Hoşgörülü olduğunu düşünüyor musun? Peki çevrendeki insanlara bir bakar mısın? Çoğunlukla aynı görüşte olduğun, benzer şeyler yapmaktan hoşlandığın kişilerle mi birliktesin? O zaman hala hoşgörülü olduğundan emin misin?
Gelin TDK sözlüğündeki hoşgörü tanımına bir bakalım. ‘Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans’. Felsefi tanımı ise ‘kendisininkilerle çelişse bile, başkalarının düşünce ve kanılarını özgürce dile getirmelerinden rahatsız olmama, onların geçerliliklerine karşı tepki göstermeme tutumu’.
Aynı fikirde olduğumuz kişilere saygı göstermek, onları sevmek hoşgörü demek değildir aslında. Esas farklı fikirler ortaya çıktığı zaman hoşgörüden bahsedebiliriz.
Eski bir söz ‘fikirlerin çatışmasından tekamül doğar’ der. Benzer insanların bir arada yaşadığı bir yerde herkes olaylara aynı pencereden bakıyorsa, kimse hatalarının farkında değilse, farkında olsa bile görmezden geliniyorsa o toplum ne kadar gelişebilir bir düşün istersen. Gelişim, bir insanın kendisini diğerlerinden üstün görmesiyle değil farklı pencereden bakan insanlardan da öğrenebileceği şeyler olduğunu idrak edebilmesiyle olur.
Hayata geniş açıdan bakabilmek ve yaşamımızı zenginleştirmek için öncelikle kendimizi farkında olmalı ve gelişmek için başka insanların farklılıklarını tanımaya ihtiyacımız olduğunun idrakine varmalıyız. Bütünlük algısı ancak bu şekilde gelişir ve bize geniş ufuklar açar.
Mevlana Hazretlerinin bu konuyla ilgili çok güzel bir hikayesi vardır.
Dört kişi karanlık bir odaya götürülür ve onlardan içeride olan bir nesnenin tanınması istenir. Orada bir fil durur ve herkes filin farklı bir tarafına yerleştirilir. - Kuyruk kısmında duran kişi, 'Bu bir ip', diye söyler. - Kulaklarını elleyen kişi 'Hayır, bu bir yelpaze' diye tanımlar. - Üçüncü kişi filin bacağında durur ve nesnenin bir sütun olduğuna karar verir. - Dördüncü kişiyse filin hortumuna su hortumu diye, yorum yapar.
Onlardan hiç biri bütün resmi göremediği için, sadece nesnenin belli kısımlar hakkında yorum yaparlar.
Biz de günlük yaşamımızda çoğu zaman olaylara sadece kendi bakış açımızdan bakıyor ve bu nedenle olayın diğer taraflarıyla çatışma yaşayabiliyoruz. Peki bu çatışmalar önlenemez mi? Empati ve hoşgörüyle yaklaşarak olaylara karşı tarafın gözünden bakmaya çalışsak, onları olduğu gibi kabul etsek ve kucaklasak çevremizde fark yaratabilir miyiz sizce?
Unutmayalım ki gerçeğe ancak farklı fikirler arasında bir iletişim, diyalog ve tartışma olması durumunda ulaşılabilir ve insan ancak farklılığın olduğu ortamda gelişir.
Hoşgörü ve sevgi dolu bir bayram diliyorum.
Sevgilerimle,