Onlar için hep söylenmiştir, biz rahat uyuyalım diye onlar, Şehit oluyor.
Doğru değil mi? Milli bekamızı, toplumsal güvenlik ve düzenimiz için canlarını feda ediyorlar.
Şair Orhan Veli ne der?
“Neler yapmadık şu vatan için,
Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik” der ya..
Evet, aynen öyle, Öyle bir memleketiz ki; evinden şehit çıkmayan aile yoktur..
100 yıldır şehit veriliyor bu topraklar için..
*
Ana yüreklerine ateş düşüyor..
1990 Yılları idi görev yaptığım Sarıçam ilçesi Avcılar Köyünde yıllık izne ayrılmıştım.
Bir köylü haber verdi hocam Duran Amcanın oğlu Kürşad Yağbasan şehit olmuş demişti.
O günlerde Allah var şehide ve şehit yakınlarına bugün kadar değer verilmiyordu..
*
Yıllar sonra yani bir hafta önce Avcılar Köyünden Eyüp Yağbasan arkadaş mesaj yazmış “Hocam Köyde şehit var”
Sonradan öğrendik ki, mayın patlaması sonrası Soner Gökçü yaralanmış ve tedavi için Ankara’ya gönderilmiş, zaten birkaç gün sonrada şehit oldu..
*
Evet, köyde hüzün vardı, civan gibi bir delikanlı evin en küçük evladı Soner şehit olmuştu.
Gariban, fakir bir ailenin 3 erkek evladından biri idi ve ailenin babası ağır bir şekilde yatalak hasta yani her türlü maddi ve manevi yardıma muhtaçtı.
O yaralandığı günler köy halkından biri ile konuştum, Şehit Soner için, “Hocam çok efendi , kibar saygılı hatta o kadar merhametli ki, diğer kardeşlerinin de ciddi bir işi olmadığı için..”
Babası da ağır hasta olduğu kendisi de bekar olduğu için, maaşının bir çok kısmını “Babam kimseye muhtaç” olmasın diye gönderiyormuş anlatışı inanın beni de hüzünlendirdi..
*
Herkesin şehit haberine verdiği tepki farklı olabilir..
Ama gencecik bu topraklar için Şehit olan Soner Gökçü’nün cenaze günü şu yaz mevsiminde görülmeyen bir yağmur vardı.
Hatta halk arasında bu konuda genelde şu yorum yapılır “Gök ağladı”, Onu bilemem ama annenin feryadına ben dâhil birçok insan hüzünlendi ve hani derler ya 'erkekler ağlamaz' , ama orada erkeklerde ağladı.
Çünkü için yanan anne ateşini, ağıtı ile dışa vuruyordu..
Mevla anneye, aileye ve milletimize sabır versin.
*
Hani Hakikaten az önce demiştim ya Kürşad şehit olmuştu. Evet; o yıllarda acaba neden şehit ve şehit ailesine ilgi yoktu, veya biz mi öyle anlıyorduk..
Yok be kardeş biz öyle anlamıyoruz, hakikaten o zaman bu ilgi alaka üst kademelerde idarecilerde yoktu..
Çünkü biz; bu şehirde genç bir kızı rencide eden milletin içinde azarlayan vali beyleri gördük..
*
Yani şunu hemen belirteyim ki, iyi ki şehitlik diye dünyada bir unvan var. Çünkü ona sığınıyoruz, onunla teselli oluyoruz, yoksa dayanılır bir acı değil..
İşte bu acılı ailenin yanında mütevazı kibar idarecileri görünce memnun oluyoruz.
Şehidin defin esnasında Yağmurlu bir günde çadırların altında şehit son yolculuğuna uğurlanırken,
Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ın şehidin geride kalan o iki genç kardeşine elleri ile sıkı bir şekilde sarılması, Şehidin babasının yatalak olduğu için cenaze törenine katılamaması ve yine Vali beyin şehidin babası Miktad Gökçü’yü evinde ziyaret etmesi ve bir telefon numarası verip beni bir ihtiyacınız olduğunda her zaman arayabilir siniz demesi takdire şayan hareketler..
İşte bu sözleri duyan kişi ve kişiler devletine ve yöneticilerine dua ediyor.
*
Hani gerçekçi olmak lazım, Protokol da oturanların birçoğu orada oturur ve izler,
Ama Şehit Gökçü’nün cenazesinde bizde izledik, Aile Sosyal Politikalar İl Müdürü Zeynel Abidin Koç’un Şehidin Annesinin ayağında olan bir yara için orada sağlık görevlileri ile müdahale etmesini. Ayağına hemen bir terlik verilmesini,
Adana Vali Yardımcısı Huriye Küpeli Kan Hanımefendinin şehidin dayısının şehidin annesinin yanına gelip diz çökerek sabret bacım nasihati esnasında Valinin mütevazi bir şekilde yerinden kalkıp yaşlı şehit dayısını yerine oturtup kendisinin ise arka sırada ayakta beklemesini izledik ve gururlandık..
Ve hemen aklımıza şu geldi nereden nereye..
*
Uhud Savaşı’nda bir çok şehit verildi.. Efendimizin Amcası Hz. Hamza’da şehit olmuştu.
Şehitler ebedi yolculuklarına Uhud Dağı’nın eteğinde uğurlandı.
Ve Medine’ye dönüldü, evlerde hüzün acı vardı. Hüzün yanında ağıtlar vardı.
Peygamber Efendimiz (sav);
“Hamza’nın ağlayanı yok. Hamza yalnız bir adamdı. Canını Allah’ın davası uğruna ortaya koymuştu. Hamza’nın ağlayanı olsundu. “
Bu şehide Peygamber yüreği sahip çıkıyordu, tüm Medine sahiplensin diye Hz. Hamza’ya..
*
Evet; gördük ki;
Gariban, fakir bir ailenin en küçük evladı Gökçü’yü herkes sahiplendi.
Rabbim şehidimize rahmet, aileye, bizlere ve milletimize sabır versin..