Bir başka arkadaşımız için dua edebiliyor muyuz?
O sana sen onu duaların içinde zikredebiliyor musun?
Ne güzel haslet değil mi?
Seni düşünen bir arkadaşın olacak ve sana dua edecek?
Cenâb-ı Hak, Hz. Musa'ya (a.s) ''Yâ Musa! Bana günahsız bir ağızla dua et'' diye buyurdu. Musa Aleyhisselâm, ''Ya rabbi! Ben de böyle bir ağız yok'' dedi. Allah Teâlâ buyurdu: ''Başkasının ağzıyla Allah'a dua et. Çünkü sen başkalarının ağzıyla günah işleyemezsin. Öyle hareket et ki başkaları senin için gece gündüz dua etsin.
Senin günah işlemediğini ağız, başka birinin senin için özür dileyip, dua ettiği ağızdır.Yahut kendi ağzını temizle. Allah'ın adını zikreden ağız temizlenir. Allah'ın ismi bütün pislikleri temizler ve sıkıntıyı giderir.'' Kişinin yanında bulunmayan mümin kardeşine dua etmesi, Allah'ın hoşuna gider. Kişi kardeşi için dua edince, başucundaki melek ''âmin'' der.
Sana da, ''Dua ettiğin gibi olsun'' der. Peygamberimiz (s.a.v), ''Kardeşin kardeşe gıyabında duası reddedilmez'' buyurmuştur. Rabbim hayalini bile" "Kuramadığınız" "mutluluklara"
"Ulaştırsın"... "Gönlümüzde olanı" "hakkımızda hayırlı" , "hayırlı olanı da "gönlümüze" "razı eylesin".
Bir dua gelir bir dostun can evinden derdine derman iyiliğine ferman olur da sen bilmezsin... Bir dua gelir bir sevenin sesinden nefesinden... Daralan yüreğini rahatlatır, ferahlatır da sen fark edemezsin. Dua bir ilaçtır ve herkes ona muhtaçtır. Dua edenleriniz çok olsun.
*.
Allɑh’ım,
Senin rızɑn için oruç tuttum,
Sɑnɑ inɑndım,
Sɑnɑ güvendim,
Senin rızkınlɑ orucumu açtım.
Hɑmdolsun verdiğin nimetlere, sağlık ve afiyete.
Ey her şeye gücü yeten Rabbim,
Beni, ailemi, milletimi, devletimi ve inɑnɑnlɑrı koru.
Rahmet ve yardımını esirgeme bizlerden.
Amin..
*
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurdular:
"Cebrâil (a.s) bana dedi ki: Allâhü Teâlâ sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki:
Kul benim huzurumda namaza durup "Allâhu Ekber" dediğinde onunla aramızda bulunan perdeyi kaldırırım. Kul "elhamdü" dediğinde Allâhü Teâlâ, "Hamd kime mahsustur?" diye sorar, o da "lillâhi" diye cevap verir.
Allâhü Teâlâ, "Allah kimdir?" diye sorunca "Rabbilâlemîn" der. "Âlemlerin Rabb'i kimdir?" buyurunca "Errahmânirrahîm" der. "Rahman ve Rahim kimdir?" diye sorunca "Mâlikiyevmiddîn" der. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ,
"Ey kulum, din gününün sahibi benim" der. Kul, "İyyâke na'budu ve iyyâke nesteîn; Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım isteriz" deyince Allâhü Teâlâ, "Ey kulum, mademki yalnız bana kulluk edip yalnız benden yardım istiyorsun, o halde istediğini dile ki sana verilsin" buyurur.
Kul "İhdinâ; bize hidayet et" deyince Allâhü Teâlâ,
"Hangi hidayeti istiyorsun?" buyurur. Kul "Essırâta'l-müstakîm; "Sırât-ı müstekîmi, doğru yolu" deyince Allâhü Teâlâ,
"Hangi yolu istiyorsun?" diye sorar. Kul "Sırâtallezîne en'amte aleyhim" "Kendilerine in'âm ettiğin bahtiyarların yoluna" deyince
Allahü Teâlâ:
"Ey meleklerim, siz de şahit olun ki ben bu kulumu, kendilerine nimet verdiğim peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salihlerle beraber kıldım" buyurur. Kul,
"Ğayri'l-mağdûbi aleyhim veleddâllîn; Ne o gadap olunanların, ne de sapkınların" deyince Allâhü Teâlâ tekrar meleklere, "Şahit olun ki ben bu kulumu nimet verdiğim kimselerden kıldım, gazaba uğramışlardan ve sapkınlardan eylemedim" buyurur.
Kul "Amin" deyince onunla beraber bütün melekler de "Amin" derler..
(Müslim, Müsâfirin 254; Nesâî, İftihah 25.)