Evet, iddia ediyorum, olimpiyatlarda Türkiye'ye aytın madalya kazandıracak slalomcular sadece ve sadece Sarıçam'dan çıkar…
Epeydir, bende de bu yönde kanaat oluşmuştu..
Ama dün Cumartesi ve Pazar günü Sarıçam'ı gezerken, bu düşüncemden artık çok eminim.. Türkiye'nin en iyi slalomcuları kesinlikle sadece Sarıçam'dan çıkar.. Erzurum., Bursa, Kayseri hikaye.. Ne Uludağ, ne Erciyes, ne Palandöken, slalomcuları Sarıçam kadar güzel olimpiyatlara hazırlayamazlar..
Zaten bugüne kadar slalomcular orada yetiştiği için Türkiye olimpiyatlarda, Avrupa ve dünya şampiyonlarında slalomcularının izlerini topladı.. Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağı'ın Sarıçam'ın yollarının asfaltlandığını açıkladığını okuyunca, kendi kendime "eyvah" demiştim..
Neyse ki, hafta sonundaki Sarıçam gezilerim bu korkumun yersiz ve gereksiz olduğunu gösterdi, rahatladım!.. Sarıçam'da öyle cadde ve sokaklar var ki, asfaltlardaki büyük ve derin çukurlarla dolu.. Palandöken, Erciyes, Uludağ'daki pistler haltetmiş bizim Sarıçam'ın yolları yanında..
Özellikle Buruk Mezarlığının oradan Sofulu İmam Hatip Lisesine giden bir cadde var ki, slalom için muhteşem!.. Büyük çukurlar yüzünden, sürücüler dar alanda muhteşem slalom figürleri sergiliyorlar..
Hele hele, Büyükşehir Belediyesi otobüslerini kullanan sürücülerin, araçların o devasa gövdesine karşın, o dar alanlarda yaptıkları slalomlar enfes.. Adeta nefesleri kesiyor..
O metrelerce uzunluğunda, iki metre genişliğindeki otobüslerle o muhteşem slalomları yapan şoförlerimiz 1,5 metre uzunluğunda, yarım metre genişliğindeki kayaklarla ne mucizeler gerçekleştirmezler..
Bence, Kayak Federasyonu İl Temsilcisi var mı bilmiyorum, varsa; Sarıçam'a mitili atmalı, o muhteşem araç slalomlarını videoyaa çekip, Ankara'ya ulaştırmalı, bu insanların olimpiyatlarda yarışmalarını istemeli.. Hatta, Ankara'daki yöneticileri Adana'ya davet etmeli..
Onların, başta o güzide slalom pistlerini pardon cadde ve sokaklarını Türk Milletine kazandıran Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ olmak üzere tüm o slalom yollarınının oluşumunda emeği geçenlerle birlikte bu güzel slalom gösterilerini izlemelerini sağlamadırlar…
Vallahi, yalanım yok, en az bir 30 yıl hem Türkiye'de, hem dünyada slalom yarışlarına ipotek koyarız!… Slalom milli takımını oluşturmak için Sarıçam'da otobüs, otomobil kullanan tüm sürücülerimiz kıyasıya bir rekabet içine girerler, slalomdaki dereceler 100 metre koşuları ile yarışır hale gelir..
***
Sözlü, Öztürk'ün acısını paylaştı
Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, onca koşturmacanın, yüzlerce kilometrelik denetim çalışmlarından fırsat yaratıp Kozan Belediye Başkanı Musa Öztürk'ün acısına ortak oldu..
27 Temmuz'da vefat eden Kozan Belediye Başkanı Musa Öztürk'ün yeğeni Fırat Cereci'nin taziyesine katıldı.. Partidaşı, belediye hizmetleri ve siyasi anlamda yol arkadaşı olan Musa Öztürk'ün acısına ortak oldu.. Taziye ziyaretinde, MHP İl eski Başkanı Yusuf Baş'ın da Sözlü'ye eşlik etmesi ise gözlerden kaçmadı…
***
Kıbrıs Türkleri üzerine yeni oyun
Ne Rumlar, ne Avrupa, Kıbrıs'ta Türkler'in özgür olmasını, katliamlardan kurtulmasın hazmedemediler..
Gerçi, onları suçluyoruz ama, içimizdeki Türk ve müslüman görünümlü gurebaların da Rum ve Avrupalılar'dan farkı yok hazımsızlıkta.. 1960 öncesi Rumlar, Avrupa'nın desteğiyle Türkler üzerinde yoğun bir asimilasyon politikaları sürdürmüşlerdi..
Türklerin azınlıkta olduğu köylerde, soydaşlarımızın bir kısmı Hristiyanlaşmıştı.. Ancak, Türk'ün asil duruşu devreye girip, Rumlaşmaya karşı Türklüğüne sahip çıkınca, 1960 ve sonrasında Rumlar defalarca soykırım yapmıştı.. Muratağa'da, Sandallı'da, Atlılar'daki toplu mezarlar hala hafızalarımızda capcanlı yaşıyor..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla ne Hristiyalaştırma, ne de soykırıma fırsat bulamayan Rumlar, Yunanistan ve Avrupa ülkelerinin desteğiyle, sanki Kıbrıs sorunu KKTC'nin kurulmasıyla başlamış gibi bir algı oluşturmaya çalışıyor..
Büyük Türk mücahidi Rauf Denktaş ve Bozkurtlar Ordusu Türk Mukavemet Teşkilatı'nın direnişi ile masada hep kaybeden taraf olmuşlardı.. Yakın zamanda, Türk halkının sorunların duyarsız sözde müslümanların yardımıyla, Kıbrıs Türkleri yeniden Hristiyanlaşma çalışmalarına ve soykırıma uğramaya razı edilmeye çalışıldı.. Kısmen de başarılı olundu..
Rumların katliamından kurtulanlarının çocuklarının ve torunlarını bir kısmı "Yes be Annem" diyerek, cellatlarına teslim olmaya razı gelmişlerdi ancak, Türk halkının çoğunulğu Rumların AB eliyle oynadığı bu oyuna düşmemişti.. Şimdi, yeni bir oyun başlamış..
Türk çocuklarını Fener Patriğine götürmek.. "İki Toplumlu Etkinlikler" adı altında Türk ve Rum gençlerini İstanbul'a götürüp, Fener Patrikhanesi'nde Patrik Barthelemos'a buluşturuyorlarmış...
Böylece, adada sözde "barış inşaası" yapıyorlarmış… Kıbrıs'a barış 1974'de geldi.. Barış diye istenen, yeniden rumlaştırma ve Türkleri katliama tabii tuttma hakkıdır.. Türk çocuklarının, İstanbul'da Patrik Barthelemos'la buluşturulması da, 1960 öncesindeki Türkleri hristiyanlaştırma projesinin yeni versiyonudur.. Ayık olalım..
***
Türkmenlere "ahbab" oldular
Hemşehrimiz Haluk Levent'in kurduğu Anadolu Halk ve Barış Platformu (AHBAB) Adana İl Temsilciliği güzel bir etkinliğe imza attı.. AHBAB Adana, Suriye ve Irak'ta dünyanın gözü önünde soykırıma uğrayan, kimsenin katliamı önlemek çiin kılını kıpırdatmadı Türkmenler için bir yardım kampanyası başlattı..
Adını da, "TürkmenlerleAhbabOluyoruz" koydular..
Topladıkları eşyaları Türkmenlere ulaştırma konusunda, Türkiye'de Türkmenler konusunda en hassas kurum olan Adana Büyükşehir Belediyesi'den gördüler..
Başkan Hüseyin Sözlü'nün talimatıyla Büyükşehir Belediyesi bürokratları, toplanan yardımın Türkmenlere ulaştırılması için araç temin etti..Üstüne bir de kearpuz yardımında bulundu..
AHBAB Adana üyeleri yardımları kendi elleriyle araçlara yüklediler.. Sonra da, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin'in temin ettiği midibüse binerek kamyonlarla birlikte yola koyuldular..
AHBAB Adana üyesi gençleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'yü, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin'i ve Büyükşehir ile Çukurova belediyelerinin duyarlı yöneticilerini gönülden kutluyorum...