O, Alparslan Türkeş’in büyük oğluydu.
O, Milliyetçi Hareket Partisi’nin genel başkanlığını yaptı.
O, koltuğunu Devlet Bahçeli’ye kaptırınca Aydınlık Türkiye Partisi’ni (ATP) kurup yeniden genel başkan oldu.
O, ‘affedin beni Devlet Bey’ diyerek mesajlar gönderip ‘babamın partisi’ dediği MHP’ye döndü.
O, Devlet Bahçeli tarafından affedildi. MHP’ye döndü ve ağzının dolusu iktidar partisi olan Ak Parti’ye verdi, veriştirdi!
O, kendisine Ak Parti Kabinesi’nde bakanlık görevi verilince ‘Elveda babamın partisi’ diyerek Ak Parti’nin yolunu tuttu.
2015 yılının Ağustos ayından bu tarihe kadar da hem Ak Parti Hükümeti’nde kabinede yer aldı, hem de Ak Parti’den milletvekili seçildi.
Ve bugün itibariyle bakanlık görevi sona erdirilen isim oldu.
Tuğrul Türkeş’den bahsediyorum.
MHP Adana İl Yönetiminde görev aldığım dönemde MHP Genel Merkezi’ne kadar yanına giderek görüştüğüm, sonrasında ATP’de birlikte hareket ettiğim Tuğrul Türkeş’in geçmişine dair bazı bilgileri paylaştım sizlere. Buraya kadarmış Tuğrul Bey, buraya kadar…
Her yolun bir sonu vardır. Yol bitmiş demek ki sizin için…
Görevini de eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a devretmiş. Bana soracak olursanız bu sonun izahını ‘geç bile kaldılar’ diyerek özetlerim. Evet, geç bile kaldılar. O tarihte görevini yapması adına Türkeş’in önünü açtılar.
Görevini yaptı, sonrasında da bugün ‘eline sağlık’ dediler. Yarın çağırıp bir görev verirler mi? Yeni bir görev olursa neden olmasın…
Tuğrul Türkeş konusunda kendi adıma bir tek söz söyleyebilirim. ‘Yanılmışız!’ Dün görevini teslim eder iken Recep Akdağ kendisine yardımcı olmasını istemiş ve kendisi de Akdağ’a ‘seve seve efendim’ demiş. Demek ki daha yardımcı olacağı çok işi var.
Bu bir bayrak yarışıdır… Şimdi bunu söyleyecekler…
Demek ki yarışta sizden daha iyi yarışanlar var efendim…
Sayın Tuğrul Türkeş’e milletvekilliğinde başarılar dileyelim. Ne de olsa geçmişten tanırız kendisini…