Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti'nin kurulması için yola ilk çıktığı ve partinin omurgasını oluşturduğu iskelet kadronun neredeyse hiç birisi ile birlikte değil şuan. Bu konuyla ile ilgili düşüncelerim bu yazının konusu değil o yüzden üzerinde çok durmayacağım ama özelde yaşananları çok da bilmeden görünene, kamuoyuna yansıyanlara bakarak yazayım; o günkü kadrolar ile bugünkü kadrolar kıyas bile kabul etmez.
Derler ya; "Devrim önce kendi çocuklarını yer" diye. Siyaset de biraz da böyle işte. Birçok zaman yola çıkılanlar yolda bulduklarında değiştiriliyor.
Eminim bu ülkeyi seven en radikal solcu veya sağcı bile hükümette 'Jöleli'nin olmasındansa 'Hoca'nın olmasını ister.
Konuya bu bakış açısıyla yaklaştığımızda ilk seçimden bugüne partisini tek başına iktidarda tutarak tarihi bir başarıya imza atan Recep Tayyip Erdoğan'ın adımlarını doğru kabul etmemiz lazım. Nihayetinde bilindik bir atasözüdür; "Gemisini yürüten kaptan."
Recep Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle yolda 'araç değiştiren' ya da 'trenden inen' çok oldu. İlginç olan şu; Her biri kendi özgül ağırlığı olan siyaseten önemli bu isimlerin hiç biri şimdiye kadar başarılı olamadı.
Şimdi en çok konuşulan/merak edilen konulardan birisi de eski Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun başındaki Gelecek Partisi ile Ali Babacan'ın başındaki Deva Partisi'nin başarılı olup olamayacağı.
Halk nazarında kişisel karşılığı bulunan ve özgül ağırlıkları olan bu iki isim partilerini kurarken yola bir hayli iddialı çıkmış olsalar da şuana kadar beklenen gelişmeyi göstermediler.
Bu konunun tahlilini başka bir yazıya bırakarak ben Deva Partisi ve Gelecek Partisi'nin Adana Teşkilatları üzerinden şehrimize katma değer sunup sunamayacağıma dair düşüncelerimi yazayım.
Gelecek Partisi Adana Teşkilatı adeta ölü doğdu. Atanan Başkan işi yürütemeyen her siyasetçinin bahanesi ile 'sağlık sorunları' nedeniyle görevi bırakınca mevcut başkan Kenan Akkaya ile yola devam kararı alındı. Geçtiğimiz günlerde yapılan il kongresi ile de kadro kurulmuş oldu. Burada sorun şu; Başkan dâhil yönetimde bulunanların birçoğu halk tarafından çok da tanınan isimler değil. Aslında bu bir avantaj olabilir. En azından siyaseten ismi kirlenmemiş henüz kamuoyunun haklarında yorum yapamayacağı isimler olduğu için daha hızlı yol alabilirler ancak ben onlarda o heyecanı da göremedim. Gerek il kongresinde gerek parti binası açılışında halktan beklenen destek ve coşku yoktu.
Genel Başkan Ahmet Davutoğlu'nun Adana'da olması bile beklenen etkiyi oluşturmadı.
Ahmet Davutoğlu ile yaptığımız selfieyi sosyal medya hesabımdan paylaşınca bunun nedenini anladım. Cumhur İttifakı'nın içerisinde yer alan partilere gönül veren insanlar müthiş bir tepki gösteriyor Davutoğlu'na. Hele de Ak Partililer. Garip ama böyle.
Deva Partisi daha geç kurulmuş olsa da yola daha hızlı başladı. Kısa bir süre de olsa Ak Parti' de Milletvekili olan, partinin çeşitli kademelerinde önemli görevler alan Sadullah Kısacık ekibine Mazlum-Der Adana İl Başkanı olan Avukat Mehmet Ali Önal gibi önemli isimleri katarak yola çıktı. Ancak maalesef Kısacık'ın koronaya yakalanması nedeniyle çalışmalar akamete uğradı.
Bence iki başkanın da, yani Ahmet Akkaya'nın da Sadullah Kısacık'ın da başarılı olabilmesi için basın ile ilişkilerini iyi tutmaları gerekir ama bundan çok daha önemlisi doğru bir PR çalışması yapmalarıdır. Şimdilik bunu başarabilmiş değiller. Bundan sonra başarmak istiyorlarsa doğru ekibi kurmak zorundalar.
Yani demem o ki Gelecek Partisi'nin de Deva Partisi'nin de Adana' da işi zor. Eğer yeni ve farklı bir hava yakalayamazlarsa herhangi bir şekilde Adanalılar arasında heyecan uyandıracak çalışmalar yapamazlarsa, yapsalar da bunu halka doğru yansıtamazlarsa bu şehirde işleri zor.
Bakalım zamanla bu uyarılarımızı dikkate alıp farklı bir bakış açısı oluşturabilecekler mi?
NOT: Korona virüse yakalanan Sadullah Kısacık'a ve ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.