Erdoğan ve içinde olduğu yenilikçi kanadın Fazilet Partisi'ni bölüp içinden AKP'yi çıkartarak iktidara geldiği süreç birkaç günde nihayete ermediği gibi, 'istemem ama yan cebime koyarsanız iyi olur' tarzı bir siyasi anlayış sonucu da ortaya çıkmadı. Yalnızca seçmen tarafından sevilen güçlü bir figür olmanın CHP gibi bir partinin içindeki mücadelede yeterli olmadığını İmamoğlu 2023 seçimlerine gidilen süreçte yaşayarak tecrübe etmiş olsa gerek... Gerek Kılıçdaroğlu gibi partiyi, gerek Erdoğan gibi devleti avucunun içinde tutan güçlü figürlere karşı unutulmaması gereken bir gerçeği, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilişkisiyle ilgili 9 Ocak 2023 tarihinde "Şehzade Mustafa ve Ekrem İmamoğlu: İki oğlun hikâyesi" başlıklı yazıda yazmıştım: "Bu topraklarda iktidar veliahta güzellikle devredilerek değil, her daim açıktan mücadeleyle el değiştirmiştir."
Bazen ileriye doğru bir adım atabilmek için önce geriye doğru iki adım atmak gerekir. Makul bir siyasetten kopmuş bir Genel Başkana karşı kaybedeceğini bile bile bir yarışa girmek, bu uğurda gerekirse elindekinden olmak kısa vadede kazançlı görünmeyebilir. Ancak (kendi hataları sonucu) seçim yenilgisine ortak edilen İmamoğlu'nun kendisini temize çekmek ve toplumda biriken değişim enerjisini kendi arkasında kanalize edebilmek adına iki adım geri atmak zorunda kalması gerekebilir. Geriye doğru iki adım atmayı kabullenememesi hikayenin sonu olabileceği gibi, geriye çekildikten sonra ileri doğru atacağı devasa adımı doğru kurgulayamaması da büyük bir hezimete sebebiyet verebilir.
Herhangi bir statükoyla açıktan bir mücadeleye girişenler, tıpkı Erdoğan'ın Fazilet Partisi'nde yaptığı gibi, yeni bir paradigma, yeni bir politika, yeni bir yol, yeni bir yöntem ve yeni isimler sunmak zorundadır. Milli Görüş'ün yenilikçileri Fazilet Partisi kurultayına giderken kaybedeceklerini biliyorlar mıydı bilmiyorum, ancak kaybetmeleri halinde halkın karşısına sunacakları B planlarının hazır olduğunu tarih bize gösterdi. Bu ders önünde duruyorken, delegenin oyuyla koltuktaki Genel Başkanı değiştirmenin imkansıza yakın olduğu bir CHP kurultayında yalnızca mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ya da adının önüne gelmiş eski sıfatıyla Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkmak muhtemelen başarı için yetmeyeceği gibi, başarısızlığın ardından çıkacak fırtınanın kuvvetini de azaltacaktır.
Şimdiye kadarki oyun teorileri hep İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu'nun karşı karşıya gelmesi ve sonuçlarının ne olabileceği üzerine kurulu, ancak aksi de mümkün...
Kılıçdaroğlu'nun aklıselimin sesini dinlemesi durumunda İmamoğlu, en başta kendisinin Genel Başkanlık isteği olmak üzere şimdilik gerekli bazı fedakârlıkları yapacak cesareti gösterebilirse hem CHP'nin iktidar olamama probleminin çözülebileceği, hem de Türkiye'nin ışık hızıyla gittiği çöküşün durdurulabileceği şartlar da oluşturulabilir. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'nun bir türlü başaramadığını başarabilirse, yani liderliğin yalnızca Genel Başkanlık koltuğunda oturmak değil, partiyi o koltuğu doldurabilecek birçok insanla doldurmak, bu insanlarla doğru politikaları oluşturmak, gerektiğinde fedakârlıktan çekinmeyerek Genel Başkanlık koltuğunda başkalarının oturmasına katkı sağlamak olduğunu gösterebilirse farklı ideolojik kümeleri bir arada tutabilir ve dolayısıyla da seçmenin karşısına çıkıp seçim kazanacak bir irade yaratabilmeye odaklanabilir.
Bu durumda hakkındaki siyasi yasak ya da seçmen gözündeki imajının son dönemde sarsılmış olması gibi ister parti içinden isterse hükümet kanadından önüne çıkarılan tüm engellerin hiçbir önemi kalmaz. Hatta bundan sonra önüne çıkartılacak her engel hem kendisinin hem de birlikte siyaset yaptığı arkadaşlarının dolayısıyla da partisinin arkasındaki rüzgârın artmasına ve iktidar yolunun biraz daha açılmasına hizmet eder diyebiliriz.
Her halukarda, kim ne yaparsa yapsın, Türkiye'de toplumda biriken değişim talebinin hala yüzeye çıkacak bir yer aradığı gerçeği değişmiyor. Bu enerji doğru kullanılırsa büyük bir ileri atılım gerçekleştirilebileceği gibi, enerjinin yanlış yöne doğru akması Türkiye'yi eşiğinde durduğu uçurumdan aşağı itebilir... (SON)