Adana cadde ve bulvarları devasa afişlerden temizlendikten sonra pırıl pırıl oldu..
Ancak, devasa afişler gitti ama, bilboardlar ile cadde ve bulvarlarda ağaçlara kimi iple kimi çiviyle asılan afişler ile binalardaki devasa afişlerden hala çok sayıda duruyor..
Çadde, bulvar ve meydanlarda bilboardlarda, totemlerde ve ağaçlara asılan afişlerle, binaların duvarlarına asılan dev afişlerde iki aday öne çıkıyor:
CHP Büyükşehir Adayı Zeydan Karalar ile İyi Parti Adayı Ayyüce Taş..
İlginçtir, Ayyüce Taş’ın afişleri mevcut Başkan Zeydan Karalar’dan fazla..
Durumu kişisel olarak, Bilici ailesinin sponsorluğuna bağlamıştım..
Ancak, bazı Türk milliyetçisi arkadaşlar başka bir şeye dikkati çekince, o açıdan değerlendirmenin çok da yanlış olmadığını farkettim..
2019’da Zeydan Karalar’a oy vermiş, 31 Mart’ta da yine Karalar’a oy vereceğini ifade eden bazı Türk milliyetçisi dostlarım, önceki gün bir araya geldiğimizde, kararlarını değiştirdiklerinin 31 Mart’ta Karalar’a oy vermeyeceklerini ifade ettiler..
Nedenini sorduğumda ilginç bir yanıt aldım, daha doğrusu ilginç bir noktaya işaret ettiler..
Türk milliyetçisi dostlarım, Adana’da Ayyüce Taş’ın afişlerinin Zeydan Karalar’dan fazla olmasının Karalar’ın bir taktiği, onun talimatıyla yapılan bir uygulama olduğu fikrine kapılmışlar..
Karalar’ın Ayyüce Taş’ın Cumhur İttifakı ve Türk milliyetçilerinden koparabildiği kadar seçmeni koparmasını ve oylarını almasını hesap ettiğini, böylece seçimi kazanma şansını yükseltmek istediğini düşündüklerini söylediler..
Bu hesabı bozmak için de Zeydan Karalar’a oy vermekten vazgeçtiklerinin ifade ettiler..
Bu arkadaşlar verdikleri sözleri tutan, sonuna kadar arkasında duran kişiler..
Bu düşünceyle Karalar’a oy vermeyeceklerini ifade ediyorlarsa Zeydan Beye oy vermeyecekleri kesin demektir..
Aslında, o arkadaşların ifadelerinden sonra düşününce savlarının hiç de yabana atılacak savlar olmadığını fark ettim..
Bulvar, cadde ve meydanlardaki görüntüler o Türk milliyetçilerinin doğruluyor..
Eğer, Zeydan Karalar, Ayyüce Taş’ın Türk milliyetçileri ve ülkücülerden oy alması hesabıyla İyi Parti adayı Taş’ın afişlerini astırdıysa, attığı taşım ürküttüğü kurbağalara değmeyeceğini söyleyelim..
Ayyüce Taş, Türk milliyetçileri ve ülkücülerin oyunu daha fazla alsın derken, kendine oy veren Türk milliyetçilerini kaybedecek..
Durum biraz Dimyat ve bulgur olayına dönecek…
Benden söylemesi..
Önlem alır mı almaz mı, orası Zeydan Başkan’ın bileceği iş..
Diplomalı cahiller tarihi de bilmiyor
Nasıl bir döneme denk geldiysek, diplomalı cahiller ortalığı sarmış; sarmakla kalmamış medyada televizyon ekranlarında ahkam keser olmuşlar..
Geçenlerde bir televizyon kanalında ilginç konuşmalara tanık oldum..
Altaylardan gelip ekranların fatihi olan zatın moderatörlüğünü yaptığı programda mesleği dışında her konuda konuşan yerbilimci profesör ile popular bir tarih profesörü konuşmacı olarak bulunuyorlardı..
Her konuda uzman yerbilimci, yine kendi alanı dışında sıkıyordu:
“Mesela Yoğurt. Yoğurdu Yunan da sahiplenir ama bizde Türklerin biliriz ama Türklere ait değil. Milattan önce 1.000'li yıllarda kayıtlar net bir şekilde yoğurdun Sakalara ait olduğunu gösteriyor.”
Yani yerbilimci profesöre göre yoğurt Türklerin değil Sakalarınmış!..
Şimdi cehaletin neresini düzeltelim..
Adam bilim insanı kisvesiyle ahkam kesiyor ama Türk tarihini bilmiyor..
Yanındaki popülist tarih profesörü de sevgili dostuna “Sakalar kim?” diye sormuyor..
Görkemli şekilde şengören cehaletin doruklarına çıkmış şahısın eminim Saka kağanı Alper Tunga’dan, ona yazılan sagudan, Pers imparatorunu yenen Tomris Katun’dan da haberi yok..
Alper Tunga’nın, Tomris Katun’un ve Sakaların Türk olduğunu hiç duymamış, Alper Tunga sagusunun Türkçe olduğundan da habersiz..
Üstelik, yakın dostu Şengörlerin görkemlisi cehaletin doruğuna çıkarken, cahilsavar tarihçi ağzını açıp bir tek söz etmiyor..
Arkadaşının cehaletinin yüzüne vurmuyor..
İnsan sormadan edemiyor:
Gerçekten siz şaka mısınız?
Biri tarihçi iki anlı şanlı profesör, Sakaların Türk olduğunu bilmeyecek kadar şaka mısınız?..
Yaptığınız program şaka programı mı?..
Tabi bu soru anlamsız bir sporu oluyor..
Sakaların Türk olduğu bilmeyen yerbilim ve tarih profesörleri olsa olsa ya cehalet ya da ihanet içinde olabilirler…
Bu arada, yoğurt Türklerin değil Sakaların diyen bilim insanının kendisini, “Babaanneme bakıyorum; mavi göz, sapsarı saç, şahane bir endam; Sırp kızı. Gayet açık. Dedeme bakıyorum; tipik bir Arnavut, Sırp karışımı var belli. Anneanneme bakıyorum, tipik bir Helen. Hepsi de Türk. Pasaportlarında Türk yazıyor. Benim damarlarımda bir damla Türk kanı yok” diye tanımladığını da dikkate almak gerekir..
Masa ortaklığında kumpas suçlamasına
Sekiz yıldır birlikte hareket eden, altılı masada bir arada oturan CHP ile İyi Parti arasında basşlayan söz düellosu Aydıj Kuşadası’nda farklı bir boyuta evrildi..
CHP’li Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, İyi Parti Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Özer Kayalı ve İyi Parti Kuşadası Belediye Başkan Adayı Behçet Alp’in kendisine kumpas kurduklarını iddia etti..
Konuyu yargıya taşıaacağını açıklayan CHP’li Belediye Başkanı, “'Meşru zeminde hizmet yolculuğunu sürdüren bir siyasetçiyi bu şekilde yenmeye çalışanlara yargı dur demelidir. Cumhuriyet Halk Partisi’ni sandıkta, demokrasi meydanlarında yenmeyi beceremeyenler bu tip yollara başvurmaktadır. Bu durum tek kelimeyle rezalettir, vicdansızlıktır. Bu sahtecilikle, bu kumpasla seçim kazanacaklarını sananlara 31 Mart’ta Kuşadası halkı sandıkta cevabını verecektir.' diye konuştu” diyor..
Ortaklıktan kumpasa..
Türk siyaseti bu denli180 derece farklı davranmaya, masa birlikteliğinden mahkeme kapılarına koşmaya tanık olmamıştı..
Yaşadıkça daha neler göreceğiz acaba?...