Herkese haklısın diyen Nasreddin Hoca'nın durumuna düşmemek için belirteyim, CHP kurumsal bir organizasyondur ve alınan tüm kararlar için yetkili kurulları vardır. Dolayısıyla Genel Başkan kimden ne fikri alırsa alsın, MYK'sında ve Parti Meclisi'nde onaylanıp resmiyete bürünmedikçe kendi insiyatifidir. Kurullarda aynı fikirleri destekleyip imzalayanların bugün danışmanlara ateş püskürmesi yeni komediler oluşturmuyor değil...
Kısacası bugün Kılıçdaroğlu'nu yerden yere vuranların partiyi yıllarca onunla birlikte yönettiklerini, açık konuşmak gerekirse adı geçen danışmanlardan çok daha berbat birçok kişiyi el ele kol kola güle oynaya Belediye Başkanı, Milletvekili ve parti yöneticisi yaptıklarını unutmazsak; danışman atamaları üzerinden yapılan bombardımanın siyasi bir doğrultu tutarsızlığını işaret etmekten çok yiğidin yoğurt yiyişine gelen bir itiraz kıvamında olduğunu, bunun da aslında parti içi bir bel altı vuruş olmaktan öteye geçmediğini düşündüğümden bu tartışmaları değersiz buluyorum.
Kılıçdaroğlu'na danışmanları üzerinden yapılan eleştirileri, piyasa dinine toz kondurmadan, kar hırsıyla yapılanlara ses çıkarmadan hep birlikte iş tutup deprem olunca feryat figan eden, müteahhit avlamaya kalkanların sonuçsuz ve sönüp giden tepki ve çabalarına benzetiyorum. Kılıçdaroğlu'nun danışmanları, sistemin dişlilerinden birisidir, kimileri için tek başına olay değeri taşısa da çözüme giden yola katkı sunmaz. Bu konu da makinenin kendisinin değil dişlilerinin tartışıldığı her seferinde olduğu gibi zamanla sönümlenip gidecek, faydalı bir tartışmaya zemin oluşturamayacaktır. 'Nasıl'a odaklanmayı bırakıp önce 'neden' sorusunu sormak, sonra da gerek ülkeyi, gerekse de CHP'yi de etkisi altına alan piyasacı siyasi iklimi değiştirmek gerekiyor. Aksi takdirde ne CHP'yi, ne de Kılıçdaroğlu'nu bu düzenin üretip dayattığı davranış modelinden ve buna uygun geliştirilen dilden dolayı eleştirmenin hiçbir değeri olmayacağını, diğer tüm feryat figanlar gibi zamanla sönüp gideceğini düşünüyorum.
Asıl mesele, CHP'nin içine sokulduğu ekonomi politik anomalidir. Mevcut Genel Başkan olarak buna itiraz edememesi, bir çıkış öngör(e)memesi, bu çıkışı örgütle(ye)memesi açısından eleştirilmesi gereken Kılıçdaroğlu'nu, kurultaydan yetkilendirilmiş Genel Başkan olarak istediği kişiyi danışman olarak atama ve onunla konuşup tartışma takdirini kullandığı için eleştirmek, parti içi çekişmelere alet olmak dışında bir anlam ifade etmeyecektir. CHP'nin iktidar yolunu açması, açabilmesi için mevcut siyasi iklimi değiştirecek, değiştirebilecek bir kuvvet uygulayabilmesi gerekir: bunun için de eski paradigma içerisinde yapılan kör dövüşlerine alet olmaktan ziyade yeniyi inşa edecek soruların sorulduğu bir zemin yaratmalıdır... (SON)