Covid-19 salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. Ülkemizin bacasız sanayisi olan ve turizm sektörü geçen yılı 51,7 milyon turist ve 34,5 milyar dolar döviz girdisi ile kapatmıştı.
TÜİK’in bu yılın ocak ayı verilerine göre hizmet sektöründe istihdam edilenlerin payı yüzde 58,1. Sektör dolaylı olarak tam 54 sektörü etkiliyor. Yani ekonomimiz açısından olmazsa olmaz sektörler arasında.
2016’da Rusya ile yaşanan uçak krizinin ardından tam 3 yıl sonra toparlanabilen ve geçen yılı rekorla kapatan sektör Covid-19 salgının ardından tabiri caizse adeta yere çakıldı. Son gelen veriler de hiçte iç açıcı değil.
Koronavirüs salgının yoğun olarak yaşandığı Mart ayında Türkiye'ye gelen turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67,83 azalarak 718 bin 097 olmuş. Bu rakamlar sektörün halini ortaya koyuyor.
Otellerin çoğu kapalı, sektörü ayakta tutan seyahat acentaları borç harç içerisinde ne yapacağını şaşırmış durumda. Ayakta durabilmek için devletin açıkladığı desteklerden yararlanabilmek için sıraya girmiş durumdalar.
Yani turizmde durum çok ciddi. Elbette Covid-19’un etkisi bitecek ve yeni bir dünya düzenine geçilecek. Virüsün etkisini azaltmaya başlaması ile birlikte ülkemizde olduğu gibi diğer ülkelerde virüs sonrası hazırlıkları yapılmaya başlandı.
Yeni düzene şimdiden hazırlıklı olmalıyız. Turizmde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gelin sektör uzmanlarının ortaya attığı yeni dünya düzenindeki sektörün nasıl olacağına bakalım:
Uçaklar, artık yüzde 50 yolcu kapasitesiyle uçacaklar, yolcular arası 1 koltuk mesafesi korunacak.
Çok odalı otel projeleri yerine özel hizmet veren butik, küçük, Villa tipi oteller öne çıkacak. Herşey dahil sistemi gözden düşecek. Hijyen her şeyin önüne geçecek
aPlajlara giriş ve çıkışlar randevulu olacak. Şezlonglar mesafeli kurulacak
Restoran ve kafelerde arada 1 sandalye mesafeli oturma düzenine geçilecek.
Diskotek ve barlarda, sahnede, barda iç içe, ıklım tıklım oturmak, dans etmek mümkün olmayacak.
Otobüs firmalarının işi zorlaşacak Grup turları azalacak. Yan yana oturmanın yasak olduğu otobüslerde en fazla 20-25 kişi bulunabilecek. Ancak ailelere uygun Mini VAN ve 4 kapılı binek arabalar transfer araçları olarak ön plana çıkacak. Taksi ve tüm taşıma ve transfer araçlarında mutlak şoför izolasyonu sağlanacak.
Müzelere gruplar ve şahıslar istediği saatlerde giremeyecek. Randevu saatlerine uygun ve sosyal mesafe korunarak müzeler ziyaret edilebilecek. Rehberli anlatım sadece münferit veya telsiz kulaklıklarla mümkün olabilecek.
Rehberler, turizmde en çok kayba uğrayan meslek gruplarından olacakları kesin. Çünkü grup turları hem %80 azalacak, hem gruplardaki kişi sayıları yarı yarıya düşecek. Ancak kişiye özel turların, bölgesel ve şoförlü-rehberliğin yıldızı parlayacak.
Acentalar ve tur operatörleri konsept değiştirecekler. Kitle turizmden uzaklaşacaklar, kişiye özel turlara ve online satışa yönelecekler. Deniz-Kum-Güneş turizminden çok Ekoturizm, Gastronomi, Golf, Yat, Dalış, Kuş gözlemciliği, Karavan, Köy, Çadır, Mağara ve diğer alternatif turizm çeşitlerine yönelecekler.
Rent-A-Car firmaları altın çağlarını yaşayacaklar. Çünkü münferit turların önemi artacak.