İnsanların gönüllerine gireceksiniz. İnsanlar sizi ‘kurtarıcı’ olarak görüp sizle mutlu olacaklarını, sizinle huzur bulacaklarını bilecekler. Buna inanacaklar.
O vakit ancak siyaseten başarılı olursunuz.
Hüseyin Sözlü’nün neden seçim kaybettiğini ve Zeydan Karalar’ın ise nasıl seçim kazandığını herkes kendince yorumlayabilir. Bir sonuç da elbette çıkarabilir.
Bana göre Hüseyin Sözlü’nün seçim kaybetmesinin üç ana nedeni var.
Birinci nedeni, Ceyhan’dan Adana’ya taşıdığı ekibi… Bürokrasiyi teslim ettiği kişilerin acemiliği, haddinden fazla taşkınlık ve belediye taşları ile fazla oynayarak yerinden oynatmak…
Aslında bu birinci nedeni daha fazla açabilir, içerisini doldurabiliriz. Sözlü’nün etrafındaki dar çember içindeki kuşatmanın da doğru bir kuşatma olmadığını belirterek birinci nedeni böylelikle açıklamış olalım.
İkinci neden, belediye kadrolarının haddinden fazla şişirilmesi, belediyeye ait yerlerin işgal edilmesine göz yumulması, insanları huzursuz edecek noktaya gelen tolerans düzeyindeki park ve bahçelerin işgali, yolların işgali gibi her insanın gözünün içine sokarcasına ortaya çıkan belediyecilik yöneticiliği.
Üçüncü neden de kutsal Cumhur İttifakı…
Cumhur İttifakı’nda MHP ile AK Parti tabanı uzlaşamadı. Bir noktada birleşemedi. Her iki tarafta sahte gülücüklerle birbirlerine sarılıp öpüştüler, tokalaştılar. Bu birliktelik tabana yansımadı. Sayın Cumhurbaşkanının da söylediği üzere her iki parti de konsolide olamadı. Sandıklar açılıp sayım yapıldığında ortaya çıkan tablo bunu gösteriyor.
Yüreğir’de açılan sandıklara dikkat ettim. İnsanlar Büyükşehir Belediyesi’nde Zeydan Karalar’a oy vermişler. İlçe belediyesinde Fatih Kocaispir’e oy vermişler. Cumhur İttifakı’nın adayı olan Sözlü’ye oy vermemişler.
Kırsal kesimden Sözlü güzel oy aldı almasına da şehir merkezinde oy alamadı. Hep söyledik durduk. Kırsalın 8 ilçesindeki toplam oy bir Seyhan etmiyor diye…
Aslında Sayın Hüseyin Sözlü’de neden seçim kaybettiği konusunda bir fizibilite yapmış olsa bizim gördüklerimizi ziyadesi ile kendisi görür, tespit eder.
Zeydan Karalar neden seçim kazandı?
Bu sorunun yanıtı da aslında net bir şekilde karşımızda duruyor. Seçim döneminde kırmadı, dökmedi. Toparlayıcı oldu. Küçük matematik hesaplar içine girmedi.
Seyhan’dan başlattığı rüzgarı ilçelere kadar taşıdı. Adayları kendi belirledi. Belirlediği adaylar konusunda parti tabanından gelen tepkileri kısa zamanda dindirdi. Onlara kefil oldu, arkasında durdu.
Görev bölümü yaptığı insanları seçim boyunca iyi çalıştırdı. Onlarda çok üst düzeyde verim aldı.
Partisindeki o kadar çalkantıları, il ve ilçe yönetimlerinin boşalmasına karşın ‘matematik hesabı’ yapmanın verdiği tecrübe ile de tabanın sesi oldu. Onların ne istediklerini bilip, vaatlerini de bölgesel olarak bu şekilde geliştirip altını doldurdu ve insanlara vaat verdi.
Seçim kazanmasında bir başka neden de insanların değişim istemesiydi. O rüzgârı arkasına aldı. Sözlü konusunda rahatsızlık duyanlara ulaşmasını bildi. Seçimden son bir gün öncesi olan Yüreğir’de akşam saatlerine yakın son mitingini Yavuzlar ile Akıncılar Mahallesi’nin orta yerinde yaptı ve orada kullandığı bir söz çok önemliydi aslında.
‘Düne kadar günde bir yalan ile iftira atıyorlardı. Son 15 gündür her gün birden fazla yalan söyleyip iftira atıyorlar. Ben ise halkıma onları şikayet ediyorum ve bunun hesabını gelin sandıkta sorun diyorum’…
Bu sözün altında aslında çok önemli sözler yatıyor. İnsanlara bir görev yüklüyor. Bu görevinde ağırlığının altından kalkması için insanlara ‘bana oy verin’ diyor. Yani krizi de iyi yönetti, algıyı da iyi oluşturdu. İnsanların ne istediklerini bilerek bölgesel olarak onlara yaklaştı. Hitap eder iken de insanlara yakın durdu, sıcak davrandı.
Adanalı da başka ne isteyebilirdi ki…
Zorlama ile seçim kazanılmıyor demek ki…
Bir seçim dönemini daha geride bıraktık. Şimdi geçim zamanı. İnsanların ekonomilerini düzeltme adına ne gerekiyor ise onu yapma zamanı. Yereli de onu yapacak. Geneli de…
Mutlu günler dileğiyle.