Gençliğinin ilk yıllarında idi. Yani ölüm, hayatımızın arka sokağında. Her ölüm acı ama genç ölüm biraz daha acı.
Ölüm ailemizin bir ferdi değil mi?
Yani çok uzak değil, hemen yanımızda, yanı başımızda. İşte ondan dolayı çok ama çok hazırlıklı olmamız lazım. Günlük evden çıkarken Ailemizle helalleşmemiz lazım. Hatta bu helalleşmeyi adet haline getirmemiz lazım.
Çok cenazeye katılıyoruz. Çok cenaze namazı kılıyoruz. Bir gün bizimde cenaze namazımızı nasip olursa kılacaklar. Ama bazen cenaze namazı kılarken; uzaktan ölmeyecekmiş seyreden gençler, orta yaşlılar vs.
Bu dünyaya gitmek için geldik. Zaten yaşamamızda ölmek için. Dün bir haber geldi, Seyhan Müftülüğü ’nün tur aracı kaza yaptı. Ve dört kişinin öldüğü haberini aldık, bir Müezzin arkadaşımızın, bir Kur’an kursunda görevli hoca hanım ve bir de Seyhan Müftümüz Hasan Hüseyin Güller Hoca efendinin lise çağında olan kızı.
Ölüm acı ama daha hayatının baharında olanların vefatı daha da acı. Rabbim bu acıyı tadan tüm aileye ve arkadaşımız Güller Hocaya da sabır versin.
Gidin zaman bulduğunuz zaman mezarlıkları ziyaret edin. Çünkü onlardan ve oralardan uzak kalmamak lazım. Daha önceki yıllarda Seyhan Müftülüğü yapan bir Müftümüz genç yaşta evladını kaybetmiş evlat acısını yaşamış, bir cenazede ise şöyle demişti.
“Allah’ım büyükleri, küçüklere ağlatma diye“ dua ediyorum demişti. Evet, büyük olarak küçük alanlara ağlayanlara Mevla sabır versin.
Ama unutmayalım ki, her gün biraz daha ölüyor ve ölüme yaklaşıyoruz. Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…