Bir iyi insan da daha gitti

İyi insanlar tez gidermiş.. Kural değişmedi..
Adana'nın yetiştirdiği değerli eğitimci Hayati Mamak aramızdan ayrıldı..
Sivas Öğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra çeşitli il ve okullarda tarih öğretmenliği yapan Hayati mamak uzun yıllar Adana'da hem öğretmenlik ve okul yöneticiliği yapmıştı.. 12 Eylül öncesinin karanlık günlerinde tanıma şansına ulaştığım Hayati Mamak'ın halkın Baraj Lisesi olarak adlandırdığı Temel Cingöz Lisesi'nde müdürlüğü sırasında pek sok öğrenciye ve ailelere yardımcı olduğuna tanıklık ettim.. Öğrencilere bir baba, kardeş şefkati ile yaklaşırdı..
Öğrencilerde Hayati babalarını çok severdi..
Türk Milli Eğitimine 47 yıl hizmet ettikten sonra 2012 yılında Hacı Hatice Turgut Lisesi'nde meslek yaşamını hoktaladı.. Dönemin Çukurova Belediye başkanı Yıldıray Arıkan, Hayati Mamak'ı onur plaketi ile mesleğinden uğurlaması güzel bir tablo oluşturmuştu..
Kara haber tez ulaşırmış.. gerçekten öyle.. Hayati Mamak'ın vefat haber dün kısa sürede bütün Adana'da duyuldu.. İkindi namazını müteakip, sevenlerinin eşliğinde son yolculuğuna çıktı.. Aziz bedeni Kabasakal Mezarlığı'nda toprağa verildi.. Işıklar içinde yat büyük insan!…
***
Kutlamayın şu bayramı
Basında sansürün kaldırılışının 110'uncu yıldönümünü idrak ettik.. Siyasiler, basın bayramını kutlamak için birbirleriyle yarıştı..
Kimse, basından sansürün kaldırılışının yıldönümünde kutlannan basın bayramının anlamsız olduğunundan dem vurmadılar..
Yıllardır hep basından sansürün kaldırılışını yeni sansürlerin eşliğinde kutladık!.. Sansürden kurtulduk diye bayram yaptık..
Atatürk'ün ölümünden sonraki tüm safhalarda basından sansürün kaldırılışının bayram olarak kutlanması anlamsız v, abes ve saçmaydı..
Çünkü, her dönemde yeni sansürler gelmiş, o sansürlerin gölgesinde sansürler kalktı diye sevinmiştik.. Şimdi durum daha değişik bir hal aldı.. Medya, başka güçlere bırakmadan kendi kendi sansür uygulamaya başladı.. Adına da sansür değil otokontrol dediler..
Halbuki o "otokontrol" dedikleri şey bal gibi sansürdü.. Kendi kendine sansür.. Abdulhamit'in koyduğu sansürler, şimdikinin yanında basında özgürlük gibi kalır...
Şimri söyleyin, sansürün her türlüsünün geliştiği, oto sansürün tavan yaptığı bir dönemde basından sansürün kaldırılmasının bilmemkaçıncı yıldönümü kutlanabilir mi?
Ya da kutlanmsa ne yazar, kutlanmasa!...