Pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağı uygulandığında toplumun büyük bir kesimi bu yasaklara uyarak evinde kalıyor. Çünkü sağlığını düşünüyor insanlarımız ve hastalığa yakalanmamak adına kendilerine yapılan tavsiyeye uyuyor.
Kurallara uymayanlar sokağa çıkıyor. Kısıtlamaları başka bir boyuta taşıyarak…
Kısıtlama günü alkol alıyorlar. Ehliyeti olmayan kişi kısıtlama günü sokağa çıkıyor, hızını alamayarak dereye uçuyor.
Alkollü kişi kaza yapıyor. Yaralanmaya sebep oluyor!
Bakar mısınız? Kısıtlama günü trafik kurallarına uymadıkları için boş yolda kaza yapıyorlar!
Trafik ışıklarına uyan yok!
Kısıtlama günü hırsızlığa çıkan, araç çalan, evlere girip ziynet eşyalarını almaya çalışanlar da mesaiye çıkıyorlar. Yakalandıklarında yalvarmalar, yakarmalar, ağlamalar, sızlamalar…
Kısıtlamanın başka boyutu bütün bunlar…
İnsanların kurallara uyma konusundaki hassasiyetleri farklı oluyor elbette. Kimi sağlığı için, kimi alınan kurallara uymak adına, kimi de ailesini ve yakınlarını korumak adına kurallara harfiyen uyuyor.
İki gün evde kalmakla hayatımızda olumsuzluk adına bir şey yaşanmaz. O iki günü daha güzel değerlendirerek yaşamdan zevk alınabilir.
Yazılan cezalar az da değil. Bir insanın iki ayda kazanamayacağı para miktarı kadar cezalar yazılıyor. Bunun altından kalkmak da kolay olmuyor elbette. Cezaları ödemeye gelince anlıyor insan miktarın yüklü olduğunu…
Cezalar nedeniyle mahkemenin yolunu tutanlar da oluyor. İtiraz edip cezanın yazılış şekline ve miktarına olan itirazlardan bahsediyorum. Lakin mahkemeden de olumlu sonuçla dönemiyorlar.
Pandemi kısıtlamalarının başka boyutlarından bahsetmek istedim bugün sizlere. İnsanların tercihlerini elbette kuralları koyanlar belirlemiyor ama toplumun genel kurallarını koyanlar başta insan sağlığı olmak üzere herkesin mutlu olmasını istiyor. Zorunluluk da aslında buradan geliyor.
Kurallara uymak bizlere huzur, mutluluk ve sağlık getiriyor. Bilincine vararak hareket edersek sanırım bu konuda alınan kararların olumlu yansımalarını görürüz, yaşarız.
Huzurlu günler dileğimle…