Hastanelerimizde ve diğer yerlerde salgın hastalık nedeniyle, doktorlar ve diğer sağlık çalışanları yoğun bir şekilde çalışmaktadırlar. Tedbiren maske, eldiven ve koruyucu tulum giymek zorundalar. Görevliler nasıl abdest alacak ve namazlarını kılacaklar?
Bütün sağlıkçılar ve bu durumda olan diğer çalışanlar su olduğu halde kullanamıyorlarsa, zarureten, *teyemmüm* abdesti alırlar.
Böyle zaruret durumunda olanlar gerekirse namazlarını *cem* ederek kılabilirler. Yani öğlen ile ikindiyi, öğlen veya ikindi namazı vaktinde; farzları peş peşe (arada sünnet kılmadan) birleştirerek kılabilirler.
Akşam ile yatsıyı, akşam veya yatsı namazı vaktinde farzları peş peşe (arada sünnet kılmadan) birleştirerek kılabilirler.
Öğlen ikindide, akşam yatsıda kılınacaksa; Öğlen veya akşam vakti içinde; “Allahım öğlen namazımı ikindide veya akşam namazımı yatsıda beraber kılacağım“ diye niyet etmek gerekir.(Kaynak: Hasan Çınar)
*
Zekâtımı verdiğim kimseyi fakir zannediyordum ama sonradan durumunun iyi olduğunu anladım.Ben zekâtımı vermiş oldum mu? Yoksa yeniden mi vermeliyim?
Zekât veren mutlaka taharride bulunmalıdır. Yani zekât vereceği kimseleri iyice araştırmalıdır.Araştırma yaptıktan sonra zekât verilecek kimselerden olmadığı ortaya çıksa dahi verdiği zekât geçerlidir. Tekrar vermesi gerekmez.
Çünkü araştırma yapmıştır.Araştırma yapmadan zekâtını birine verse ve sonra da fakir olduğu anlaşılsa, zekâtı tamamdır. Yani zekâtı yerini bulmuştur. Tekrarı gerekmez.
Fakat araştırma yapmadan, zekâtını, muhtaç/ fakir olduğunu zannederek birine verse ama verdiği kimse zengin çıksa zekâtını vermemiş sayılır. Yeniden zekâtını vermesi gerekir. Çünkü araştırma yapmamıştı. Burada dikkat edilmesi gereken konu araştırma yapma konusudur.
*
Gözlerime lens taktırdım. Boy abdestime (gusül) engel olur mu?
Hayır. Gusül abdestine de namaz abdestine de mani olmaz.Çünkü gözlerin içi abdestte bedenin dışından sayılmaz.Ama ağız ve burun bedenin dışından sayılır. Yani gusül abdesti alan birisi ağzını çalkalamaz, burnuna su vermezse boy abdesti almış olmaz.Vücut temizliğini yaptıktan sonra (taharet),
Guslün farzı üçtür;
Ağıza su vermek,
Buruna su vermek,
Tüm bedeni iğne ucu kadar kuru yer kalmaksızın yıkamaktır.Tabii gusül abdestini normal (namaz vb.) abdestiyle beraber almak sünnettir. Ayakların olduğu yere su birikiyorsa, ayakları yıkamayı en sona bırakmak gerekir.
*
Ramazan ayında iki gün kasten orucunu bozan biri kaç kefaret orucu tutmalıdır?
Bir kefaret orucu tutar ve iki günü de kaza eder. Kefaret orucu iki kameri ay boyunca aralıksız, birbiri peşine tutulur. Kefaret tutuyorken Hanımların ay hali başlayınca ara verilir. Bitince tekrar başlanır ve 60 güne tamamlanır. Orucun bozulduğu iki günü ise kefaretin peşine veya ayrı zamanlarda, peş peşe veya ayrı ayrı günlerde kaza etmek farzdır.
Ayrıca kasten orucu bozmaktan dolayı tövbe etmek de gerekir. Üç ayrı Ramazan-ı Şerif ayında özürsüz olarak, birer gün kasten oruç bozulmuş ise üç kefaret değil bir kefaret ve üç gün de kaza gerekir. Keffaret orucu bittikten sonra yine Ramazan orucu kasten bozulursa yeniden kefaret gerekir.
Ramazan orucu dışında kaza, vacip, nafile vb. hangi oruç kasten bozulursa bozulsun kefaret gerekmez.
*
Vakit girmeden ezan okunmuş ve namaz kılınmışsa bu namaz geçerli midir?
Hayır, vakit girmeden okunan ezan da, vakit girmeden kılınan namaz da geçerli değildir. Vakit girmeden okunan ezanın tekrar okunması ve vakit girmeden kılınan namazın yeniden kılınması gerekir. Çünkü vakti gelmeden ezan okumak caiz değildir. Böyle okunan ezandan ilan etme maksadı meydana gelmemiştir. Ezanın iadesi gerekir.Namaz için ise vakit farzdır. Ezan okunmamış veya duyulmamış olsa bile *vakit* *girince* namazı kılmak farzdır.
Kalın sağlıcakla.