Kendisinden faydalandığımız her türlü nimetin asıl sahibi, yerlerin ve göklerin Mâliki olan Cenab-ı Hak’tır.
Yüce Rabbimiz biz kullarına mülkünden ihsanda bulunmuş ve sayısız nimeti istifademize vermiştir.
Ancak bu istifade sırasında dünyada huzurumuzu kaçıracak, ahirette de azaba sürükleyecek birtakım kazanç yollarını ve yanlış uygulamaları da haram kılmıştır. Bunlardan biri, haksız yoldan, emek sarf etmeden, alın teri dökmeden kazanma yöntemidir.
Bu yöntem, insanların mallarına kattıkları meşru olmayan ve de “Bizi aldatan, bizden değildir.” buyuran Allah Resulünun getirdiği adalet, şefkat, yardımlaşma, dayanışma gibi değerleri görmezden gelmektir.
Bu yöntemde, alın terinin mukaddes olduğu göz ardı edilir.
İşte bu yöntemin adı faizdir.
Faiz, dünyada da ahirette de hesabı çetin olan büyük bir günahtır.
Faiz kul hakkını hiçe sayarak, insanları kolaylıkla aldatmanın yolunu açar.
Kazanıyorum zannederken aslında kaybeden bireyi ve birbirine güvenini yitiren toplumu felakete sürükler.
Faiz yalnızca malın değil, hayatın da bereketini kaçırır.
Nice iflaslar, intiharlar, dağılan aileler, heba olan ömürler faizin birer neticesidir.
Elbette alışveriş faizle aynı olamaz!
Çünkü alışverişte gayret, zahmet, risk ve emek vardır.
Helal yoldan nafaka temin etme ve hayatını idame ettirme çabası vardır.
Faiz ise, insanları zahmetsiz yoldan para kazanmaya sevk eder, tembelleştirir, duyarsızlaştırır.
Nitekim Rabbimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Allah, faizden elde edilen malı mahveder. Sadakaları ise artırır, bereketlendirir. Allah hiçbir günahkâr nankörü sevmez.”
Faizi kaçınılması gereken helâk edici yedi husustan birisi olarak sayan Peygamberimizde en yakın akrabalarından başlamak üzere bütün toplumu faiz alıp vermekten men etmiş ve Veda Hutbesi’nde insanlığa şu mesajı vermiştir:“Cahiliyeye ait her şey ayaklarımın altındadır. İyi bilin ki cahiliye dönemi faizi kesinlikle kaldırılmıştır.
Zengin, faiz yoluyla haksız yere malını katlarken, zayıf ve muhtacın sırtındaki kambur her geçen gün artar.
Mal, mülk ve itibar hırsıyla bencilleşenler, görünüşte insanlar nezdinde zenginleşmekte ise de aslında ahlâkî yönden fakirleşmekte ve Cenab-ı Hak katında değer kaybetmektedir. Küçük menfaatler uğruna dünya ve ahret hayatı tehlikeye girmektedir.
Bu dünya fanidir ve bir imtihan yeridir. Ebedi olan ise ahret yurdudur. İlâhî huzura çıktığımız zaman “Malımızı, nereden, kazanıp, nerede, harcadığımız” elbette sorulacaktır. Öyleyse geliniz, her türlü haksız ve haram kazançtan sakınalım.