatırlayarak gereğini yapın. Sizlere uygulanacak olan siyasi baskılar karşısında bizim de
sizlerin yanınızda olacağımızı bilin.
Bu çağrıda sizlere olsun.