Adana'nın son yıllardaki en büyük sorunlarından birisi de ulaşım. İşsizlik, hayat pahalılığı, geçim derdi, şehir içindeki trafik keşmekeşi derken bir-kaç yıldır bunlara ulaşım da eklendi. Özellikle 65 yaşın üzerindeki vatandaşların belediye ve özel halk otobüslerine ücretsiz binmeye başlamasından sonra birçok özel halk otobüsü şoförünün içinden adeta bir canavar çıktı.
Şehit annesine ağza alınmayacak hakaretler edeni mi ararsınız, yolda gördüğü engelli ve yaşlıyı almayanı, itiraz edeni tartaklayanı mı, gazinoya çevirdiği otobüste bir elinde telefon diğerinde sigara Allah'a emanet araç kullananı mi? Ne ararsanız var. Bunlara bir de çok yanlış anladıkları Adanalılık ruhu da eklenince hayat vatandaş için daha çekilmez bir hale geliyor.
Garip olan bu işi yapanların çoğu günde üç kuruşa direksiyon sallayan insanlar. Araç sahibi değiller. Hani derler ya; "Ağanın malı gider kahyanın canı" bu araç şoförlerininki de o durum. Daha garip olanı ise bu terörü estiren kişiler ile ne Vali baş edebiliyor, ne Büyükşehir Belediye Başkanı ne de kooperatif başkanları.
Çok daha garip bir o kadar da vahim olanı ise devlet araç başına araç sahiplerine ödeme yapıyor. Parayı geç aldıklarını iddia etseler de bu parayı alıyorlar ama vatandaşı otobüse almıyorlar. Yani işlerine haram karıştırıyorlar. Halbuki bazen öyle insan evlatları çıkıyor ki karşımıza yaşlıya, engelliye yönelik tavırları nedeniyle yolculardan bile dua alıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde yine bir engelli vatandaş bir özel halk otobüsü şoförü tarafından darp edildi. Anladık kanundan, Vali'den, Büyükşehir Belediye Başkanı'ndan ve kooperatif başkanından korkmuyorsunuz da Allah'tan da mı korkmuyorsunuz? Engelli bir insana nasıl el kaldırabiliyor, yaşlı bir insana nasıl kıyıp da onu yolda bırakabiliyor, bir şehit annesine hangi vicdanla ağza alınmayacak hakaretler edebiliyorsunuz?
Ulaşımın vatandaş boyutundan sıkıntısı sadece özel halk otobüsü şoförleri değil, Büyükşehir Belediyesi'ne ait otobüsler ve o otobüslerin şoförleri ile ilgili de büyük sıkıntılar var ama o başka bir yazının konusu olsun.
İMAMOĞLU BİR KAHRAMAN MI?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 25 yıl aranın ardından Muhafazakar kanattan alan ve Ak Parti'ye bugüne kadar ki en büyük yenilgisini tattıran CHP'de işler karışacak gibi.
Ekrem İmamoğlu'nun kampanya direktörü Necati Özkan'ın 'Kahramanın Yolculuğu' adlı kitabını yayınlaması ve İstanbul'un tüm bilboardlarında kitabın tanıtımın yer almasından sonra daha önce twitterdan istifası ile de gündeme gelen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu sert bir ileti yazdı ve Necati Özkan'ın kendisini kahramanlaştırmaya çalıştığını ifade etti.
Kaftancıoğlu'nun yazdığı ileti tam olarak şöyleydi; "Kahramanın hikayesini yazıyorum diyerek kahramandan daha çok kendilerini kahramanlaştırmaya çalışan profesyoneller bilsinler ki; yalan, yanlış ve eksik verilerle Genel merkez iradesinin, CHP örgütlerinin ve İstanbul ittifakının emeğine hiç kimse saygısızlık edemeyecektir!"
Kaftancıoğlu görünürde iletiyi Necati Özkan'ı hedef alarak yazmıştı ama siyaseti az çok bilenler bu işin Ekrem İmamoğlu'na da dokunacağının farkındaydı. Öyle de oldu. Kimi CHP'liler bu zafer tek başına İmamoğlu'nun değil derken kimileri de İmamoğlu olmasa kazanamazdınız. Bu zafer tek başına İmmaoğlu'nundur diyerek isyan bayrağını çektiler.
Kavga önümüzdeki günlerde daha çok kızışabilir. Bekleyip göreceğiz ama bence sorulması gereken şu;
* İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gerçekten bir kahraman mı?
* Kahraman olmak için İstanbul'u kazanmak yetiyor mu?
* Eğer Ekrem İmamoğlu kahramansa defalarca yerel, genel, referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmış Recep Tayyip Erdoğan ne?
CHP ADANA'DA İLÇE VE İL BAŞKANLIĞI NE OLUR
* Büyük kavga ve tartışmalara neden olur
* Tek adamın istediği olur
* Gelen gideni aratır
AĞAM BİZLE EĞLENİYİ
* İğneden ipliğe her şeye en az yüzde 20 zam yapılırken enflasyon yüzde 8 diyerek
* FETÖ ile mücadele ediyorum deyip gazete aboneliği gibi nedenlere 'tabanı' içeri alıp ihanet içinde oldukları video, yazı ve belgelerle ortada olan 'tavanı' tahliye ederek
* Başa getirdiği feminist İslamcıların aileyi temelden yok ettiğini görmeyip bir de kadın bakanlığı kurulabileceğini söyleyerek