Bu köşede iktidar partisi ile ilgili eleştirilerimin başına her zaman eğitimi ve gençliği koymuşumdur. Çünkü doğru eğitim vermezseniz gençleri doğru bir şekilde yetiştiremezsiniz. Gençleri doğru bir şekilde yetiştiremezsiniz de geleceğinizi doğru bir şekilde şekillendiremezsiniz.
Peki, 'doğru' dediğimiz kavram kime/neye göre olacak?
Aslında bunun cevabı çok basit; Evrensel ilkelere ve toplumsal değerlere göre.
Aslında konu işte tam da burada düğümleniyor. Biz maalesef evrensel ilkeleri ve toplumsal değerleri de kendi siyasi bakış açımıza göre şekillendirmeye çalışıyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eğitimde köklü bir reform yapılması gerektiğine dair sözlerinin ardından başlayan tartışmalarda da bunu açık bir şekilde gördük.
Yaklaşık yirmi yıllık Ak Parti iktidarında eğitim ve gençlik konularında her gelen Bakan, "Reform yapacağız" diye yola çıktı ama her seferinde dağ fare doğurdu. Bu da eğitim ve gençlik konularında daha da geri gidilmesine neden oldu.
Her ortamda belirttiğim, zaman zaman da köşe yazılarımda yer verdiğim bir iddiam var;Bugün sadece gençlerin oy kullandığı bir seçim yapılsa Ak Parti ilk üçe bile giremez.
Eğitim ve gençlik konusunda sınıfta kaldıklarını birçok konuşmasında dile getiren Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları ve Ak Parti Gençlik Kolları'nın hazırladığı 'Sen Kimsin?' başlıklı çizgi video sonrasında muhalefet kanadından yapılan eleştirilere bakıyorum da;"Eğer aynı şartlar altında CHP iktidar olsaydı inanıyorum ki onlar bir gençlik seçiminde ilk beşe bile giremezdi" diye düşünüyorum.
Başına kim gelirse gelsin, ne kadar açılım yapılırsa yapılsın CHP, kodlarındaki Anadolu insanının inançlarına yönelik düşmanlığı hadi biraz daha yumuşatarak yazalım İslam’ı bilmemekten kaynaklı cahil söylemlerini bertaraf edemiyor.
Ak Parti Gençlik Kolları'nın yaptığı video ile ilgili itirazlarınızı elbette ifade edebilirsiniz. Eksiklik bulabilirsiniz. Ekleme yapabilirsiniz. "Bazı olması gereken ama olmayan ya da bazı olmaması gereken isimler var" diyebilirsiniz. Nihayetinde ortaya bir proje konmuş. Bunu elbette tartışabiliriz ancak Ana Muhalefet Partisi'ne danışmanlık yapan Mücahit Avcı gibi bir ismin işi sahabe düşmanlığına getirirseniz işte o zaman haklı da olsanız hiç kimseyi söylediklerinize inandıramazsınız. Kaldı ki burada Avcı'nın haklılığından değil en basit ifade ile cehaletinden söz edebiliriz. Sahabelerin önde gelen isimlerinden birisi olan Musab Bin Umeyr’e yönelik söylemi hiçbir şekilde kabul/izah edilemez.
Sonradan sildiği skandal paylaşımla alakalı özür dileme erdemin de bile bulunamayan Avcı ve onun gibiler yüzünden CHP bir türlü 'İslam Düşmanı' yaftasından kurtulamıyor.
Ak Parti Gençlik Kollarının hazırladığı videoya cevaben İstanbul Gençlik Kolları da paylaşımları derleyerek bir video hazırlamış HDP Gençlik Kolları da… Sanırım diğerleri de yakında başka videolar hazırlayarak yayınlarlar.
Aslına bakarsanız Ak Parti Gençlik Kolları’nın hazırladığı video bir takım insanların yüreğini okşasa da onlar da biliyor ki parti içinde durum böyle değil. Mesela Adana’da merkez ilçe teşkilatların birinde gençlik kollarının yediği naneleri, bir kebapçının üzerinde tuttukları daireyi ve o dairede yaşananları sağır sultan bile duydu.
Yine de kötü örnek örnek olamaz ilkesinde yola çıkarak bu videoyu olumlu buluyorum. Sayın Erdoğan da bir ara il/ilçe başkanlıkları ile alakalı; "Bana Ömerleri bulun” demişti. Tabi bulundu mu bilmiyorum ama atılan adımın havada kalmaması için bir sonraki adımın da planlanması ve atılması lazım.
Son tahlilde şunu ifade etmemiz doğru olur; Dayatılan ezberci sistemden vazgeçilmeli, gençlik ve eğitim üzerine daha çok kafa yormalı, toplumun değerlerini yok saymadan, dünya gerçekleri ve zamanın getirdikleri ile bütünleşmiş bir sistem kurulmalı. Bunu yaparken de iktidarı ile muhalefeti ile siyasi bir kaygısı olmayanı ile hep birlikte hareket edilmeli.
Kurtuluşumuz eğitimde ve gençliktedir.