Seçimlerin öncesinde Ramazan ayının en güzel günlerinin yaşanması ayrı bir tat, lezzet verdi insanlarımıza.
Siyasiler de Ramazan ayında iftar sofralarının konukları olmak durumunda kaldılar.
İftar sofralarına bakıyorum, siyasiler aslında birbirlerini ağırlıyorlar! Dün birisi iftar yemeği veriyor, aynı masada aynı siyasiler.
Bugün birisi iftar yemeği veriyor, yine aynı isimler yiyip içiyorlar.
Yarın iftar versinler yine aynı isimler lokmanın başında olacaklar!
Hoş, bu görüntüden rahatsız değilim. Elbette ceplerinde paraları var, kurarlar iftar sofralarını ve yerler, içerler.
Sonra da Allah’a şükürler ederler.
Bunda bir sorun yok. Asıl sorun, aynı masayı paylaşan bu siyasilerin her gün iftar sofralarını hem de zengin sofralarını sosyal medyadan paylaşarak bunu da gazetelerin haber merkezlerine ‘bir ayrıcalık gibi’ göndermelerinde…
Felanca aday arkadaşımız felanca yerde iftar yemeği verdi!
Şöyle yediler, şöyle konuştular!
İlahi, pes doğrusu arkadaşlar…
Şu iftar yemekleri için harcadığınız para ile kaç fakir ailenin karnını doyurursunuz? Hiç hesap ettiniz mi?
Bence hesap etmediniz…
Etmek de istemiyorsunuz.
Eğer etseydiniz bu kadar israfa sebep olmazdınız.
Ramazan Bayramı yaklaşıyor. Bakın görün bu Ramazan ayında değişik iftar sofralarında oldukça güzel beslenen siyasetçi kardeşlerimiz, kendi masalarında ağırlama şerefine erişemedikleri ‘partisinin tabanındaki isimler’ başta olmak üzere, partililerinin, Adana halkının, Türk-İslam âleminin bayramlarını en güzel iyi dilekleriyle nasıl kutlayacaklar!
Haydi, şerefe der gibi!
Herkesin yediği, içtiği kendisinin olsun.
Benim burada vurgulamaya çalıştığım nokta, Ramazan ayında bu kadar israfa sebebiyet verilmesi…
Buna da siyasetçilerin sebep olması…
Ramazan ayında siyasi partilerin ve milletvekili adaylarının vermiş olduğu iftarlarda ortaya çıkan israfların artık önüne geçilemez durumda olması…
Ne söyler iseniz söyleyin, ne konuşur iseniz konuşun bir türlü bu israfın önüne geçilemiyor.
İnşallah bir gün bu israfın da önü kesilmiş olur…
Hayırlı Ramazanlar olsun…