Seçimlere onüç gün kala, adaylar arasında mücadele sertleşecek..
Bu hafta içinde sertleşme karşılıklı suçlamalara doğru evrilecek..
Sahada yaptığım çalışma bende bu duyguyu inandırdı..
Özellikle seçimlerde iddialı üç ad arasında iddia yarışı başlayacak gibi görünüyor..
Projeler yerine rakiple ilgili iddialar oertata atılarak, rakibi zayıflatma ve oy devşirme politikası baskın olacak..
Sahada konuşulanlara göre, rakiplerini PKK üzerinden vurmaya çalışacaklar..
Dağdan ölen akraba, PKK’lı iş verme, Öcalan’ı savunma gibi iddialara seçimler yaklaştıkça çok daha sık duyacağımızı şimdiden söyleyeyim..
Ayyüce Taş’ın iftar yemeği ısrarı
Genel merkez yönetiminde MHP kökenlileri tasfiye eden İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Adana’da MHP’lilerin oyunu almak için Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yaptığı Ayyüce Taş’tan ilginç bir hamle geldi..
Ayyüce Taş, Adana’da MHP tabanınıdan yeterli desteği ve oyu alamadığını düşünmüş olacak ki; Ankara’dan, Adana’daki eski Ülkü Ocaklar başkanları ve eski ülkücülerle iftar yemeğinde bir araya gelmek için girişimler yapmış..
Kurultay’a kadar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaropğlu’nun danışmanlığı yapan, Özgür Özel’in kazanmasıyla CHP ile ilişiği kesilen danışmanlık görevine son verilem Ülkü Ocalkarı eski Genel Başkanlarından Alaattin Aldemir ile bağlantı kurarak, Adana’daki eski ocak başkanları ve ülkücülerle iftar yemeğinde bir araya gelmesini organize etmesini istemiş..
Ocak başkanlığından sonra DYP’de Gelen Başkan Yardımcısı olan, AK Parti’de politika yapan son olarak da CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını üstlenen Alaattin Aldemir’in uzun yıllardır ülkücü camia ile ilişkileri kopuk..
14728 Mayıs’ta ülkücü oylarını CHP’ye yönlendirmede başarısız olmuştu..
Bakalım bu kez, Ayyüce Taş’ı eski Ocak başkanlarıyla iftarda buluşturmayı başarabilecek mi?..
Ya da kaç eski Ocak başkanı Alaattin Aldemir’in davetine icabet edecek?..
Fazla değil, bir iki güne sonucun ne olduğunu hep birlikte görürüz..
İslam’ı kim yanlış anlıyor?
Türkiye’de bir anlayış var: Bir kişinin, bir grubun ya da bir partinin uygulamaları eleştirildiğinde hemen “onlar islamı yanlış yorumluyorlar” savunması geliyor..
Bir sonraki savunma onlar “islamı bilmiyor” ya da “onların yaptığının islamla ilgisi yok” şeklindeki ifadeler oluyor..
Kimilerine göre islamı yanlış yorumlayanların başında IŞİD denilen siyasal islamcı örgüt geliyor..
Ülkemizdeki çok sayıda kişi yaptığı eylemlerle kan donduran IŞİD’in islamı yanlış yorumlayanların başında geldiğini söylüyorlar..
Özellikle cami cemaati denilen sıradan yurttaşlar bu görüşte..
Ancak, IŞİD’in başındaki kişiye bakınca islamı bilmemesi ya da yanlış yorumlaması pek de akla gelmiyor..
IŞİD’in kurucusu ve öldüğü 2019’a kadar lideri olan Ebu Bekir El Baghdadi, Bağdat İslami İlimler Üniversitesi’nde İslam teolojisi alanında yüksek lisans, İslam Hukuku alanıda doktora yapmış bir kişiydi..
Doğrusu, islam teoloji alanında yüksek lisans, islam huku alanında doktora yapmış birinin islamı bilmediği ya da yanlış yorumladığı yolundaki ifadeleri doğru bir değerlendirme olarak göremiyorum..
Yeniden Refah’tan Arapça broşür
Seçimlerde Türkçe dışında başka dilde propaganda oldum olası baş ağrıtan bir durum..
Özellikle bir zamanlar DEM Parti/HDP geleneğinin öncül partilerinin Kürtçe afiş, el ilanları ve anonsları büyük tepki toplar, adli soruşturmalara konu olurdu..
Şimdi de o denli olmasa da tepki gösterenler var..
Örneğin, cumartesi günü Baraj Yolu’nda DEM Parti seçim aracının üstündeki Kürtçe ifadelere tepki gösterenler, yanlış bulanlara tanık oldum..
Fakat, Türkçe dışında başka bir dille propaganda yapan başka partiler de var..
Örneğin, Mücahit Erbakan’ın partisi Yeniden Refah Partisi..
Yeniden Refah Partisi, oy kullanma hakkına sahip Suriyelilerden oy istemek için bir çok ilde Arapça broşür dağıttı..
Ancak, Yeniden Refah Partisi’nin Arapça broşürleri görmezden gelindi..
Dem Parti’nin Kürtçe propagandası kadar gürültü koparmadı..
Eğer bu Arapça broşürü Dem Parti bastırıp dağıtmış olsaydı, İstanbul’da diğer siyasal partiler ayağa kalkar, televizyon ekranlarının kadrolu yorumcuları saatler boyunca konuşurlardı!..
DEM Parti’yi yerden yere vururlar, Türkiye partisi olmayı başaramadığını söyler dururlardı!...