Dün Fatih Kocaispir’in basın toplantısına katıldım.
Genç, yakışıklı, bilgi ve tecrübe dolu bir kişilik ile alçak gönüllü olduğunu basın toplantısında kendisini tanıyan, tanımayan herkese o özelliğiyle hitap etti.
Dersine iyi çalışmış gördüm Fatih Beyi.
Sevgili kardeşimi Seyhan Belediyesi’nde meclis üyeliği yaptığı dönemlerde daha yakından tanıdım. Daha öncesi Yüreğir’deki siyasetinden ve İl Gençlik Kolları Kurucu Başkanlığı yıllarından bilirim.
İyi de bir avukattır kendisi.
Yapıcı cümleler ile geçmiş dönemin belediye başkanları olan Ömer Topçu ile son dönem belediye başkanı olan Mahmut Çelikcan’a sonsuz teşekkürlerini iletti emeklerinden dolayı.
Hedef koydu, ‘kazanacağım, bütün sonuçlar bunu gösteriyor’ dedi.
Çalışacağım dedi, Hükümetin bütün desteğini Adana’ya yatırım anlamında getireceğinin sözünü verdi.
Kimsenin aşı ile ekmeği ile oynamayacağını söyledi.
Kentsel dönüşüm konusunda alışılmış anlayışın dışına çıktı ve nasıl bir kentsel dönüşüm özlediğini de halkına sorarak yol haritası belirleyerek uygulayacağının altını çizdi.
Sizin anlayacağınız kadınları unutmadı, çocukları ve yeşil alanı hiç ama hiç unutmadı.
Yeşil Yüreğir diyerek söze başladı, yeni bir sezon öncesi iyi bir hazırlık dönemi geçirmiş futbolcu gibi ‘sezona iyi başlayacağız’ diyerek sözünün altını kalın çizgilerle çizen kararlı aday olduğunu ortaya koydu.
Fatih Kocaispir’den Yüreğir’de oturan bir Yüreğirli seçmen olarak tek bir istekte bulundum.
Yüreğir Belediyesi’nin arşı bulan koca hizmet binasının önündeki bir metrelik ATATÜRK HEYKELİ’ni doğru bulmadığını belirtip ATATÜRK’e yakışır bir heykelin dikilmesini rica ettim.
Aday iken başım üstüne dedi…
İnşallah başkan koltuğuna oturunca sözünde durur ve Yüreğir Belediyesi’nin önüne güzel bir heykel yatırır.
Ne diyelim, yolu açık olsun.
İnşallah başarılı olur. Bunu kendi adıma canı gönülden istiyorum.
Sevgili Fatih Kardeşimi çok yakından bildiğim için başarılı olacağına da inanıyorum, itimat ediyorum.
Yolu da, bahtı da açık olsun güzel insanın…
x
GELSİN PARALAR, AÇILMASIN ARALAR!
Devletin bakış açısı resmen bu cümle ile örtüşmeye başladı.
‘Gelsin paralar, açılmasın aralar!’
İstanbul Kartal’da 5 kat ruhsatı olan binanın 8 kat inşaat ile yükseltilmesine memleket sessiz kaldı!
İlgili kurumlar geldi, elektrik bağladı, su bağladı!
Devlet bu ya, af etti. İmar Barışı diyerek parayı yatırdıkları takdirde sizin nasıl inşaat yaptığınıza bakmadan af edeceğim dedi!
Çünkü para topluyordu.
Kaçak katlara tapu verilmesinin önü açıldı.
Sonra da iskambil kâğıdı gibi, karton gibi inşaat yerle bir oldu!
Sevinsek mi? Üzülsek mi? Misali…
Elbette üzülüyoruz. Sevinip para toplayan ‘devlet’ idi…
Üzülen aileler ve millet oldu…
Sevinen izin verenler oldu!
Üzülen yine aileler ve millet oldu…
Canlar yitirilince enkazın başına geçen yetkililer ‘Gerekli soruşturma açılmıştır’ dediler.
Geç kalmadınız mı?
Günaydın…
Enkazın başında bu açıklamayı yapanlar hızını alamadılar ve yayın yasağı getirdiler medyaya…
Yazmayın, çizmeyin, konuşmayın diyerek…
Yazık, bu ülkenin canlarının bu kadar ucuz olmaması gerekiyor.
Biz her şeyi kaybettikten sonra aklımız başımıza geliyor. Maalesef durum böyle…
Yine kızdık, yine sinirlendik…