Bugünlerde, herkes Abdullah Gül'ün Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağını tartışıyor..
Ülkenin tek gündemi neredeyse Gül'ün adaylığı..
Bizim Türkçüler, Abdullah Gül'ün "Hayır Cephesi"nin adayı olacağını geçtiğimiz Eylül ayında yazıp çizmişlerdi..
Olayı, sadece adaylık olarak ele almak büyük resmi görmemek olur..
Erdoğan - Gül olayında büyük resmi görmek için konuyu 28 Şubat sürecinden bu yana ele almak gerekir.
28 Şubat dönemini bir anımsayın..
Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan, ABD'ye karşı bölge ülkeleriyle işbirliğinden yanaydı..
ABD, Erbakan'ın devrilmesini istiyordu...
Gladyo, "Şeriat Geliyor" diye gündem yaratırken, TSK içerisindeki NATO yanlıları da "laikliği korumak" kılıfı altında Erbakan_'ı devirmişti..
Projeye göre, Erbakan ve Milli Görüş; bölge ülkeleriyle işbirliği yanlısı, ABD çıkarlarına ters İslamcılık tasfiye edilecekti..
Türkiye'nin ve Türk halkının gözüne, Gladyo'nun yarattığı yapay şeriat tehditi perde olarak indirilirken, Fetullahçı yapılanma "Ilımlı İslam"ın Gladyo ayağı olarak devlet kurumlarına yerleştirilmişti..
Ilımlı İslam'a bir de parti lazımdı…
Amerikalılar, bu partiyi Abdullah Gül'ün yönetmesini istiyorlardı..
Ne büyük tesadüftür ki, o parti kurulmadan önce, 28 Şubatçılar, Recep Tayyip Erdoğan'ı cezaevine yollayıp siyasal yasak getirirken, Abdullah Gül'e ise hiç dokunmadı..
Erdoğan'ın siyasete dönmesi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal sayesinde oldu..
Baykal'ın Erdoğan'ın siyasete dönmesini sağlaması ise ABD'nin planına çomak sokmak demekti..
Tabii, Baykal'ın hareketi cezasız kalmadı..
Yine, ne tesadüf ki, Baykal daha sonra kasep operasyonuyla tasfiye edildi..
AKP bir ABD projesiydi ama, Erdoğan ABD projesi değildi..
ABD projesi olan siyasetçi Abdullah Gül idi..
Erdoğan, ABD projesine sokulan çomaktı..
28 Şubatçıların Erdoğan'a yasak getirirken Gül'e dokunmamasının nedeni işte buydu..
Yani birinin ABD projesi, diğerinin o projeye çomak sokan kişi olması..
Kısacası, bugün birqbirlerine rakip olup olmayacağınızı tartıştığımız Erdoğan ve Gül, 28 Şubat sürecinden bu yana aslında birbirlerinin rakibi..
ABD, 28 Şubat sürecinden bu yana siyaset dışına itmek istediği Erdoğan'a karşı Gül'ü bir kez daha alanlara sürmesi kadar doğal bir durum yok..
Gül, eski dostununun karşısına nasıl çıkar diye düşünen büyük resmi okuyamadığı için olaya şaşırıyorlar..
Bizler için ise hiç sürpriz değil..
Eylül ayından bu yana Gül'ün Erdoğan'ın karşısına çıkarılacağını söylerken, en büyük referansımız bu büyük resimdi…
*********
Türkçüler kime oy vermeyecek
Bazı dostlarımız sık sık bana sık sık "Türkçüler Turancılar kime oy verecek" diye sormaya başladılar..
Ben de tek tek anlatmak yerine bu köşeden toplu yanıt vereyim dedim..
Devlet Bahçeli taktiği izleyeceğim..
Hani, Bahçeli, kimlerin cumhurbaşkanı adayı olamayacağını açıklamıştı ya, ben de aynı yöntemi izleyeceğim..
Türkçüler olarak kime ya da kimlere oy vermeyeceğimizi anlatayım, kime oy verebileceğimizi sizler çıkarın..
En başta, Kürtçe pankartlarla karşılananları desteklemeyecekler..
Batıda Türk, güneydoğuda Kürt olduğunu söyleyenlere sandıkta görmezden gelecekler..
Türk dünyasının dertleri yerine, Mısır'ın Kudüs'ün dertlerini dert edinenleri ellerinin tersiyle itecekler..
Parti programında NATO'ya bağlılık olanlara ülkeyi yedirmeyecekler..
Bir sözü diğer sözünü, bir günü diğer gününü tutmayanlara hadi git işine diyecekler…