Güncel konulara sorulan sorular ve cevapları.
Komşularla “para günü” toplantısı yapıyoruz. Dinimizde caiz midir? diye sorulan soruya Hasan Çınar hoca diyor ki..
Yardımlaşma veya birbirine destek olmak için haftalık, aylık bir araya gelerek “para günü” yapmak caizdir. Bu aynı zamanda borçlanarak yardımlaşmadır. Ödemede fazlalık ve eksiklik caiz değildir. Toplanan parayı, kurayla veya rızayla, sırası gelene teslim etmek gerekir.
Bu yardımlaşma, bizi, madde için bir araya gelen (Allah korusun) madde perestler haline çevirmemelidir. Bu “günü” israf etmeden, Allah’ın (cc) rızasına uygun ve faydalı geçirmek en münasip olanıdır.
*
Ben sarrafım. Parasını bir ay sonra almak üzere çeyrek altın veya bilezik satmam caiz midir?
Hayır, altının vadeli satışı caiz değildir. Caiz olabilmesi için altının alım-satımının o mecliste yani alım-satım yerinde ve peşin (yeden bi yed) olması gerekir. Bununla birlikte altının taksitle satışı da caiz değildir.Ancak altın borç olarak (Karz-ı Hasen) verilebilir.
*
ALLAH'IM SEN NE BÜYÜKSÜN
Bir sene nafile Hac yapmaya niyet ettim. Bu günlerde, bir harabenin yanından geçiyordum. Harabeye giden bir kadın gördüm.
Birilerinden gizlenmek ister gibi etrafına bakıyordu.
Derken ölü bir tavuğu koltuk altına yerleştirerek harabeden ayrıldı. Kadın evine ulaşana kadar ben de peşinden gittim.
Kapıyı çaldı. Bir kaç çocuk gelip ona kapıyı açtılar ve:
"Anne! Bize bir şey getirdin mi?" diye sordular.
"Evet, size bir tavuk getirdim. Şimdi pişiririm yersiniz" dedi.
Bu olanlara hayret ettim. Kadının neden böyle yaptığını merak ettim.
Sonradan seyyide olduğunu öğrendiğim o hanıma:
"Seni az önce takip ettim. Ölü bir tavuğu aldığını gördüm. Ölmüş olan bir tavuğu yemek haramdır. Niye böyle yaptın?" diye sordum.
O cevaben:
"Günlerdir evde yiyecek bir şey yok. Komşumuz et pişirmişti.
Etin kokusu çocuklarımı mahzun etti. Ben de bulduğum bu ölü tavuğu getirdim" dedi.
Bunu duyunca perişan oldum, Hacc için ayırmış olduğum takriben on bin dirhem parayı kadına verdim"
Hacılar döndüklerinde Malik'i görünce: "Ne zaman döndün? Biz seni Mina'da ve Arafat'ta gördük" dediler.
Malik: "Ne tuhaf! Ben Kûfe'deydim" dedi.
Bu sırada bir adam Malik bin Dinar'ın "rahmetullahi aleyh" yanına gelerek: "Siz Malik bin Dinar mısınız?" diye sordu. "Evet" dedi.
"Bu paralarını al, senin bendeki emanetindir.
Bir gün Mina'da biz çadırdayken bir şahıs geldi ve: 'Kûfe ehlinden misiniz?' diye sordu. Ben 'evet' dediğimde; 'Kûfe'ye gittiğin vakit bu para kesesini Malik bin Dinar'a ver' dedi ve ayrıldı.
Malik o paraları alıp saydığında tam olarak on bin dirhem çıktı; o gece rüyada bir ses duydu:
"Bu dünyevî bir kazançtır, dünyadaki amelinin karşılığıdır. Ahiret kazancın da ayrıca muhafaza edilmektedir".
Yüce Allah’ım hiçbir kimseyi nefsi ile yokluktan, sevdikleri ve Hastalıkları ile imtihan etmesin...
Kalın sağlıcakla selam ve dua ile.