Fetva makamında olan Müftü ve müftüler. Fetvalarını veriyor, vatandaşı aydınlatıyor.
Bu konuda Adana'ya geldiği günden beri ise Adana il Müftüsü Hasan Çınar hocada soruları cevaplıyor,
Bir soruya ise;
Bankaların verdiği promosyon caiz midir?
Faiz dinimizde kesinlikle haramdır.
Faizle çalışan bankalar genellikle memurların, işçilerin maaşını vermek için farklı miktarda promosyon (özendirme) teklifleriyle kurumlarla anlaşırlar.
Kurumlar da çoğunlukla en yüksek promosyon verenle anlaşırlar.
Çalışanlar ve Emekliler borçlu vb. durumda iseler bu parayı alıp kullanabilirler. Caizdir.
Ama ekonomik durumları normal veya iyi ise promosyonu yine alsınlar ve bunu muhtaç veya borçlu durumda olan akrabalarına veya fakirlere versinler.
Bu şüpheli olandan uzak durmamız için en doğru olanıdır.
Diyor Sayın Hasan Hoca.
*
Bu konuda Nureddin Yıldız İse;
“Banka promosyonları, direkt faiz değildir. Faiz şartları ona uymuyor ama soframıza gelebilecek bir helallikte olduğunu da zannetmiyorum.” görüşünde.
*
Ahmet Mahmud Ünlü ise görüşünü belirtirken;
“Kesinlikle alın, bankaya bırakmayın, geçiminizi sağlamakta zorlanıyorsanız siz kullanın, eğer ihtiyacınız yoksa ihtiyaç sahibi fakirlere dağıtın…”.
*
İhsan Şenocak'ta diyor ki;
“Sistem belli bankalarla anlaşmayı şart koşuyor. Bu para faiz hükmündedir. Bu para alınacak çünkü alınmazsa faizci sisteme katkı sağlanmış olunur. Fakat alındıktan sonra kendi ihtiyaçlarınız için kullanmayın. Bu para ancak kamu yararına harcanabilir. Fakirlere de verilmemelidir.”
*
Halil Günenç ise;
“Promosyon denen bir şey vardır. Vatandaş parasını hangi bankaya verirse onlara promosyon veriyorlar, yine onu alacaksın ama fakirlere vereceksin. Yiyemezsin çünkü o para faizdir. ‘El malü’l-habis, sebilühü et-tasadduk’ devletten gelse ayrı.”
*
DiyanetTV’de Hüseyin Kayapınar Hoca’nın cevabı ise, o da en azından faiz şüphesi bulunduğu için ihtiyaç içinde olmayanların bu promosyonu alıp yoksullara vermeleri gerektiğini söylüyor.
*
Prof.Dr Hayrettin Karaman ise;
Benim, faizci bankaların verdikleri promosyonun faiz olduğunda şüphem yoktur.
Bir yerde çalışan kişi, maaş ve ücretini hak ettiği andan itibaren bu para onun mülküdür ve işverenin elinde emanettir.
Çalışan emekli ise maaşını nereden almak istediğini devlet ona soruyor ve oraya gönderiyor. Emekli değilse çalıştığı kurum, çalışanlara vekâleten, onların mülkü olan maaşlarını nereden alacaklarını belirliyor.
Eğer kurum, faizci bir banka ile anlaşmış ise çalışanların malı/parası o bankaya geliyor, çalışanların kahir çoğunluğu o gece saat onikiyi bir saniye geçe maaş ve ücretlerini almıyorlar, bu paralar bankalarda emanet desek bankanın ondan faiz kazanamaması (parayı kullanma imkanının olmaması) gerekir, banka bu paraları faize koyuyor, kullanıyor, şu halde kendine ödünç verilmiş (cari hesap) kabul ediyor, bundan daha fazla kazandığı için daha azını para sahiplerine promosyon adıyla veriyor. Promosyonu hediye kabul etseniz bile paranızı meşru yerde kullanan bir kimsenin dahi size bu para yüzünden hediye vermesi caiz değildir, burada ise hem meşru olmayan yerde (faizcilikte) kullanıyor, hem de bu yüzden sahibine hediye veriyor.
Dediğim gibi, bu paralar alınacak ve buna, temel ihtiyaçları bakımından muhtaç olanlar kullanacaklar, bu seviyede muhtaç olmayanlar, Halil Hoca’nın ve diğerlerinin dediği gibi yoksullara verecekler.
*
Babam felç geçirdi. Ben bakamıyorum. Ücret karşılığı bir kadın bakıcı tutabilir miyim?
Böyle bir soruya ise;
Felçli, yaşlı, engelli vb. durumda olan anne - babaya veya herhangi bir kimseye evvela mahremlerinin (oğlu, kızı gibi) her türlü bakımlarını yapması farzdır.
Eğer bakımlarını yapacak kimse yoksa o zaman erkeğin bakımını yapması için erkek bakıcı bulunur.
Kadın için de kadın bakıcı tutulur. (ki kadın hastamız için kadın bakıcıyı her zaman bulmak mümkündür.)
Eğer erkek için erkek bakıcı bulunamaz ise zarurete binaen kadın bakıcı tutulur.
Böyle zaruri durumlarda kadın bakıcının, temizliğini yapacağı kimsenin mahrem yerlerine zaruret miktarınca bakması caizdir.
Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…