Biliyorsunuz, MHP'nin Adana'da 9 belediyesi var..
Seçimler yaklaştıkça, başkanların hizmet yanında, bir sonraki seçimde adaylığı garantilemek için de çaba harcamaları gerekiyor.. Ancak, MHP'li başkanlar arasında birisi var ki..
Çok rahat.. Dağlardan serin.. Bu başkanın, çevresine, önümüzdeki seçimlerde adaylığını yüzde 1000 garanti gördüğünü söylediği kulaktan kulağa yayılmaya başlandı..
"Devlet Bey, benden başkasını asla göstermez" dediği söyleniyor..
Bu kadar kendinden emin olmasının sebebini halkı çok merak ediyor..
Hizmette sınıfta kalmasına mı, yoksa cemaat (yanlış anlamayın o malum terör örgütüne dönüşen cemaatten bahsetmiyorum) ilişkilerine mi güveniyor diye sorguluyorlar..
Onları bilmem ama sanırım başka güvendiği şeyler var.. Mesela, göreve geldikten sonra AKP bürokratlarını kanatları altına alması gibi..
Mesela, Meral ablası ile görüşmesi gibi.. Mesela, malum tarla kurultayına ekibindeki delege olan olmayan kişilerin izniyle gitmesi gibi..
Mesela, Kent Konseyi'nin başına operasyon yiyen okyanusötesi kontrollü cemaat yapılarının avukatlığına soyunan birini getirmesi gibi…
Devlet Bahçeli'nin bu olumlu özelliklerini değerlendirip, kendini yeniden aday göstereciğine, bu nedenle rakibi olmadığına inanıyordur..
Tabii, bir de şu durum var başkanın unuttuğu: Erken öten horozun başını keserlermiş..
***
Üç ibret vesikası!
17-25 Aralık'la başlayan FETÖ musibeti geçen yıl 15 Temmuz gecesinden tiibaren yurdumuzun üstüne bir kabus gibi çöktü..
Hala, o kabustan kurtulmaya çalışıyoruz.. Hemen hergün sayısız FETÖ operasyonları okuyoruz…. Onca, mücadeleye rağmen, hala okyanus ötesine el öpmeye, feyz almaya gidenler, demokrasi kahramanı gibi ortalarda geziyorlar..
Siyasi iktidar, FETÖ ile mücadeledene ne derece azimli bilemem.. Ama, bildiğim FETÖ denen karabasanın öyle bir gecede pat diye gelmediği..
Ayak sesleri taaa onlarca yıl öncesinden duyuluyordu... Her ne kadar, dün, okyanus ötesindeki seyyar vaizin dizinin dibine oturanlar tanımıyorduk, terörist olduğunu bilmiyorduk deseler de durum öyle değil.. Aklıselim insanlar, yıllar öncesinden FETÖ'nün ne olduğunu yazıp çizmişler..
O gün seyyar vaizin dizinini dibine oturup bugün bilmiyorduk diyenleri uyarmışlar..
FETÖ'nün işyüzünü yazıp çizmişler..
FETÖ'nün kumpaslarını yıllar öncesinden anlatmışlar.. FETÖ'nün kimlerle işbirliği yaptığını dile getirmişler.. İşte size iki örnek.. Biri, İslami hassasiyetleri ile bilinen bir dergi.. 1990'lı yılların İslamcı çizgideki "Haftalık TARAF" Dergisi.. Diğeri Türkçü "Yeni Hayat" Dergisi..
"Haftalık Taraf" Dergisi, bugünkü AK Parti yöneticileri gibi Necip Fazıl ve Büyükdoğu ekolunünden etkilenen bir islamcı yayın organı.. 8-14 Temmuz 1994 tarihli kapağında adeta günümüzdeki panoramayı çizmiş.. Türkiye üzerine kurulan "Pis İttifak"ı anlatmış..
İttifakın taraflarından birisi olarak Fetullah Gülen'i görmüş.. O'nu, "Lafta müslüman, pratikte hain. Zaman'ın sahibi… ABD yanlısı, yayınlarıyla tiksinti uyandırıyor" sözleriyle tanımlamış.. "Yeni Hayat" Dergisi Türkçü görüşünde yayın yapan bir dergi..
Yazarları arasında bir suikastte katledilen Dr. Necip Hablemitoğlu, Ergun Poyraz gibi adlar da bulunuyordu.. 80'li yıllarda kurulduğu andan itibaren Fetullah Gülen Örgütünü afişe eden, Türkiye'ye kumpaslar kurduğunu anlatmışlardı..
Yeni Hayat'ın Temmuz 1999 tarihli sayısının kapağının ana konusunun başlığı "Cumhuriyete Karşı Fethullahçı Komplo" adını taşıyor.. Aynı sayının 3. sayfasında, Hanifi Altaş'ın yazısının başlığı "Türkiye Cumhuriyetine Karşı Kurulmuş En büyük Komplo" şeklinde idi..
Hanif Altaş, o yazıda, Fetuhullah Gülen ve ekibinin Türkiye Cumhuriyetini içerden kuşattığını, Türk Silahlı Kuvvetleri dışında bu kuşatmanın tamamlandığı, sıranın TSK'ya geldiğini anlatıyordu.. Yeni Hayat'ın daha önceki sayılarına yayınlanan, "Kim Bu Rasputin Özentisi" ve "Rasputin Yeniden Sahnede" başlıklı yazılar gibi yazılarda, Fethullah Gülen örgütünün içyüzü ve amaçları ayrıntılı olarak anlatılmıştı..
Yazılarda "Rasputin" sözcüğü özellikle seçilmişti.. Rasputin, biliyorsunuz, Çarlık Rusyası'nda bir dönem Fethullah Gülen'in 30 yıllık süreçte devleti ele geçirmek için kullandığı yöntemlerin benzerini kullanarak, devletin en güçlü ismi olmuştu.. Rusya'yı Çar ve Çariçe değil, Rasputin yönetmişti..
Rasputin bir din adamı kisvesindeydi..
Özellikleri, yöntemleri, kulandıkları dini arguman aynı olunca, Yeni Hayat tehlikenin büyüklüğüne dikkati çekmek için seyyar vaiz Fethullah Gülen'i "Rasputin" diye tanımlamıştı.. Yeni Hayat, Türkiye'de ilk kez FETÖ'nun devleti içerden kuşattığını yazmıştı..
Yeni Hayat, Türkiye'de ilk defe Türkiye Cumhuriyetine kurulan FETÖ kumpasından bahsetmişti.. İslamcı "Haftalık Taraf" ile Türkçü "Yeni Hayat"ın 1990'lı yıllardaki yayınları ortada.. Hiç kimse, "Biz FETÖ'yü tanımamışız. Terör örgütü olduğunu bilmiyorduk" demesinler.. Özellikle de İslamcılar, FÖTE ile ilişkilerinde böyle bir gerekçenin ardına hiç mi hiç sığınmasınlar..
Hadi Türkçü Yeni Hayat'ı görmediler, gördülerse de inanmadılar..
Ya İslamcı "Haftalık Taraf"ı... Onu da mı görmemişlerdi?.. Ona da mı inanmamışlardı?….
***
Bir cenaze ve saklanan gerçekler
Geçtiğimiz günlerde, gazetelerin haber merkezine bir haber düştü..
Gazetecilerin e-postalarına gönderilen bir haber bülteni ve görsellerinde, Adanalı bir hayırseverin hayatını kaybettiğinden bahsediliyordu.. Katkılanlar tek tek sayılıyor, habere konu şahsın yaptığı "hayır"lar sayılıyordu..
İlk bakışta normal bir haber gibi gözüküyordu..
Ancak hiç de öyle değildi.. Hayırseverin yaptığı "hayırlar anlatılırken" biri özellikle atlanmış, yazılmamış, yok kabul edilmişti.. Yok sayılan "hayır", haberde anlatılan "hayırlar" gibi okul yapımı idi..
Süleyman Demirel Bulvarı'ndaki okul sanki hiç yapılmamış, hiç öyle bir okul yokmuş gibi davranılmıştı.. "Hayırsever"in Süleyman Demirel Bulvarı'nda eşi adına yaptırdığı ve haberi yazanların görmezden gelmeye çalıştığı okul, bir FETÖ okulu idi..
15 Temmuz kanlı darbe kalkışması sonrasında devlet tarafından el konulan "Burç Okulları" içerisinde yer alan bir okuldu.. Yaptırdığı okula, bir "Burç Okulu" olarak FETÖ eğitim kurumları kapsamında el konulan hayırseverin bir oğlu da bildiğim kadarıyla yakın zamanda FETÖ'nün parasal kaynağına yapılan operasyonlar kapsamında tutuklanmıştı..
Çıkıp çıkmadığını bilmem ama, FETÖ'den tutuklanmıştı.. "Hayırsever"in FETÖ ile ilişkisinin haberi yazanlar tarafından bilinmemesi mümkün değil.. Eğer, bültende yazılanlar doğru ise; FETÖ ile mücadelenin bütün sıcaklığı ve 15 Temmuz sonrasındaki kararlılıkla sürdüğü bir dönemde, İktidar partisinin bakanlık yapmış halen milletvekili olan bir üyesinin, eski büyükşehir belediye başkan adayının, mevcut belediye başkanlarının, belediye başkan vekillerinin, eski il başkanlarının, başka siyasi partilere mensup belediye başkanlarının hele hele devletin memuru konumundaki vali yardımcılarının, Diyanet personelinden bazılarının katılmaları ise Türkiye'ye, Türkiye'nin 15 Temmuz karalık gecesini yaşatan bir yapıya karşı verdiği mücadeleye karşı yapılan bir saygısızlıktır…
Unutturmayacağız dedikleri 15 Temmuz şehitlerine ihanettir..