Bugün 3 Mayıs..
Bir Türkçüler Günü'nü dah idrak ediyoruz..
3 Mayıs, biz Türkçüler için Türklük ve Turan uğruna canımızdan vazgeçtiğimiz gündür..
Türklük ve Turan yolunda hiç bir engeli tanımadığımızı dünyaya ilan ettiğimliz gündür..
Yolbaşçımız Atsız atamızın yol arkadaşlarıyla birlikte dünyanın dört bir yanındaki Türkçü Turancılara armağan ettiği günün adıdır..
İşkencelerden baskılardan doğan 3 Mayıs'ı ilk kutlayan da Atsız Atadır..
3 Mayıs doğrudan doğruya Türkçülerin kanlarıyla ilan ettikleri tek atıd Türkçüler Günü olan gündür..
Bakmayın siz, yakın zamanlarda Milliyetçiler Günü, 3 Mayıs gibi adlarla kutlamaya yapmaya ve sahiplenmeye çalışanlara..
Hiç birinin ne 3 Mayıs'la, ne 3 Mayıs Türkçüler Gününü doğuran süreçle, ne de Türkçülük ve Turancılıka en küçük bir bağları yoktur..
Dediğim gibi;
3 Mayıs Atsız'dır..
3 Mayıs Türkçülüktür..
3 Mayıs Turancılıktır..
3 Mayıs direniştir..
3 Mayıs Türkçülüğün diriliş günüdür..
3 Mayıs pişmanlık metubu verilen değil, tabutluklarda direnilen gündür..
Elbette ki 3 Mayıs 1944”ün bir sürü kahramanı vardır.
Fakat 3 Mayıs 1944”ün yaratıcısı doğrudan doğruya Türkçü fikirleri ve hareketleriyle Atsız Beğ ve O”nun yanındaki arkadaşlarıyla Türk gençliğidir.
Türk gençliğinin kendi ideolojisi olan Türk Milliyetçiliğine sahip çıkmak ve gene bu ideolojinin düşünürü, konuşanı, yazanı Atsız Beğ”i yalnız bırakmamak için patladığı anlamlı bir gündür.
3 Mayıs'ın Türkçülüğü Sıkıyönetim Mahkemesinin beraat kararıyla de tescillenmiştir:
“-Bu nümayış (3 Mayıs 1944) milli bir ideolojinin, milli olmayan bir ideolojiye karşı tepkisinden ibarettir."
3 Mayıs'ta yargılanan ve beraat eden Atsız Beğ, Reha Oğuz Türkkan, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar, Fethi Tevetoğlu, Cebbar Şenel, Hasan Ferit Cansever, Nurullah Barıman, Mustafa Zeki Sofuoğlu, Fazıl Hisarcıklı, Hüseyin Namık Orkun, Saim Bayrak, İsmet Rasim Tümtürk, Cihat Savaşfer, Muzaffer Eriş, Fehiman Altan, Yusuf Kadıgil, Hikmet Tanyu, Hamza Sadi Özbek, Orhan Şaik Gökyay, Cemal Oğuz Öcal, Said Bilgiç, Mehmet Külâhlıoğlu, Alparslan Türkeş ve Osman Yüksel Serdengeçti'yi saygıyla anıyoruz..
3 Mayıs Türkçüler Günü tüm Türklüğe, Türk dünyasına ve Turan coğrafyasına kutlu olsun..
****************
Benzemezler İttifakı sinerji yaratır mı?..
Cumhur İttifakı'ndan sonra, aslında geçtiğimiz Eylül ayından bu yana yapılacağı söylenen ama her nedense tarafların çekinik davrandığı "4 Benzemez İttifakı" nihayet kuruldu..
Aylar öncesinden belli olan Benzemezler İttifakı'nın kurulduğu nihayet açıklandı..
CHP, İP, SP ve DP, 24 Haziran seçimlerine benzemezler ittifakı olarak birlikte girecekler..
Bu durum aslında, 16 Nisan referandumunda oluşan "Hayır Cephesi"nin 24 Haziran seçimlerine taşınmasıdır..
Bugün ittifakın içinde yer alanların tümü, referandumda "hayır" demişlerdi..
Ancak, "Hayır Cephesin"nden doğan ittifak önemli bir yara ile seçimlere katılacak..
Zira, Hayır Cephesi'nin CHP'den sonraki en büyük ayağını oluşturan HDP, aynı cephedeki diğer partiler tarafından dışlanmış durumda..
Yüzde 49'luk hayır oylarının yüzde 13 gibi yüksek bir oranı HDP'ye ve bileşenlerine aitti…
HDP'nin dışarda kalmasıyla ittifak ciddi bir güç kaybına uğramış durumda..
16 Nisan referandumuna göre yüzde 36 civranıda bir oy potansiyeline oturması gereken ittifakın, yapılan kamuoyu araştırmalarında, o oranı yakalamayacağını gösteriyor..
CHP 2015 genel seçimlerinde yüzde 25,3 olan oy oranını koruyamadığı, yüzde 2'lik bir kısmını kanatları altına aldığı İP'e kaptırdığı biliniyor..
İP'in anketlerdeki oy oranı, bütün algı operasyonlarına karşın yüzde 3 - 5 bandında dolaşıyor..
Saadet Partisi'nin yüzde 2,1 olan oy oranının da yüzde 1,5 civarında olduğu anlaşılıyor..
DP'nin 2015'te de şimdi de oy oranının yüzde 0,15 oranında olduğu tahmin ediliyor..
CHP'nin bu ittifakla gittiği seçimde, partinin ana omurgasından HDP'ye ve Vatan Partisi'ne oy kayması yaşanacağını görmek için kahin kürelerine bakmaya falan gerek yok..
Yani, ittifakın oy oranı CHP yüzde 20, İP yüzde 4, Saadet yüzde 1,5, DP yüzde 0,1 olmak üzere toplam 30,6 civranıda olacak..
İttifakın, referandumda hayır oylarının HDP ile ulaştığı çıtaya ulaşması için büyük bir sinerji yaratması gerekecek..
İttifakı oluşturacak partilerin durumuna bakınca bu sinerjinin oluşacağı konusunda doğrusu söylemek gerekse pek umut bulunmuyor..
Benzemezler İttifakı'nın eylemsizlik potansiyeli, sinerji yaratma potansiyelinden çok daha yüksektir…
***************
Durak'ın çıkışları adaylık sinyali
Adana Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aytaç Durak, durdu durdu seçim sürecinde yeniden ortaya çıktı..
Yaptığı konuşmayla "bayram seyran değil Durak niye konuştu" dedirtti..
Bir zamanlar dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'a göbeğin atıyorsa diye konuşan Durak, bu kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için "Ulan" diye insana yakışmayan bir uslupla hakaret etmiş..
MHP'li dostlar, Durak'ın bu konuşmasını yaşlılığına veriyorlar..
Ama hiç de öyle olduğunu sanmıyorum..
Durak'ın o yakışsız ifadeyi bilerek isteyerek kullandığını düşünüyorum..
Seçim atmosferinde kendini anımsatma kaygısıya konuştuğunu değerlendiriyorum..
Aytaç Durak'ın attığı adımları değerlendirdiğinde, önümüzdeki seçimlerde İP'in Adana Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmak istediği anlaşılıyor..
DP'nin yıllardır hemen her yönetiminde yer alan Sertaç Durak'ın "Aile kararı" ile İP'e gönderilmesi bile, Aytaç Durak'ın İP'e çengel atma operasyonunun bir parçası..
Aylarca Meral Akşener'den telefon bekleyen, İP'in Adana örgütlerini kendisinin tavsiye edeceği kişilerin olşturmasını arzulayan Aytaç Durak'ın hevesi kursağında kalınca bu kez, kamuoyunda İP'i Adana'da Aytaç Durak ve Durak ailesinin "finanse ettiği" imajının yerleştirilmeye çalışılması, hep son konuşmayla ilintili, önceden planlanan adımların atılmasıdır..
O konuşmayla Aytaç Durak, artık Adanalıların unuttuğu adını yeniden hatırlattı..
Uzun bir süre de kendisini tartıştırarak gündemde kalacak..
Bu arada, yine planın içerisinde yer alan, yeğen Sertaç Durak'ın İP'in 24 Haziran seçimleri listesinde Adana'dan liste başı olması sağlanmaya çalışılacak..
İttifakla, milletvekllilğine garanti gözüyle bakıldı için, o durumda İP Genel Merkezi'ne de adım atma planı da gerçekleşmiş olacak..
Sonraki adım, 24 Haziran'ın hemen akabinde İP'in Büyükşehir adayı olarak Aytaç Durak isminin konuşulmaya başlanması ve Meral Akşener ile Koray Aydın, Ümit Özdağ gibi üst düzey yöneticilerin etki altına alınma girişimi olacak…
***************
Türkiye'ye dışa bağlayan anlaşmalar
Türkiye'yi dışa bağlayan anlaşmaların altında sanıldığı gibi "Amerikancı" Adnan Menderes'in değil, CHP ve "Milli Şef" İsmet İnönü'nün imzası bulunuyor..
Ne hazindir ki, Atatürk'ün ölümünden sonra, İsmet İnönü'nün şefliğindeki CHP, adeta Atatürk'ün mirasını, mücadelesini, fikirlerini yok saymış..
Kapütlasyonları yırtıp atan, Türkiye'yi tam bağımsız Milli Devlet yapan Atatürk'ten sonra, İnönü bu politikaları terketmiş..
Atatürk'ün hemen ölümünden sonra, CHP'nin ve Ülkenin tek lideri İsmet İnönü, Türkiye'nin yabancı bir devlete ayrıcalık tanıyan ilk ikili anlaşmayı imzalayarak, tam bağımsız Türkiye uygulamasının köküne dinamit koymuştu..
İsmet İnönü'nün 1 Nisan 1939'da yani Atatürk'ün uçmağa varışından sadece 4,5 ay sonra ABD ile ikili anlaşma yaptı..
Bu anlaşmayla, Türkiye Cumhuriyeti yabancı bir devlete ilk kez ayrıcalık tanıdı..
5 Mayıs 1939’da yürürlüğe giren bu anlaşmayla, Türkiye Amerika’ya “gerek ithalat ve ihracatta ve gerekse diğer bütün konularda en ziyade müsaadeye mazhar millet statüsü” tanıdı.
Ayrıca, ABD sanayi malları için, yüzde 12 ile yüzde 88 arasında değişen oranlarda gümrük indirimleri sağlandı.
Bu anlaşma yapıldığında hastalığının en ağır anlarında bile; “Ayrıcalık tanıyan ve bağımlılık doğuracak dış anlaşmalar yapılmamalıdır” biçiminde ve vasiyet niteliğinde önermelerde bulunan Atatürk öleli henüz 4,5 ay olmuştu...
Türkiye, ABD’ne ticari ayrıcalıklar veren anlaşmadan yaklaşık bir ay sonra; 12 Mayıs 1939’da İngiltere, 23 Haziran 1939’da da Fransa ile iki ayrı deklarasyona imza attı ve bu deklarasyonları 19 Ekim 1939’da (İngiltere ve Fransa, Almanya’ya savaş ilan etmişken) Üçlü İttifak Anlaşması' na dönüştürdü.
TBMM bu anlaşmaları oybirliği ile onayladı...
Aynı yıl İngiltere’den 37 milyon sterlin, Fransa’dan 264 milyon frank; 1942 yılında Almanya’dan 100 milyon mark borç alındı.
Bu borçlarla, T.C. Hazinesinin borç yükü yüzde 266 oranında arttırılmış oldu...
Yani, İsmet inönü, Türkiye’nin Şubat 1948'de 705 bin dolar olan döviz varlığını, Mayıs 1950'de eksi 12 milyon dolara; 1946'da 214 ton olan altın varlığını 1949 sonunda 123 tona indiren, ülkenin dağarcığında yeterince altın ve döviz bulunmasına karşın Amerika’dan borç alarak ülkeyi Amerikan güdümüne sokmuştu..
İsmet İnönü ve CHP'sinin Türkiye Cumhuriyeti'ni dışa bağlayan bir başka anlaşması yine ABD ile yapılan "Fulbright Anlaşması"dır..
27 Aralık 1949 tarihinde imzalanan anlaşma ile, İsmet İnönü bu kez Türk milli eğitimini ABD'ye teslim etmişti..
Anlaşmaya göre, Türk milli eğitim sistemine yön vermek için Türkiye ve ABD haükümetleri arasında eğitim komisyon kurulacaktı..
Anlaşmanın meşhur 5'inci maddesi, ""komisyon dördü TC ve dördü ABD vatandaşı olmak üzere sekiz üyeden kurulu olacaktır. Bunlara ek olarak Türkiye'deki ABD diplomatik heyetinin başı komisyonun fahri başkanı olacaktır. Komisyonda oyların eşit olması durumunda kesin oyu misyon şefi verecektir." şeklindeydi..
Komisyon, Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilecek eğitim programlarının yönetimi kolaylaştıracaktı..
"Fulbright” Anlaşması, Türk Milli Eğitim sistemini altüst eden, Türkiye’yi parçalayacak alt yapıyı oluşturan ve Atatürk’ün Türk Milliyetçiliği fikir sistemini yok etmeyi planlayan bir anlaşmaydı..
Sonucu bugünlere gelen eğitim sistemi..
Ekonomik imtiyazlar Türkiye'yi batağa soktu..
Bu anlaşmalara dayanarak Türkiye'ye gelen ABD, neredeyse kalıcı oldu..
İnönü ile birlikte bağımsız dış politika da, bağımsız iç politika da tarih oldu..
Bugünkü sıkıntılar, İnönü tarafından Türkiye'yı dışa bağlayan anlaşmalar ve uygulamaların doğal bir sonucudur..
*************
DP 1 Mayıs kutlamasında
Adana'da CHP ve damokratik kitle kuruluşları ile sendikaların düzenlediği 1 Mayıs kutlamaları yoğun ilgi gördü..
Kutklamalara katılanlar arasında Merkez Sağın adresi Demokrat Parti de yer aldı..
DP İl Başkan Yardımcısı Canan Özalp başkanlığındaki bir heyet bayrakları ve pankartları ile kutlama alanında yerini aldı..
Demokrat Parti'nin kutlamalara katılması kutlama alanında ilginç görüntülerde oluşturdu..
CHP ve Demokrat Parti bayraklarının yanyana dalgalanması, Seyhan belediye Başkanı Zeydan Karalar başta olmak üzere bazı CHP'liler DP'lilerle aynı karede poz vermeleri, adeta ittifakın Adana'daki öncü haberi gibiydi..