Bir yerde yönetici iseniz eğer yetkiniz olacak, etkiniz hissedilecek. Şayet size verilen yetki sadece ‘makamı işgal etmek’ ise o vakit yöneticilik yapmayacaksınız. Vekâleten imza atan kişi konumunda olacaksınız demektir.
Yıllarca bürokrasiden hep şikâyet ettik. ‘ARACISIZ’ bir işi yaptırmak var iken devletin memuruna, araya hatırlı kişileri koyarak iş yaptırmak durumunda kaldı bu millet…
Herkesin şikâyet ettiği yönetici olmamak adına ‘bir yerden başlanılıp bir şeyler değişsin’ diyerek hareket edildi ama gelinen noktada ‘elimiz kolumuz bağlı’ ifadesi ile tanımlanan duruma gelip dayandık!
Maalesef durum böyle…
Bugün sizlere ‘düzene ayak uydurma’ yönteminden bahsedeceğim.
Eğer kendisi etkili ve yetkili değil ise hep eleştiren ve tenkit eden kişiye yetki verildiğinde ‘düzene ayak uyduran’ tip haline dönüşmesi o kadar kolay oluyor ki hayretler içinde kalıyorsunuz. Bu kadar kısa zamanda nasıl böyle bir değişim yaşandı diye soracak olursanız da ‘ne yapalım doğru olan buymuş’ diyerek de eski söylemlerinden uzaklaştıklarını görürsünüz.
Yetkisiz ve etkisiz yönetici…
Siyasi erkin elinde oyuncak olmuş konumdaki yetkisiz ve etkisiz yöneticilik ile şehirlerin kaderleriyle yıllarca oynandı. Mevzuat hazretlerinin arkasına sığınılarak yapılan yöneticilik ile kimler gelip geçti oldu bu memlekette inanın biz sayısını bilmiyoruz.
Kimi kime şikâyet edeceksiniz diyerek oturup düşünmeye başlamış iseniz bu işin altından kalkılamaz hale gelinmiş demektir.
Adana’nın kaderini tayin edenlerin son 30 yıllık mazilerini şöyle bir gözümün önünden geçirdiğim zaman gördüğüm odur ki, mevki verilen isimlerin makamlarının altında kalan yöneticilikleri ile yılların heder olup gittiğini görüyorum.
Kime göre iyi? Kime göre kötü? Diye ayırt edilebilecek noktada duran, siyasetin ağzına bakan, emir ve talimatları yılların siyasi zihniyetinin kokuşmuşluğuna biat kültürü ile göbekten bağlı olan yöneticilik yüzünden Adana ile Ankara arasındaki mesafenin gittikçe açıldığını da her yazımda dile getirmişimdir.
Böyle bir şehirde yaşadığımız için kendimizi şanslı mı hissetsek? Yoksa şanssız mı? Onu da doğrusu kestiremez oldum!
Astın üste emir verir niteliğe getirilip büründürülmesi de hiç hoş olmayan davranış…
Sapla saman birbirine karıştırılmasın lütfen…
Yılbaşından önce Adana’da siyasi erki elinde bulunduran iktidar partisi olan AK Parti’de köklü revizyonlar olacak.
Yeni il başkanı atanacak, ilçe başkanlarının bir kısmı görevden el çektirilip bir kenara otur denilecek. Yerlerine yeni isimler atanacak ve bu atanan isimlere yönetim kurulu üyeleri takviyesi yapılarak Ankara’dan alınacak olan onay ile seçimlere gidilip yeni yönetim şekillenecek.
Ümit ederim ki bu sefer AK Parti liyakatli isimlere teslim eder teşkilatlarını. Onlar da koltuğunun hakkını verecek olan isimlere yöneticilik görevinin verilmesinde aracılık ederler.
Hısım akraba, falancanın yakını gibi isimlerden uzak, birilerinin adamı olan isimlerden bu Adana’yı kurtarırlar. Bu AK Parti’ye de böylelikle doğru yola koyarlar.
Adana’nın en fazla yöneticilik aczine düşen yöneticilerden kurtulmaya ihtiyacı var. Bunu başarabilecek AK Parti yöneticileri iş başına gelir ise o vakit belki ümitlerimiz yeşerir…
Aksi halde…
Bu yazıları daha çok yazarız çok…