Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklamasına göre 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere katılma hakkının otuz altı parti elde edebildi..
Yani, üç aylık süreÇ içerisinde seçime girmekten vazgeçen ya da ittifak yapan olmaz ise halkımız tam otuz altı aday arasından seçim yaparak belediye başkanını belirleyecek..
Sandığa girecek partilerimiz abecesel sırayla şunlar:
Adalet Birlik Partisi, Adalet Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi, Anadolu Birliği Partisi, Anavatan Partisi, Aydınlık Demokrasi Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Büyük Türkiye Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrasi ve Atılım Partisi, Demokratik Sol Parti, Demokrat Parti, Emek Partisi, Gelecek Partisi, Genç Parti, Güç Birliği Partisi, Hak ve Özgürlükler Partisi, Halkın Kurtuluşu Partisi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi, Hür Dava Partisi, İYİ Parti, Memleket Partisi, Millet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Milli Yol Partisi, Saadet Partisi, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Komünist Hareketi, Türkiye Komünist Partisi, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi, Yenilik Partisi, Yeni Türkiye Partisi, Zafer Partisi.
Seçime katılma hakkı elde eden otuz altı partiye bakınca, Türk milliyetçisinden Kürt milliyetçisine, liberalinden sosyalistine, siyasal islamcısından sosyal demokratına her renkten parti var..
Eğer, bu partilerden çekilenler ya da ittifak yapanlar olmaz ise hayli renkli bir seçim yaşayacağız demektir..
101 parti nerede?
Yargıtay kayıtlarına göre şu anda ülkemizde tam yüz otuz yedi siyasal parti faaliyet gösteriyor, ancak seçime sadece otuz altısı girebiliyor..
Peki geri kalan yüz bir parti nerelerdeler?
Ne iş yapıyorlar?.
Yıllardır varlıklarını sürdürdükleri halde neden seçimlere katılma hakkı elde edemiyorlar?..
Yargıtay kayıtlarına bakınca, bazı tuhaflıkların olduğu da görülüyor..
Yıllar önce kurulmuş ve faaliyette olduğu belirtilen bir çok partinin Yargıtay kayıtlarına göre üyeleri yok..
Sıfır üyeli bu partilerin kurucuları, genel başkanları, yönetim, disiplin, GİK üyeleri de mi partilerine üye değiller?..
Genel başkanlarının, genel idare kurulu üyelerinin bile üye görünmediği sıfır üyeleri partilerin faaliyette bulunmalarına Yargıtay nasıl izin veriyor?..
Bir çoğu da “adalet ve demokrasi”, “adalet ve hürriyet”, “adalet ve özgürlük”, “adaletin aydınlığı”, “adil türkiye”, “al sancak”, “anadolu medeniyeti”, “as”, “aydınlık demokrasi”, “aydınlık geleceğin” “ayyıldız”, “barış ve eşitlik”, “bağımsız cumhuriyet”, “bağımsızlık”, “büyük”, “büyük iktidar”, “cihan”, “cumhuriyet”, “cumhuriyet ve adalet”, “cumhuriyet ve istiklal”, “çoğulcu demokrasi”, “demokrasi zamanı”, “devlet”, “doğuş”, “ebedi nizam”, “genöç türkiye”, “halkın sesi”, “halkın umudu”, “işçinin kendi”, “kadın”, “kızılelma”, “küresel adalet ve liyakat”, “milliyetçi türkiye”, “merkez”, “merkez sağ”, “milli”, “milliyetçi sol”, “milliyetçi cumhuriyet”, “milli beraberlik”, “müdafaa-i hukuk hareketi”, “ocak”, “osmanlı”, “ötüken birliği”, “özgürlük ve sosyalizm”, “sağduyu”, “sevgi ve saygı”, “sosyalist cumhuriyet”, “sosyalist emekçiler”, “şahlanış”, “tek”, “turan”, “turan hareketi”, “tuğra”, “türk birliği”, “türkiye ekonomi ve kalkınma”, “türkiye emekliler”, “türkiye ittifakı”, “türkiye gençlik”, “türkiye güven”, türkiye yaşam”, “türkiye uyanış”, “türkiye’m”, “türkiye’nin sesi altınçağ”, “ulusal”, “umuda yürüyüş”, “uyanış”, “ulusun”, “ülkem”, “vatan severler”, “vatan ve hürriyet”, “yeni yol”, “yeniden diriliş”, “yüce diriliş”, “yerli ve milli” gibi bayağı cafcaflı ve iddalı adlara sahipler..
Ama anlaşılan bu partiler daha kendilerine umut olmamışlar, uyanamamışlar, umuda yürüyememişler ki, ne yeniden ne de yüce bir diriliş gerçekleştirememişler olacaklar ki, halkın önüne çıkmamışlar..