Günümüzde en çok konuşulan konu nazar.
Nazar var mı?
Hep tartışılmıştır bu konu.
Bu Nazar kimilerine göre var, kimilerine göre ise yok.
Nazar değmesin diye yeni aldığım arabama nazar boncuğu takabilir miyim?
Hayır. Takmayınız.
Dinimizde nazar (göz değmesi) hakdır ve ondan Allah’a (cc) sığınmak lazımdır.
Dinimiz bazı gözlerin insan ve eşya üzerindeki zarar verici etkilerini kabul etmektedir ve cevabını da vermektedir. Peygamberimiz (sav) göz değmesine karşı;
Ayet el-kürsiyi, İhlâs Suresini, Felak Suresini, Nas Suresini okumuş ve bizlerin de okumamızı istemiştir.
Nazar boncuğu ve benzeri şeylerden fayda ummak ve bunların göz değmesine engel olacağına inanmak, boyuna veya başka yerlere (çocuk, araba, ev vb.) asmak caiz değildir.
Güç, kuvvet ve kudret Allah’a (cc) aittir ve göz değmesine engel olacakta Rabbimizdir. O’na sığınmalıyız.
Zan ile orucu bozana kefaret mi, kaza mı gerekir?
Konusuna göre değişir. Örnek;
Unutarak yiyip - içenin veya isteği dışında kusan bir kimsenin orucu bozulmaz ama bozuldu zannıyla yemeğe - içmeğe devam ederse bu kimseye yalnız kaza gerekir. Keffaret gerekmez.
Kan aldıran veya gıybet eden bir kimsenin orucu bozulmaz ama bozuldu zannederek kasten yeme - içmeye devam etse bu kimseye kaza ile birlikte keffaret de gerekir.
Bir hanımefendi adet günü zannederek orucunu bozarsa ve o gün adet olmazsa hem kaza hem de kefaret gerekir.
Çünkü genel kural; vücuda bir şeyin girmesi orucun rüknünü ortadan kaldırır. Böyle olunca şüphe doğar. Şüphe de kefareti düşürür.
Tarlada, bağda, piknikte vs. hanımefendiler namazı oturarak mı kılmalıdır?
Sağlıklı ve şartları tam olan bir hanımefendi hangi ortamda olursa olsun, farz ve vacip namazı oturarak kılamaz. Farz ve Vacib namazların kıyamı erkekler için olduğu gibi hanımlar için de farzdır. Terki namazın iadesini gerektirir. Sehv Secdesiyle de namaz tamamlanmış olmaz.
Fakat Nafile Namazların (Sünnet Namazların) Kıyamı Sünnettir. Oturarak da kılınabilir. Sünnet namazların kıyamının terki Sehv Secdesini gerektirmez.
Zekâtımı verdiğim kimseyi fakir zannediyordum ama sonradan durumunun iyi olduğunu anladım. Ben zekâtımı vermiş oldum mu? Yoksa yeniden mi vermeliyim?
Zekât veren mutlaka taharride bulunmalıdır. Yani zekât vereceği kimseleri iyice araştırmalıdır.
Araştırma yaptıktan sonra zekât verilecek kimselerden olmadığı ortaya çıksa dahi verdiği zekât geçerlidir. Tekrar vermesi gerekmez.
Çünkü araştırma yapmıştır.
Araştırma yapmadan zekâtını birine verse ve sonra da fakir olduğu anlaşılsa, zekâtı tamamdır. Yani zekâtı yerini bulmuştur. Tekrarı gerekmez.
Fakat araştırma yapmadan, zekâtını, muhtaç/ fakir olduğunu zannederek birine verse ama verdiği kimse zengin çıksa zekâtını vermemiş sayılır. Yeniden zekâtını vermesi gerekir. Çünkü araştırma yapmamıştı. Burada dikkat edilmesi gereken konu araştırma yapma konusudur.(hç)
BİR HADİS
“Resûlullah (sav) zekât emri indirilmeden önce bize fıtır sadakasını vermemizi emretti.
Sonra zekât emri inince bize (fıtır sadakasını) ne emretti ne de bizi (bu sadakayı vermekten) menetti. Biz de fıtır sadakası vermeye devam ediyoruz.”
(N2509 Nesâî, Zekât, 35; İM1828 İbn Mâce, Zekât, 2
Kalın sağlıcakla, Selam ve dua ile...