Gerek tarihi, gerek coğrafi konumu gerekse yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle Akdeniz'in nazlı kızı Adana son yıllarda maalesef hiç içimize sinmeyen ve kabullenemeyeceğimiz olaylarla anılmaya başladı.
Gözü pek, civanmert, şefkatli, korkusuz, Allah'ın adamı olarak anılan yiğit Adanalıların namı son zamanlarda belki de dışarıdan alınan göç ile birlikte artık farklı şekillerde anılır olmuştu.
Son bir kaç yıldır bu olumsuz imajı yıkmak için hem atanmış bürokratlar hem de seçilmiş siyasetçiler yoğun bir çaba gösteriyorlar. Uzun zamandır kaybolan Adanalılık ruhunu canlandırmak için siyasi farklılıkları bir kenara bırakıp var güçleriyle çalışıyorlar.
Mustafa Büyük'ün Adana Valiliği döneminde başlayan şehrin dinamiklerini harekete geçirerek olumsuz imajı silme ve tersine döndürme projesi Mahmut Demirtaş'ın valiliği döneminde zirveye çıktı. Gerçekten de son 5 yıldır şehri yönetenlerin arasında kavga görüntüsü yok. Hal böyle olunca ortaya yeni fikirler ve projeler çıkıyor.
Bu köşede her birini tek tek saymamıza belki imkan yok ama özellikle yarın başlayacak 3. Uluslararası Lezzet Festivali'ne bir vurgu yapmamız gerekir. Program müthiş. Adanalılar Türkiye'den ve dünyadan misafirlerini ağırlamaya hazır. Herkes birlik oldu ve bu organizasyonu en iyi şekilde tamamlamak için heyecanlı.
Damak çatlatan, parmak ısırtan Adana lezzetleri 3 gün boyunca görücüye çıkacak. Yaygın ve yerel basında festivalin her anına dair haberler Adana'nın tanıtımına katkıda bulunacak. Vali Mahmut Demirtaş'ın Adanaya bir hediyesi diyebileceğimiz bu muhteşem etkinlik umuyoruz ki geçtiğimiz yıllarda yaşanan aksaklıklar yaşanmadan tamamlanacak ve ülkenin 1 numaralı kenti Adana adına yakışır bir şekilde, bu festivali bir adım daha ileriye taşıyarak diğer illere de örnek olacak.
Teşekkürler Mahmut Demirtaş, teşekkürler Hüseyin Sözlü, teşekkürler Zeydan Karalar, teşekkürler Sabri Tari, teşekkürler emeği geçen tüm belediye başkanları, bürokratlar ve teşekkürler yiğit Adanalılar..
Şimdiden hepimize afiyet olsun...
CHP VE YAPICI MUHALEFET
Cumhuriyet Halk Partisi son zamanlarda zihinsel bir devrim geçiriyor. Bu devrime uyanlar parti içinde kendine yer bulurken o alışılageldik halktan kopuk siyaset anlayışını benimseyenler birer birer tasfiye ediliyor.
Milletvekili yada belediye başkan adaylığı için artık tek kriter hayata soldan, millete tepeden bakması değil. Eskiden en sağdaki partilerde görev yapmış olsa bile oy kazandıracağı düşünülen isimlere teklif genel merkezden gidiyor. Böyle olunca da kazanan CHP oluyor.
CHP, asgari ücretin yükseltilmesi, emeklilere bayram ikramiyesi verilmesi ve emeklilikte yaşa takılanlar gibi konularda sergilediği tutumla oylarını büyük oranda arttırdı. Başkan adayları da bu dönemde çok büyük yanlışlar yapmadı ve doğru dokunuşlar ile adeta devrim yaptılar.
Fakat ne olduysa seçildikten sonra oldu bazı isimlere. Verdiği sözleri yapmadıkları gibi tam tersini yapmaya başladılar. Şimdiden bazı belediyelerde israf ve adam kayırmacılığı konuşulur oldu. Genel Başkan'ın söz vermesine rağmen işten çıkartılan insanlar da cabası.
Bazı yerlerde CHP belediyeciliği heykel belediyeciliği ile anılır oldu yeniden. O olmadı poster dikiyorlar şehrin en görünen yerlerine. Bütün bunlar için de milyonlarca lira harcıyorlar. Bu milletin ihtiyacı olan şey bu mu?
CHP sağa sola heykel dikmekten vazgeçip yeniden yapıcı muhalefet yapmaya yönelmelidir. Böyle olursa ancak yerel seçimlerde kazandığı başarıyı yakalayabilir ve Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimini kazanabilir. Yoksa yine yüzde 25-30 bandına hapsolmaya mahkum olur.
KIZA KIZA İZLEDİM
* Çocuk yaştaki evliliklere dem vurup da olmaması gerektiğini söyleyenlerin çocuk yaşta cinselliğe karşı çıkmayıp üstüne toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında parklarda bahçelerde henüz orta okul çağında çocukların ahlaki olmayan hareketlerine ses çıkarmamalarını
* Marmara Bölgesi'nde yaşanan depremlerin ardından sanki ortalık süt liman olmuş da, bütün önlemler alınıp vatandaşın sorunları giderilmiş gibi tabir-i caizse Aladağ'dan serin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile valilik arasındaki söz düellosunu
* Akaryakıtı, ulaşımı, ekmeği, suyu, sabunu zam borbardımanına tutup sadece elektriğe son bir yılda yüzde 120'nin üzerinde zam yapanların bu zamları dalga geçer gibi, 'fiyat güncellemesi, iyileştirme' adı altında vatandaşa yüklemesini sonrada televizyonlara çıkıp pervasızca "ekonomimiz çok iyi, batı bizi kıskanıyor" demelerini
x
Sen istedin de öldüm ben..
Her bir parçasını
bir sokak ortasından
topladım kalbimin
... kendi ellerimle...
Eskiden ölesiye yaşanırdı sevdalar,
Şimdi öylesine yaşanır oldu
hayatlar...
Artık;
elimde kalan tek şey sensin.
Senin de;
BİR SEVDALIK CANIN VAR!.