Adana’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılıydı dün. Ben de bu yazıda 100. yıl kutlamalarına değinmek istiyorum. Biliyorsunuz ki ben genelde kitabın ortasından yazmaya başlarım. Bu yazı da öyle yapacağım. Öncelikle belirtmem gereken şey şu; 100. yıla yakışan programlara imza attığımızı söylemem bundan bir asır önce bir destan yazan insanların mücadelesine bir hakaret olur.
Basından ve halktan uzak üç beş kamu görevlisinin katıldığı sanki zoraki programlar değildi hak ettiğimiz. (Bu yazı yazıldığında Adana Büyükşehir Belediyesi’nin meşaleli yürüyüşü gerçekleşmediği için o yürüyüşü ayrı tutarak yazacağım bundan sonraki cümlelerimi ancak bu yürüyüşle ilgili bir cümle yazmama müsaade edin. Genelde 29 Ekim törenlerinde gerçekleştirilen meşaleli yürüyüşlerin tamamı bir süre sonra CHP propagandasına dönüştüğü için bu yürüyüşler halkın genelini kapsayan yürüyüşlere evrilemedi hiçbir zaman. İnşallah bu kez kapsayıcı bir yürüyüş olur.)
Adana Valiliği 100. yıl kutlamalarının öncülüğünü yapmaya çalıştı ancak sınıfı geçecek bir organizasyon yapılamadı. Kurtuluşun 100. yılı bu şekilde kutlanmamalıydı.
Bir de özellikle Süleyman Elban Adana’ya Vali olarak atandıktan sonra ilgimi çeken bir husus var; Güvenlik gerekçesiyle denetleme işinin abartıldığını düşünüyorum. Konuyla ilgili düşüncelerimi Valiliğin yetkili birimleri ile paylaştığım ve bugüne kadar bir düzeltme görmediğim için buradan paylaşma gereği duydum.
Her program öncesinde alakasız yolların kapatılmasını, alana vatandaştan çok güvenlik görevlisinin yığılmasını ve trafiğin adeta işlemez hale getirilmesini çok anlamlı bulmuyorum.
100 yıl önce düşmanın silahından korkmadan ölüme koşan kahramanların torunlarından mı korkuyor, çekiniyorsunuz da bu kadar güvelik önlemi alıyorsunuz? Dün düşmandan korkmayan insanların torunlarının size zarar vereceğinden mi endişe ediyorsunuz? Canınız bu kadar mı tatlı?
Siz üç-beş (yüz) kişi katılacak diye halktan kopuk programlar düzenlerken zaten keşmekeşe dönmüş Adana trafiğini iyice alt üst etmek ve insanları isyan noktasına getirmek kime ne yarar sağlar?
Bildiğim kadarıyla dün birçok okulda da etkinlikler yapıldı. Allah aşkına okul çağında çocuğu olanlar bir konuşsun evlatlarıyla; Çocuklarınız Adana’nın kurtuluşu ile ilgili yeni ne öğrenmişler? Hangi kahraman onları daha çok etkilemiş? Yüz çocuktan bir tanesinin bile bu sorulara anlamlı cevap verebileceğini tahmin etmiyorum.
Folklorik işleri severim ancak bunu sırf yapmış olmak için yapılmasına karşıyım. Yine de Adana’nın kurtuluş gününde Adanalı bile olmayan ve toplumun geneline hitap edemeyecek, sorsan Adana’yı da istiklal mücadelesini de anlatamayacak çocukların, sanatçı kisvesi altında konsere davet edilmesine tümden karşıyım.
Adana Büyükşehir Belediyesi yetkililerine de sormak lazım; Memlekette Adanalı sanatçı mı kalmadı da başka yerlerde doğup büyümüş kişileri konsere çıkartıyorsunuz?
Son tahlilde her belediye elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştı 100. yıl ile ilgili ama maalesef yapılanlar yetersiz kaldı. Bunun üzerine bir de vatandaşa yaşatılan sıkıntıyı ve mağduriyeti de eklediğinizde elimizde kocaman bir sıfır kaldı.
Adana sanayide, tarımda, turizmde hak ettiği değerden çok çok uzaklaşmıştı zaten. İktidarın ve belediye başkanlarının da çoğu zaman bu güzel şehre şaşı bakmasına artık alışmıştık ancak 100. yılda bazı şeylerin değişmeye başlayacağını umuyorduk ancak sanırım yanılmışız.
Bazı konularda mahcup olmayı çok istiyorum fakat şimdiye kadar hiç olmadım maalesef. Bu konu da mahcup olmak istediğim durumlardan birisi. İnşallah bu güzel şehri yönetenler en azından 2022 yılını geçmiş yıllardan daha iyi değerlendirirler de biz de kendilerine bir teşekkür yazısı yazarız.
Zor ama zoru başaracaklarına inanıyorum.