Küresel ısınma ve iklim değişikliği tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de özellikle son yılların en kurak dönemlerinin yaşanmasına neden oluyor. Yağışların yeterli seviyede olmaması su kaynaklarının azalmasına neden oldu.
Yağışların mevsim normallerinde gerçekleşmemesine bağlı olarak kuraklık artıyor. Başta yüzeysel sular olmak üzere yeraltı suları hızla azalıyor. Covid-19 salgını dolayısıyla ister istemez hijyen hassasiyetimiz arttı. Bunun sonucunda su ihtiyacının artması karşımıza olumsuz bir tablo çıkarmaya başladı. Salgın nedeniyle bu yıl kişi başı su tüketimi bir önceki yıla göre daha da arttı.
Tamam hijyen kurallarına elbette çok dikkat edeceğiz. Ancak suyumuzu da daha tasarruflu kullanmak için da çaba harcamalıyız.
Kuraklıkla ilgili bir süredir hem görsel medya hem de yazılı medyada haberler yer alıp gereksiz su tüketiminden kaçınılması yönünde toplumu bilgilendirici yayınlar yapılıyor. Yapılmasına yapılıyor da peki biz buna uyuyor muyuz? Hiçte sanmıyorum.
Geçtiğimiz günlerde bir iş için Pazarlar Caddesi’ne gitmişim. Baktım burada bir esnaf sanki kuraklıktan haberi yok takmış hortumu bir güzel dükkanının önü yetmiyormuş gibi caddeyi suluyordu. İşallah o günler gelmez ama yarın bolca harcadığı o suya muhtaç olmaz. Artık bir damla suyun bile heba olmaması için gereken her türlü tedbiri alıp, gereksiz tüketimden kaçınmalıyız.
İşyerlerimizde ve evlerimizde su tasarrufuna yönelik duş süresini kısaltarak, dişlerimizi fırçalarken suyu kapalı tutarak, bulaşıkları yıkarken musluğu açık bırakmayarak, çamaşır ve bulaşık makinelerini tam dolu şekilde çalıştırarak, damlayan musluklarınızı tamir ettirerek tasarruf yapabiliriz. Bunları yapmak hepimizin elinde. Sağlıcakla kalın.